Türkiye baskın bir seçime gidiyor. Güçlü halk destekli 16 yıllık iktidar niye hemen sandığa gidildiğini açıklamakta zorlanıyor. Görünüşte muhalefeti hazırlıksız yakalayarak galip gelme arzusu. Ama asıl sebebin toplumda hızla kabul görmüş ve umut olmuş İYİ Partinin önlenemez yükselişi olduğunu cümle alem biliyor. Değilse niye ve neden hemen, derhal seçim olduğunu izah etmesi gerekiyor.

16 yılın iktidarı AKP, ülkede yok ettiği her şeyi vermeyi vadediyor.  Daha güçlü Türkiye, daha çok demokrasi ve özgürlük, daha çok adalet v.b diyor. İYİ de bunları yok eden sensin, şimdi nasıl olacak sorusuna cevap veremiyor. Sözde bu vaatler iyi, güzel de, 16 yıldır neredeydiniz be kardeşim? Bunları neden yapmadınız?  Eliniz bağlayan neydi?  C.Başkanı Başbakan, Bakanlar Kurulu, yargı, ordu, emniyet, siyaset, ticaret.. Her şey sizdendi ve anayasal, yasal bütün yetkiler de elinizdeydi. Neden yapmadınız?

Sandığa 2 ay kalınca mı demokrasi ve özgürlükler aklınıza geldi?  Hayır.. Şimdi medya bombardımanıyla ahaliyi her zamanki taktikle uyutmak istiyorsunuz!  Ama yanılıyorsunuz. Haklımızın aklıyla ettiğiniz alaya cevabını sandıkta göreceksiniz. Metal yorgunluğunuz mentalleşti, taktikleriniz bayatladı, icraatlarınız yolsuzlaştı, yöneticileriniz yozlaştı, her şey kokmaya başladı. Sesi hallediyorsunuz ama ah koku var ya burun sızlatmaya başladı.

Şimdi getireceğinizi vadettiğinize göre ülkede demokrasi de yok özgürlük de yok. Yargıya güven tümden bitmiş. TBMM’in etkisi, yetkisi yok artık. Kanun Hükmünde Kararnamelerle yönetilen ülkemde Meclis de devre dışı. Gerekçesiz ama sürekli uzayan bir OHAL var. Kamuda denetim bitti, idari ve fiili bir yol..  Bürokraside kim ne iş yapar, yetkisi mi var mı yok mu bilinmiyor. Öyle ki Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesi bile denetlenmiyor.  İsraf edilen kaynaklar hazineyi tamtakır etti. 1920 yılından beri var olan Başbakanlık rafa kalkıyor. Daha önce kendine abidik gubudik diyen B. Yıldırım “Ben son Başbakanım” diye övünüyor. Parlamenter Sistem'de Başbakan ve Meclis'in yetkisinde olan tüm anayasal ve yasal görevler Cumhurbaşkanı'na devrediliyor.

Özelleştirme adıyla tüm birikimlerimiz yağmalandı, şimdi de Şeker fabrikaları satılıyor ve paraları savruluyor. Çok büyük o yüzden idaresi zor oluyor diye üniversiteler bölünüyor. Sistemiyle on kez oynanarak çocuklarımızı ve gençlerimiz adeta maymuna çeviren eğitim tümden berbat! Dolar artmaya, ülke ve halk fakirleşmeye devam ediyor. Eğer iktidardan gitmezlerse seçimin ardından zamlar sökün edecek! Enflasyon, işsizlik, çaresizlik artacak. Borç bini geçecek, kuzu eti yenecek! Adaletsizlikten feryat daha da yükselecek, yeni yapılmakta olan 170 hapishane de dolacak belki de yetmeyecek. Atanamayan öğretmenler çile çekmeyi sürdürecek, kim bilir içlerinden bazıları haksızlığa, hukuksuzluğa, işsizliğe, yoksulluğa dayanamayıp öncekiler gibi intihar edecek.

Bir de bunların sorumlusu başkasıymış gibi arsız ve yüzsüz biçimde size gelip hadi oy verin bize gene diyecekler. Oy verin hem de çok verin de iktidar olmaya devam edelim diyenlere sen ne diyeceksin? Kopya vereyim. İyi de ey AKP sen zaten 16 yıldan beri iktidarsın ve daha 1,5 yıl süren vardı, ülkede her şey iyi ise baskın seçim niye? Kötü ise sebebi sensin!  Şimdi niye seni gene seçelim? Sorularını sorun, cevaplarını alın, ikna olursanız ne alâ.. Yok olmazsanız -ki akıl sahibi hiç kimse olmaz- o zaman sandıkta gereğini yapın. Sonrasında ağlayıp sızlamayın. Çocuklarınıza iyi bir eğitim, gençlerimize iş, herkese aş, huzur ve güvenlik için Allah aşkına bu kez aldanmayın.. Ya da aldanın.. Hayat da karar da takdir de sizin.. Fakat şunu unutma; Sorunun sebebi olanlar asla çözümün adresi olamazlar!