Sessiz İstila belgeseliyle gündeme gelen ve daha sonra Sessiz İstila isimli kitabıyla ses getiren gazeteci yapımcı Hande Karacasu, Cumhuriyet TV’de Gazeteci Yazar Ömer Can Talu’nun sorularını cevaplandırdı. Karacasu, sığınmacıların konu edildiği programda iktidarın kendi vatandaşını canından bezdirerek Türksüzleştirme politikası uyguladığını vurgularken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a “Siz bu projeyi işletebilmek için ABD’nin bu coğrafyanın başına diktiği Müslüman lider misiniz?” diye sordu.

Türkiye’nin Irak’taki savaştan önce gelen Afganlı, Pakistanlılar ile Ukrayna ve Rusya arasındaki çatışma ve bir limanda yapılan ortak işbirliği nedeniyle gelen Ukraynalı ve Ruslar’ın, bir taraftan da Yunanistan’dan istilaya uğradığına işaret eden Karacasu, “Türkiye üzerinde dört bir yandan pres var. Kuzeyde yaşanan savaşın etkisi var, orta doğudaki çatışmanın içine bataklığa doğru çekilmeye çalışıldığımız için bir kaos var. Güneyde aslında kuzeydeki problemin yansımalarıyla bir problem var. Doğu Akdeniz’de güneyde yaşadığımız bir kaos var. Biz bir ateş çemberinin içindeyiz. Ortadoğu ateş çemberinin harlanan noktası. Bir yazar Türkiye’yi biraz Araplaştıracağız demişti. Aslında mesele tam da Araplaştırma değil. ABD’nin Orta Doğu’da öngördüğü Büyük Ortadoğu Projesi için burada sözü geçecek bir Müslüman lidere ihtiyacı vardı. Ve AKP iktidar oldu. Sadece 2011’de yaşanan Suriye iç savaşı değil, onun öncesinde Arap Baharı ile başlayan ama arkasında bir takım ticari dolapların döndüğü bir süreci yaşadık. Mesela 2008 yılında Kuveyt’in ulusal bankası bir açıklama yapıyor ve diyor ki; Türkiye’den mülk almak isteyenler burada yatırım yapmak isteyenler benim oluşturduğu fondan 250 bin dolar parayı alıp burada yatırım yapabilirler. Yani 400 bin dolar oldu. Biz de 250 bin dolar yatırım yapan vatandaşlara burada Türk vatandaşlığı veriyorduk. Buradan mülk alıp vatandaşlığa müracaat edebilirsiniz diyorlar. Peki bunu sadece Araplar mı yapıyor? Hayır. Türk çeteler de yapıyor. Buradaki açığı kullanan ve bu çeteleşmeye yardım eden yerel işbirlikçiler de var.” dedi. 

TÜRKİYE’DEN IŞİD’E PARA GÖNDEREN KAÇAK IŞİD’LİYE NEDEN SESSİZ KALINIYOR?

Türkiye’nin yaşadığı istilayı gündeme getirdiği için ırkçılıkla suçlandığını, yaptığının insan haklarına aykırı olduğunun iddia edildiğine değinen Karacasu, “Benim yaptığım ırkçılık değil. Ben sadece vatanını ve vatanının namusunu korumaya çalışan sıradan bir kadınım” diye konuştu. 

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Türkiye’deki terör unsurlarını ayakkabı numarasına kadar bildiğine yönelik yaptığı açıklamayı hatırlatarak, Mersin’de kurduğu şirkete ile Işid’e para gönderen kaçak Işid’linin neden görmezden gelindiğini soran Karacasu şunları söyledi:

