AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü Mahir Ünal, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında seçim çalışmalarıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Cumartesi günü akşama kadar 7 bin 340 adayın mülakatını bitireceklerini belirten Ünal, "14 komisyon, milletvekili adaylarının mülakatını yapıyor. Cumartesi günü adayların mülakatını bitireceğiz. Aday tanıtım toplantımızı 25 Mayıs günü yapacağız. Seçim beyannamesi ise 25 Mayıs'ta açıklanacak. Türkiye'ye dönük en büyük vaadiniz nedir diye sorarsanız, Türkiye'yi şaha kaldıracak idari sisteme ihtiyacımız vardı. Bütün alanlarda bu yeni idari sistem nasıl olacak seçim beyannamemiz bunu da anlatacak" dedi.

'EN ÇİRKİN PAZARLIK, MİLLETİN İRADESİ ÜZERİNDEN YAPILANDIR'

Ardından, İYİ Parti'ye geçen 15 CHP'li milletvekilin geri dönmesine değinen Ünal, şunları söyledi: 

"Bizim CHP'nin milletvekilleri evlerine döndüler. Giderken ağlayan milletvekilleri bugün büyük bir mutlulukla döndüler. Bir siyasetçi olarak bir taraftan bu meseleye üzüleyim mi komik hale gelmesi nedeniyle güleyim mi? Açıkcası karar veremedim. Bu durum muhalefetin içine düştüğü pespayeliği göstermesi, siyasetsizliği göstermesi açısından şayanı dikkat bir durum. Siyasi tarihimizde nasıl isimlendirilir bilmiyorum zaman içinde göreceğiz ama her halukarda millet iradesinin pazarlık malzemesi yapılmaması gerektiğini anlamaları gerekiyor. Biz bu olayı Güneş Motel'e benzettiğimizde çok tepki gösterdiler. Ama pazarlık her zaman parayla olmaz, Güneş Motel'de olduğu gibi. Pazarlık başka şekillerde de olur. Ama en çirkin pazarlık parayla yapılan pazarlık değildir. En çirkin pazarlık milletin iradesi üzerinden kişisel hesaplar doğrultusunda yapılan pazarlıktır."

'İKTİDAR OLMA İDDİASI YOK DEMEKTİR'

Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan AK Parti Sözcüsü Ünal, CHP Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, "Bizim derdimiz devri sabık yaratmak, intikam almak değil" sözleriyle ilgili şunları söyledi:

"Muharrem İnce'nin sözü herhalde kendi tabanına dönük bir söylem olarak görmek lazım. Seçimi kazanmışta seçim sonrasını mı düşünüyor? Öncelikle Muharrem İnce kendi partisinde verdiği genel başkanlık mücadelesini kazansın sonra Türkiye'yi konuşuruz. Çünkü cumhurbaşkanlığı, siyasi partilerin genel başkanlarının iktidar olma iddasıdır. Eğer bir siyasi parti yeni sistemde kendi genel başkanını cumhurbaşkanı adayı göstermiyorsa iktidar olma iddiası yok demektir. Eğer bir genel başkan, kendisine rakip olarak çıkan birisini cumhurbaşkanı adayı olarak gösteriyorsa bu da ondan kurtulmak istediği anlamına geliyor demektir." 

"Maalesef  içeride de aynı di ve söylemle konuşan bir muhalefet var. Muahalefete diyoruzki, lütfen dilini ve söylemini Türkiye düşmanı yapıların dilinden ve söyleminden ayrıştır. Tabiki AK Parti karşırtı olabilirsin tabiki AK Parti'nin muhalefeti olabilirsin. Ama dilini Türkiye düşmanı yapılarla aynı hizada kurgulama. Mesala ben dikkat ediyorum. Sayın Muharrem İnce bu konuda son derece hassas ve dikkatli. Bu yüzden de sayın İnce'yi tebrik ediyorum. Ama Kemal Kılıçdaroğlu'nun diline baktığımızda aynı şekilde. Yok efendim 'halkın polisi, sarayın polisi, sarayın yargısı, halkın yargısı' Muhalefetin dili her yapıyı ayrıştıran ve nefret dili üzerinden bir söylem olamaz. 

Editör: TE Bilişim