ATA İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Sinan Oğan geçtiğimiz günlerde Gaziantep’te yaptığı konuşmasında seçimlerin mutlaka ikinci tura kalmasını ve ikinci turda mutlak çoğunlukla seçimlerin kazanılması gerektiğini söyleyerek “Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu ortam seçimlerin başa baş gittiğini gösteriyor. Olur da eğer muhalefet yarım puan farkla seçimleri kazanırsa Türkiye'yi bunlar kaosa götürür. HDP ve HÜDA PAR arasında çıkarılacak bir tartışma ve çatışmayla, Türkiye'de seçimlerin erteleneceği süreci dahi konuşacak bir tartışmalı sürece girebiliriz. O sebeple de seçimler mutlaka ikinci tura kalmalı ve ikinci turda mutlak çoğunlukla seçimler kazanılmalıdır.” ifadelerini kullanmıştı.

Bahse konu açıklamanın ardından çokça eleştiri ve ithama maruz kalan Oğan konuyu Yeniçağ’dan İsa Karaarslan’a değerlendirdi.

“ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ İÇİN GÖRMÜŞ OLDUĞUM TEHDİT VE TEHLİKELERİ SÖYLEMEKLE MÜKELLEF GÖRÜYORUM KENDİMİ”

Son günlerde özellikle sosyal medya üzerinden bir linç kampanyasına maruz kaldıklarını belirten Oğan, “Biz bu tür linç kampanyalarına alışığız. Daha önce de Suriyelilerin ülkelerine geri dönmesi gerektiğini ifade ettiğimizde bizim üzerimizden bir linç kampanyası başlatılmıştı. Daha önce birçok öngörümüzü ortaya koyduğumuzda yine linç kampanyaları yapıldı. Ama günün sonunda biz haklı çıktık. Ben bugün cumhurbaşkanı adayı olarak oy almak için her yolu meşru sayan bir anlayışta değilim. Ülkemiz ve milletimiz için görmüş olduğum tehdit ve tehlikeleri söylemekle mükellef görüyorum kendimi. Bu çerçevede de son yaptığım açıklama sorumlu devlet adamı bilinciyle yapılmış olan bir açıklamadır. Son yaptığım açıklamada şunu ifade ettim net bir şekilde; eğer biz birinci turda kazanabiliyorsak farkla kazanalım ama tartışmalı bir şekilde kazanılacak seçim Türkiye’yi bir kaosa götürür. Burada ‘gelsinler gelecekleri varsa görecekleri de var’ tarzı açıklamalar bu ülkeye fayda sağlamaz. Bu ülkeyi el birliğiyle bu ülkeyi sağduyuyla bu seçimlere götüreceğiz ve sağduyuyla bu seçimlerden çıkacağız inşallah. Bizim bu girişimimiz benim 20 yıllık AKP karşısındaki muhalif duruşumuzu bozan bir açıklama değil. Bizim bu açıklamamız tam tersine 20 yıldır AKP’nin bu ülkede yapmış olduğu her türlü provokatif çalışmayı yakından bildiğim için böyle bir açıklama yaptım. Diyorum ki eğer muhalif kuvvetler birinci turda farkla kazanabiliyorsa ne ala. Ben de 4 cumhurbaşkanı adayından biriyim birinci turda farkla kazanmak için elimden geleni yapıyorum. Ama yok eğer bu farkla kazanma olmayacaksa ikinci turda biz kalmayacaksak eğer bizim desteğimizle daha güçlü bir şekilde seçimler kazanılsın.” dedi.

“BENİM DEDİĞİMİN ALTINDA YATAN TEMEL SEBEP ÜLKEM VE MİLLETİM İÇİN DUYMUŞ OLDUĞUM ENDİŞEDİR”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “14 Mayıs siyasi darbe girişimidir” ve HÜDA PAR’ın AKP'den Mersin Milletvekili Adayı olan Faruk Dinç’in “Şunu herkes net bilsin ki, bizler binlerce sandalyeyi bir kardeşimizin bir damla kanına kurban edeceğiz.” sözlerini hatırlatan Oğan, “Burada biz bunu söylerken bir pazarlık içerisinde, bir hesap içerisinde değiliz. Bizim tek bir hesabımız var o da ülkemizin bir istikrarsızlığa bir çatışmaya sürüklenmesini önlemektir. Çünkü son dönemlerde ülkeyi çatışmaya sürükleyecek açıklamalar yapılıyor. Süleyman Soylu ‘14 Mayıs bir darbe girişimidir’ dedi. Aynı şekilde HÜDA PAR’dan ‘Binlerce sandalyeyi bir kardeşimizin bir damla kanına kurban edeceğiz’ diye açıklama yapıldı. Bütün bunlar AKP’nin ülkeyi tartışmalı bir seçimde kaosa götürebileceğinin işaretleridir. Benim dediğimin altında yatan temel sebep ülkem ve milletim için duymuş olduğum endişedir.

