Demokrasilerde seçim, doğal bir olaydır. Demokrasilerin olmazsa olmazı seçimlerdir. Seçimler demokratik usullerle ve eşit şartlarda yapılırsa; adil olur, dedikodusuz olur, hakkaniyetli olur.

Benim endişem, 24 Haziran seçimlerine giderken, cumhurbaşkanı adaylarının hal ve söylemleridir. AKP’nin cumhurbaşkanı adayı ve halen bu görevi sürdüren Sn. Erdoğan; rakiplerinin karşısına çıksa; 16 yılda yaptıklarını tek tek anlatsa, kıyamet mi kopar. Muhalif adaylar, Sn. Erdoğan’ın karşısına çıkıp neler yapacaklarını, bir bir anlatsalar da bizlerde anlasak ayıp mı olur?

Sn. Erdoğan’ın elinde devletin bütün bilgi ve belgeleri var. Böyle bir tartışmaya girse ne olur? Rakiplerine göre 2-0 önde başlamış olmaz mı?

Sn. Erdoğan 16 yılda toplanan 2.7 trilyonu, özelleştirme adı altında devletin kasasına girdiği iddia edilen 71 milyar doları hangi yatırımlara yaptıklarını anlatsa. 130 milyar dolar borçla alınan devletin neden 530 milyar dolar borçlandırıldığını bu paralarla neleri yaptıklarını söylese de şu rakiplerinin ağzını tıkasa kötü mü olur?

FETÖ nedir, nasıl gelişmiş, devlet nasıl sızmış, hukuku, orduyu, emniyeti, eğitimi kamuyu nasıl ele geçirmiş, kimler yardım ve yataklık etmiş; elindeki belgelerle tek tek sıralasa kıyamet mi kopar?

Türkiye bir tarım ülkesi iken neden et, ot, saman, sarımsak, buğday, zeytinyağı vs ithal eder duruma getirildi? Bunların suçluları kimlerdir anlatsa da öğrensek, iyi olmaz mı?

Neden bütçe devamlı açık veriyor, neden cari açık kapatılamıyor; ülkeyi bu hallere kimler getirdi elindeki devletin sağlam bilgileriyle anlatsa, açıklasa da öğrensek olmaz mı?

Petrol fiyatlarıyla oynayan, faizle ve döviz hareketleriyle oynayan şu zındık dış güzleri, faiz lobilerini tek tek açıklasa da öğrensek ve devletimizin sonuna kadar arkasında dursak iyi olmaz mı?

Meydanlarda seçmeni kamplaştıracak; “Eyyyyyyyyyyyyyy Kemal, Eyyyyyyy İnce! “diyene kadar, karşılarına çıkıp ayıp, kusur ve hatalarını suratlarına çarpsa daha mı kötü olur?

Diğer Sn.adayları karşısına alsa, “Bakın beyler benim ailemi işin içine karıştırıyorsunuz, bunların aslı astarı yok diyerek gerçekleri anlatsa, dedikodulara bir sünger çekse. Meydanlarda diplomamı konuşuyorsunuz, aha da diplomam!..” diyerek diplomanın aslını gösterse kıyamet mi kopar?

Bunların hiç biri yapılmıyor.

Meydanlar da sanal suçlamalarla bir birlerine yalancı pehlivan gibi peşrev çekiyorlar.

Mesela, diğer Sn. adaylar ekranlarda; Vekil çiftliğine dönüştürülen, vekiller kıyak ve olağanüstü haklar tanıyan hale getirilen bu TBMM’inde bir düzenleme yapacağını söyleyen var mı?

Vatandaşa yani asile tanınmayan hak ve kıyakların vekillere tanınmasına sınırlama getireceğini söyleyen cumhurbaşkanı adayı var mı, duydunuz mu?

Bana bir implant yapılmazken, Sn. Vekiller 12 implantın bedava yapılmasının, ömür boyu emekli aylığı almasının, ömür boyu kırmızı pasaport taşımasının, kamudan sonsuz yararlanmasının ve bunları kazanılmış hak gibi kullanmalarının mantığını ve gerekçesini anlatan bir cumhurbaşkanı adayı gördünüz mü?

Oysa vekillik, bir seçim dönemi içindir. Seçim sonunda vekâlet alındığına göre bu hakların da alınması gerekmez mi?

Cumhurbaşkanı adaylarının birbirlerine daha kibar, daha saygılı ve daha nazik olmalarını bekliyoruz. Çocuklarımıza örnek iyi örnek olmaları gerek.

Onu bunu Fetöcü diye suçlamak, çok da şeyimdeydi diye yakışıksız söz söylemek; söyleyeni yüceltmiyor aksine küçültüyor.

Seçimler; seçim anında RAKİP, seçim sonrası EKİP mantığında olmalıdır. Ve unutulmamalı ki, sıkacağımız ele kara sürmeyelim, bakacağımız yüze utanacağımız söz söylemeyelim. En taze örnek MHP lideri Bahçeli ile AKP lideri Erdoğan’dır.

Ve unutmayın! Anayasal bir görev ve hak olan seçime gidiyoruz, savaşa değil. Elbette kazanmak ve kaybetmek seçeneklidir.

Esen kalınız.