Uzun zamandır yazmıyorum.

Sebebi malum!

Düşüncelerimizden rahatsız olan Sayın Bahçeli’nin yanında yer alıp, bizi yargıya hedef gösteren “troller”.

Seçimlere birkaç gün kala ifade etmek istediğim birkaç şeyi, burada değerli HABERERK okuyucuları huzurda not etmek istiyorum:

Bu seçim: ülkeyi ele geçirmeye çalışan kişiler ile “ülkeyi verdiğimiz oy ile yetki alıp, yasaların söylediği sürede yönetelim” diyenler arasında yapacağımız bir seçimdir.

Cumhuriyet ve demokrasi dediğimiz şey (hatta İslam) : sınırsız bir yetki ile birileri tarafından sınırız/sonsuz yönetim değildir.

Ne kadar maharetli olursanız olun, mutlaka kararlarımızı denetimden geçirmeli, hesap verebilmeliyiz. Ölünce Allah’a hesap vermeyi iman gereği bilen bir insanın, yaşarken hesap vermekten kaçması düşünülemez! Üstelik hesap vereceğimiz konular, bütün millete ait olan emanetlerdir…

Emanete ihanet her şeye ihanettir.

Hesap verilebilirlik anayasa ile belirlenmiş kurumlar tarafından yapılmalıdır. Bundan göreve talip olanlar asla gocunmamalı, tam aksine tarih ve millet huzurunda olmanın bilinci ile hareket edilmelidir.

Türkiye’mizde bazı guruplar, İslam adına yetkili imiş! gibi konuşmaktan vazgeçmelidir.

Bu guruplar ve müntesipleri “Türkiye’de Allah’a iktidar hediye etmekten(hâşâ)” vazgeçmeli, Allah’ın “samed” ismini akıldan ve hafızadan hiç çıkarmamalıdır.

Allah Türkiye’de iktidar, dünyada mahzun olamayacağına göre, iktidarınıza şirk bulaştırmayın:

-İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne)

HİCR Suresi 9 Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim’i), Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz.

KASAS-56: İnneke lâ tehdî men ahbebte ve lâkinnallâhe yehdî men yeşâu, ve huve a’lemu bil muhtedîn(muhtedîne).

Muhakkak ki sen, sevdiğin kişiyi hidayete erdiremezsin (onun ruhunu Allah’a ulaştıramazsın). Fakat Allah, dilediğini hidayete erdirir. Ve O, muhtedileri (hidayete erenleri) daha iyi bilir.

Bu ayetlerde de açıkça belirtildiği gibi ALLAH bizden iktidar istemiyor. Ve asla buna ihtiyacı da yok. Çünkü o bütün zamanlara ve mekânlara; hâkim ve muktedirdir.

16 sene önce %99 Müslüman dediğimiz ülkemize, şimdi %50 hain, münafık, müşrik demeye başladınız! Başarınız ülkenin yarısını dinden imandan çıkarmak mıdır?

Çok uzun uzadıya izah edilecek konuların özeti budur: biz ülkeyi emanet olarak görüyor, emanet olarak görenlerin namusuna; belli sürelerde, emanet etmek istiyoruz ve hesap vermesini bekliyoruz.

Ülkemizde yaşayan “81 milyon” insanın, ehliyet ve liyakat sahibi insanlar tarafından şeref ve onurlarına uygun yönetilmesini istiyoruz.

Ülke insanın ve kaynaklarının hiçbir gurup, kişi ve zümre tarafından ele geçirilmesini istemiyoruz.

Bizi yönetenlerin yapması gerekenleri yaptığında, bu yapılanları “gözümüze sokmasını” istemiyoruz.

Ömer Seyfettin’in “diyet“adlı öyküsünde olduğu gibi, “kolumuz keser diyetini öderiz” gözümüze iyiliği sokanlara…

Bir de sözde anketçilere: “ağam bizle alay ediyi” tarzında ilan ettikleriniz ile ülkemizde itibarını yitirmeyen kurum kalmadı, çok şükür!

Çağrı merkezleri ve anket firmaları ülkemizde iki mesleğin de itibarsızlığına örnek oluşturuyor artık.

Sizin anketleriniz bizim kanaatlerimizin çok gerisinde! Anketler değil, kanaatler gerçekleşmeye başladı artık!

Mesela ben bir falcıya sordum(kanaatime göre, Sayın Akşener ve Sayın İnce ikinci tura kalacak, teyit ettirmek için!) : son iki ye kalan adaylar arasında Sayın Tayyip Erdoğan’ı göremedi! O kadar çok önde gösterdiniz ki, sanırım önde giderken kayboldu!

Bu seçim galibi: her türlü hakaret ve engele rağmen, siyaset sahnesine ümitler taşıyan, siyasetin rengine ve nezaketine “nezaret” eden; Zarif, Hanımefendi, Abla, Anne; Sayın Meral Akşener’dir…

Millet ittifakı aldığı netice ile ülkeyi 81 milyon ile geleceğe güvenle taşıyacak, siyasetin düştüğü bu “çukurdan” kurtaracaktır…

Gözünüz anketlerde değil, sandıklarda olsun.

“oy” vereceğiz, Ülkemizin “Tapusunu” vermeyeceğiz.

“Tapumuzu” isteyenlere “oy” vermeyeceğiz.

Millet sandıkları “millet ittifakına” emanet ediyor…

Ülkeyi emanet alacaklar: sandıkları koruyun…

Her zaman Allah’a emanet olun