“ABD Hazine Bakanlığı ‘Türkiye ile işbirliği yaptık ve 2016’dan bu yana Türkiye’de kaçak yaşayan 4 tane Işid’li ve buna bağlı iki şirketin mal varlığını dondurduk’ dedi. Bu adam 2016’dan beri Türkiye’de kaçak yaşıyor. Oğulları aracılığıyla Mersin’de iki tane şirket kuruyor ve bu iki şirketle Işid’e para transferi yapıyor, buradan asker devşirip Işid’e gönderiyor. Irak, Suriye ve Türkiye ağını buradan daha rahat yöneteceği için buraya kaçıyor adam. 2016’dan beri burada, siz neredesiniz? Ayakkabı numarasına kadar bilen beyefendi bunu neden göremedi? Utanmadan resmi gazetede bunu usulca yayınladınız. Sessiz istila bu işte. Sessiz sessiz yayınladınız. Adam 2016’dan beri burada yaşıyor, bir ağın başını çekiyor, para transferi yapıyor, iki tane şirket kuruyor bu ülkede. Bu ayakkabı numaralarına kadar bilen beyefendi Ahrar El Şarkiye’nin ne işler çevirdiğini biliyor mu? Işid’in El Kaide’nin elemanları PKK’dan Esad’dan kaçarken Türk topraklarına girmelerini kim sağlıyor? Söylüyorum işte. Ahrar El Şarkiye’nin ne dümenler çevirdiğini bu beyefendi biliyor. Biliyorsa bize de anlatsın.”

İSTANBUL VE ANADALU’YU TÜRKSÜZLEŞTİRME PROJESİ

Türkiye’de Araplara mülk satışına da değinen Karacasu, asıl meselenin İstanbul ve Anadolu’yu Türksüzleştirme Projesi olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, ‘bundan sonra şehirlerin merkezine camiyi oturttuğumuz bir yapılaşmaya geçeceğiz’ dedi. İslam Arap Birliğine Asrika projesiyle fiili olarak geçmiş olabilir miyiz acaba? Neden İslam Emlak Birliği diye bir birlik ve bu birliğin üyeleri Türkiye’de Araplara mülk satıyor? Akarat Turkey, sitesinde ‘Türk vatandaşlığı sahibi ister Cumhurbaşkanlığı seçimleri ister milletvekilliği seçimleri olsun, seçmen haklarına katılma hakkına sahiptir. Bu da onu devletin kaderini belirlemede önemli ve etkili bir üye yapar. Türkiye önemli ve etkili bir İslam ülkesidir’ diyor. Akarat Turkey bunu neneye dayanarak söylüyor? Eğer bu suçsa Türkiye küresel bir İslam ülkesi değil. Neden hala bu emlak sitesine bir yaptırım uygulamıyorsunuz ve İslam emlak Birliğine üye? Adamlar açıkça Türkiye’nin kaderini biz belirleyelim diye çağrı yapıyor.”

Suriyelilerin ülkelerine gönderilmelerinde çekici ve itici güçleri de açıklayan Karacasu, “İnsanca yaşam koşullarını sağlayacak şekilde elbette, ancak artık bu eşitlik ilkesine de aykırı olan gereksiz imtiyazları da sonlandırdığınızda o ülke insanlar için artık çok da çekici olmaz. Bir takım düzenlemeler yaparak aylara sari bu insanları ülkelerine gönderebilirsiniz. Ama siz çıkıp şehrin merkezine camiyi koyacağız, evlerimizi de artık bundan sonra kadınları erkekler görmesin diye kapıları arka tarafa yapacağınız yapılar haline getireceksiniz. Şimdi insanın aklında soru işaretini hükümetin kendisi bırakıyor. Siz bu projeyi işletebilmek için ABD’nin bu coğrafyanın başına diktiği Müslüman lider misiniz? Bütün olay kentleşme politikası ve sosyolojisinde kilitleniyor. Siz bir takım çekici güçleri devreye sokarsanız adam gelir

