Sinan Ateş cinayetinin azmettiricisi Doğukan Çep’in Hasan Ferit Gedik cinayetinin de aralarında olduğu suçlardan toplam 62 yıl hapis cezasına mahkum olmasına rağmen 4 yıl boyunca elini kolunu sallayarak dolaşması kafalarda soru işaretlerine neden oldu. ‘Dodo’ lakaplı Çep’in son olarak Sinan Ateş cinayetinden 2 ay önce Kocaeli’nde bir restoranı silahla bastığının ortaya çıkması Çep’in korunup korunmadığı sorularının sorulmasına neden oldu.

Birgün gazetesi yazarı Timur Soykan, Doğukan Çep’in karıştığı olayların korunduğu savını güçlendirdiğini vurguladı. Soykan’ın “Doğukan Çep’i kimler korudu” başlıklı yazısından ilgili bölüm şöyle:

Hasan Ferit Gedik’i öldürmekten hapis cezası alan Doğukan Çep, suç faaliyetlerine çok rahat bir şekilde devam etmişti.

Tacizci sığınmacıya meydan dayağı Tacizci sığınmacıya meydan dayağı

Bu olay nedeniyle alınan ifadelerden Doğukan Çep’in hiç yakalanma kaygısı yaşamadığını anlıyoruz.

Doğukan Çep, Sinan Ateş cinayeti nedeniyle yakalandıktan sonra bu silahlı baskın olayını da ifadesinde anlattı. Orada şöyle diyordu:

“Turgut Boğaz beni WhatsApp numaramdan kendi kullandığı WhatsApp hattıyla arayarak ‘Kardeşim bir sıkıntımız var, konuşmamız gerek’ diyerek İstanbul Kozyatağı’nda bulunan Mado isimli kafeye davet etti.”

Yani 62 yıl hapis hükmü bulunan ve aranan Doğukan Çep, İstanbul en işlek noktalarında elini kolunu sallayarak geziyor, kafelerde vakit geçiriyordu.

Bu görüşmede Doğukan Çep ile Enes Eroğlu’nun tahsilat işi için anlaştılar. Doğukan Çep, Enes Eroğlu’nun yanına gelmesini istedi.

Enes Eroğlu ifadesinde nasıl buluştuklarını şöyle anlatıyor:

“Şile tarafında bulunan ‘Bizim Ev’ lokantası isimli işyerinin yanındaki masaların olduğu ormanlık alanda buluştuk. Doğukan ‘Derdini anlat’ dedi… Ali Tosun’u görüntülü aradı. ‘Ben Dodo’ dedi. Ali Tosun ‘Ben de Ali Tosun’ diyerek cevap verdi. Doğukan ‘Beni tanımayan yoktur. Sen beni nasıl tanımazsın’ dedi. Tartışma oldu… kalkıp tek katlı gecekondu gibi bir eve girdi. İki hafta sonra Doğukan ile Bizim Ev Lokantası isimli işyerinde oturduk, birlikte yemek yedik.”

Bu ifadeden Doğukan Çep’in Şile tarafında bir evi ve lokantayı kullandığı anlaşılıyor. 5 Ocak’ta buraya çok yakın olan İshaklı Köyü’ndeki bir otelde yakalandı. Onu herkesin tanıdığı bu bölgede 5 gün boyunca nasıl tespit edilemediği önemli bir soru.

Doğukan Çep ifadesinde silahlı baskın yapmadan önce Abdulkadir Gündoğdu’nun Tuzla Aydınlı’daki ofisinde hazırlık yaptıklarını da anlatıyor.

Doğukan Çep’in ifadesinden sahte plakalı araçlarla gezdiğini de öğreniyoruz. Balık lokantasına yaptığı baskını şöyle anlatıyor:

“Eray Özyağcı’yı arayarak aracı alıp gelmesini istedim. Bu sırada Eray Özyağcı’nın kullandığı mavi renkli Volvo marka araç ile hareket ettik. Bu araç bildiğim kadarı ile Bulgaristan plakalıydı. İlk rakam grubu 42 olan sahte plaka takılıydı.”

Doğukan Çep’in ifadesine göre; saldırıdan sonra da Abdulkadir’in Tuzla’daki ofisine gittiler. Burada Ali Tosun’u değil, alakasız kişileri vurduklarını öğrendiler.

Bu saldırıdan sonra da Doğukan Çep, İstanbul’da elini kolunu sallayarak geziyor. Hatta Enes Eroğlu’nun Gebze’deki işyerine giderek “Bana 650 bin TL vereceksiniz” diyor. Parayı vermeyince bu kişileri öldürmekle tehdit ettiği mesajlar gönderiyor.

SALDIRIYI PAYLAŞAMADILAR

Bu sırada Türkiye’nin nasıl bir mafya bataklığına dönüştüğünü gözler önüne seren olaylar zinciri devam ediyor. Doğukan Çep’in balık lokantasına yaptığı saldırıyı farklı mafya grupları üstleniyor ve Ali Tosun’dan para kopartmaya çalışıyorlar.

Doğukan Çep ifadesinde bunu da anlatıyor:

“Bu olaydan yaklaşık 1 ay kadar sonra Turgut ve Abdulkadir beni devre dışı bırakıp firari olan Ufuk Yapıcı ve Barış Boyun isimli şahıslarla irtibata geçmişler. Lokantaya saldırıyı Barış ve Ufuk’la gerçekleştirdiklerini söyleyip Ali Tosun’dan 150 bin TL almışlar. Ali Tosun’dan 1 milyon 50 bin TL daha alacaklarını öğrendim. Turgut ile Abdulkadir’i aradım, küfürleşip tehditleştik. Ben Ali Tosun’u arayarak kurşunlama olayını Abdulkadir ile ikimizin yaptığını söyledim.”

Bu ifadede adı geçen Barış Boyun, İstanbul Beyoğlu merkezli bir çetenin lideri. Motosikletli tetikçileri çok sayıda cinayet, yaralama ve tehdit olaylarını gerçekleştirdi. İstanbul Mecidiyeköy’de Sırp uyuşturucu baronu Vukotiç’i Barış Boyun çetesinin motosikletli tetikçilerinin öldürdüğü iddia ediliyor. Vukotiç’in rakip çetesi Kavac’tan bu cinayet için 1,5 milyon Euro aldıkları öne sürülmüştü. Kırmızı bültenle aranan Barış Boyun, İtalya’da yakalandı. İade süreci devam ederken ev hapsi koşuluyla serbest bırakılmıştı.

Ufuk Yapıcı’nın adı ise Sedat Peker’e ifşalarından sonra açılan davada geçiyordu. Peker’e yöneltilen 19 suç eylemi arasında İstanbul Ataşehir’de 2017 yılında Cahit Çetin’in öldürülmesi vardı ve bu olayda Uğur Yapıcı sanıktı. Ancak yurt dışında olduğu için yakalanmadı. Sedat Peker, Ufuk Yapıcı’ya bu olayla ilgili talimat vermediğini, bir kumpasla bu suçun üzerine atılmak istendiğini savunmuştu. Sedat Peker iddianamesinden bu cinayet olayı daha sonra ayrılmıştı.

Editör: İlayda Şimşek