“20 YILDIR SÜRDÜRDÜĞÜMÜZ İSTİKRARLI MUHALİF DURUŞUMUZ DEĞİŞMİŞ DEĞİLDİR”

Bu endişeyi duymayıp maalesef ki bu endişeden uzak, ‘gelecekleri varsa görecekleri de var’ diyerek ülkeyi adeta bir iç çatışmaya götürecek mantığı ben yanlış buluyorum. Çözüm sandıktır ve bu sandıktaki çözümü hep beraber sağlayacağız. Bizim bu anlamdaki 20 yıldır sürdürdüğümüz istikrarlı muhalif duruşumuz değişmiş değildir. Sadece ve sadece biz ülkemizin ve milletimizin bir çatışmaya sürüklenmesini istememekteyiz.” dedi.

“BANA DÖNÜK BİR TAKIM PROVOKATİF EYLEMLER YAPILACAĞINA DAİR DUYUMLAR ALIYORUM. BUNLARIN KAYNAĞI DA BELLİDİR”

Kendisine dönük bir takım provokatif eylemler yapılacağına dair duyumlar aldığını ve kaynağının da belli olduğunu söyleyen Oğan, “Erzurum’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanına taşlı saldırı yapıldı. Silvan’da benim konvoyuma çok ciddi taşlı saldırı yapıldı. Ayrıca bana dönük bir takım provokatif eylemler yapılacağına dair duyumlar alıyorum. Bunların kaynağı da bellidir. O sebeple de bu tür çatışmaların devam etmemesi ancak ve ancak yüksek bir farkla alınacak seçimle alakalıdır.” dedi.

“SEÇİM NE DUYGUYLA NE DE NEFRETLE KAZANILMAZ”

Son dönemde muhalif kesime yönelik yapılan provokatif saldırı girişimleri üzerinden cumhurbaşkanı adaylarına adaylıktan çekilin çağrısının sorulması üzerine Oğan, “Diğer adaylara çekilin çağrısı yapmak yerine kazanmaya odaklanmak lazım. Çünkü diğer adaylardan örneğin Sinan Oğan her kesimden oy alıyor. Seçimi kazanmanın yolu sadece kendi taraftarından oy almak değil her kesimden oy almaktır. Bunu doğru algılamaları bunu doğru değerlendirmeleri gerekir insanların. Maalesef ki birçok insan seçim matematiğini bilmiyor ve seçime dönük değerlendirmelerini daha çok duygularıyla ve 20 yıllık iktidara duydukları nefretleriyle değerlendiriyorlar. Oysa seçim ne duyguyla ne de nefretle kazanılmaz. Seçim sahada matematikle, sahada yapılacak çalışmayla kazanılır. Benim buradan vatandaşlarımıza çağrım bu seçimi sağduyulu bir şekilde götürmemizdir. Herkes konuşacağına insin sahaya çalışsın ve bu seçimi bir farkla kazanalım.” dedi.

“SOYLU, BİZE DÖNÜK PROVOKATİF EYLEMLERİN BİZZAT PLANLAYICISIDIR

Süleyman Soylu’nun bakanlıktan istifasını verdiği dönemde yaptığı paylaşımın yeniden gündem olması ve Soylu’ya yönelik kullandığı ifadelerin kamuoyunda büyük yankı uyandırmasının sorulması üzerine ise Oğan şu ifadeleri kullandı:

“Süleyman Soylu, bir dönem terörle mücadelede bir varlık göstermişti biz de Süleyman Soylu’nun kişiliğiyle, AKP’nin bakanı olmasıyla değil terörle mücadelesinde o gösterdiği varlığa işaret etmiştik. Ancak ondan sonra Süleyman Soylu resmen sapıttı. O da benim bu hayattaki belki de en büyük yanılgılarımdan biridir. Bir siyasetçinin bir alandaki icraatını takdir etmem sonrasında o siyasetçinin muhalefete saldırması ve bize dönük provokatif eylemlerin bizzat planlayıcısı olmasıdır. O günkü Süleyman Soylu PKK terörüne karşı bir mücadele içindeyken takdir ettim bugünkü Süleyman Soylu muhalefete karşı sindirme ve bir takım hukuk dışı operasyonlara el attığı için de en sert şekilde eleştiriyorum. Son günlerde de Süleyman Soylu’yu en çok eleştiren benim. Dolayısıyla da biz ortaya bir prensip koyuyoruz. Doğru yapılan şeye doğru diyoruz yanlış yapılan şeye yanlış diyoruz. Süleyman Soylu bir tane doğru yapmıştı doğru demiştim şimdi bin tane yanlış yapıyor yüz bin defa yanlış diyorum.”

Editör: Gökçe Sevim