Türkiye’deki Suriyeli sayısı İçişleri Bakanlığı’nın rakamlarıyla YSK’nın yurtdışı doğumlu seçmen sayısıyla çelişiyor. Suriyeli sayısı konusunda Süleyman bey baya geriden geliyor. Kendisine yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ama onu da geri çeviriyor. Bundan sonraki süreçte Suriyeliler toplanıp kendi adaylarını da çıkarabilir. Adam reklamında Arap vatandaşlara reklam yaparken burası bir İslam ülkesi, bir Rönesans gerçekleşiyor, gelin bu ülkenin kaderini birlikte belirleyelim diye çağrı yapıyor. Sığınmacılar kendilerini seçmen yapan Erdoğan’ı bildikleri için ona oy verecekler. Türksüzleştirme politikası derken bunu söylüyorum. ‘Ananı da al da git’ dediğin Türk vatandaşını bezdirip Türk gençleri sadece insanca yaşamak için yurt dışına gidiyoruz diyorlarsa sen kendine bir Arap güruh seçmen yaratıyorsan zaten Türk halkından vazgeçmişsindir. Ayak izlerini takip ettiğinde bir takım şeyleri görmek mümkün.”

TÜRK HALKINDAN VAZGEÇTİLER, KENDİLERİNE YENİ BİR MİLLET KURUYORLAR

Sahada yaptığı çalışmalardan edindiği izlenimlerde sığınmacıların Türkiye’de mekânsal ayrıştırma sağladıkları, toplulaştıkları için Türklere de ihtiyaçları olmadığını, kendi fabrikalarını bile Türkiye’ye taşıyan sığınmacılar olduğunu anlatan Karacasu, “İslam Emlak Birliği, İslam Birliği, Asrika dedikleri projeyi fiili olarak işletiyorlar. Türkçe arama yaparsanız bulamazsınız. Arapça Urduca arama yapın, bu Assam üzerinden yaptıkları faaliyetleri görün. İslam Birliği çatısı altında adamlar bakanlık kurulacağından, Anayasanın değiştirileceğinden, kendilerince ortak bir ordudan bahsediyorlar. Mesela biz neden Afganistan’a Pakistan’a gidip eğitim veriyoruz. Ya da onlar sürekli SADAT’ın ve Assam’ın yöneticileriyle görüşüyorlar. İslam Birliği konferanslarında ilk dörtte beşte Türkiye ile birlikte en çok üyeyi neden Afganistan ve Pakistan veriyor. Bu kadar mı tesadüf olur? Yabancı uyruklu öğrenciler, uluslararası öğrenci kabul, herhangi bir ülkeden olabilir. Ama bakıyoruz Suriye, Afganistan, Yemen, Fildişi, Azarbeycan, Zaire, Moritanya Somali, ne tesadüf bu ülkelerin hepsinin bu Asrika projeleri ve İslam birliği çatısı altında hep temsilcileri var. Enteresan bir şekilde bu insanlar sadece ve sadece Türkiye’de başvuruda bulunuyor. Niye Bulgaristan’dan Romanya’dan yabancı uyruklu öğrenci başvurmamış? Siirt Üniversitesi personel başvurusu var. Suriye Mısır, Çad Cezayir Somali, Afganistan, Pakistan, Filistin, Türkiye lütfen aralarında var, Yemen böyle devam ediyor. Personel alıyorsunuz Afrika ve Orta doğu ağırlıklı, öğrenci alıyorsunuz aynı.  FETÖ’nün okulları vardı bu Asya ve Orta Doğu ülkelerinde, Türkçe öğreten okullar. Bu okulların öğrencileri nerede? Fetullah’ın Fetullah olduğu zamanlarda bu okullara giden o öğrenciler ülkelerinde mi kaldılar, yoksa akademik çalışmalarını tamamlamak için Türkiye’ye geliyorlar mı? Buraya gelen arkadaşlar Fetullah’ın okullarından gelmiş olabilirler mi, Fetullah’ın eğitimini almış olabilirler mi? İktidar birazcık tereddüdü olanlardan çoktan vazgeçti, onlar kendilerine yeni bir millet yaratıyor.” şeklinde konuştu.

Editör: Yadigar Hanım