Bazı insanlarımızın ülkemiz ve milletimiz için bir umut beslediği partilerimiz var

Ve onların tepe yöneticileri.

Partili partisiz ülkemiz insanları onlar bir açıklama yaparken bir yazı yazarken bir söz söylerken onları ciddiye alıp dinlerler.

Biri ülkemizin ve dünya Türklüğünün gözü kulağı olan 80 yıllık bir aksiyoner hareketin 40’ıncı yılında partileşmiş, siyasal hayatımıza yön vermiş binlerce şehit, gazi vermiş on binlerce kadro yetiştirmiş taraftarları çilekeş bir partinin genel sekreteri.

Aynen şöyle diyor “Bizim hareketimizin çok delisi vardır talimata gerek yok”

Aslında doğru o arkadaş “bizim hareketimiz” dediği hareketin sadece delilerine ihtiyaç duyuyor.

Hareketin yetiştirdiği yüksek karakterli, donanımlı, çalışkan, nitelikli insanları görmezden geliyor.

Nobel ödüllü Aziz Sancar’ın ülkü Ocaklı olduğu, Kovit-19 virüsünün aşısını bulan Biontech’in sahibin Uğur Şahin’in Almanya’da Ülkü Ocakları futbol takımında spor yaptığı bu parti üst yöneticisinin umurunda değil.

Varsa yoksa hareketin şahsi kullanımlara açık delileri.

Bir diğeri daha birkaç yıl önce toplumumuzun büyük umutlarla kurduğu ama kuruluş aşamasında yabancı ellerin devşirmelerin ve karanlık kişiliklerin söz sahibi olduğu bir siyasal hareketin TBMM’de grup başkanvekili aynen şöyle yazmış “Çok fedakârlık yapana kıymet verilir diye bir şey yok, öyle olsa yıllarca tarlanızı süren öküzünüze bıçak sürmezdiniz”

Nasıl yani!!!

Parti teşkilatınızda evinin nafakasını partinizin yolunda harcaya, zamanını veren, fedakârlık yapan yüzlerce insan tarlanızı süren “öküz” mü?

Ve sizde bu öküzleri kesmek için kurban bayramını bekleyen kasap mısınız?

Biri partililerini “deliler” olarak diğeri partililerini “öküzler” olarak niteliyorlar.

En kötüsü deliler ve öküzler olarak nitelenen partililerin bu niteleyen çantacılara hiç seslerinin çıkmamasıdır.

Birkaç gün önce “Parti çiftlikleri” adlı bir yazı yazmıştım ondan birkaç hafta önce de “Partiperest” adlı bir yazı yazmıştım ( yazılara “ habererk “ sitesinden ulaşılabilir )

Partiler çiftlik oldukça ve Hanefi Avcı’nın “Haliçte Yaşayan Simonlar” ı gibi partiperestler oldukça, parti yöneticileri şeyh veya para, makam dağıtıcısı oldukça, sıradan insanlarımız bu tür hakaretlere, istiskallere, hakir görülmelere ve adam yerine koyulmamalara çok muhatap kalırlar.

Tabii yazıda adı geçen siyasal partiler toplumda bir türlü 1/10 oranını geçemiyor toplumda bir türlü karşılık bulamıyorlar.

Toplum da bu vasatta yöneticilerin olduğu partilere fikrini taşısa da rey vermiyor vermeyecek de.