Yargıtay kararı açıklanmadan önce; Bizim sarayla anlaştığımız namertçe söylendi. İlk aşamada partili cumhurbaşkanlığına evet dediğimiz, başkanlık sistemine sıcak baktığımız soysuzca iddia edildi.

Hatta benim Cumhurbaşkanıyla sarayda buluştuğum, bir evde, görüştüğüm, kurultayın yapılmamasına karşılık başkanlığa tamam dediğim, yeni anayasaya boyun eğdiğim fısıltıdan öte yüksek sesle ifade edildi.

Yargıtay kararı açıklandıktan sonra bu alçak sözleri dolaştıranlarda yüz olmadığı için özür dilemediler, bilahare köşe bucak saklanmayı seçtiler. Bilmiyorlardı ki, ömrümü verdiğim, 47 yılının her zerresinde bulunmaktan şeref ve onur duyduğum davamı dünyevi hiçbir menfaate değişmem, değişmedim. Çünkü ben, Merhum Başbuğumuzun hayat boyu yanında durmuş, feyzini Türk-İslam’ın ruhundan alan; kapı kapı siyasi gezintiye çıkmaktansa paşa paşa ölmeyi göze alacak inanmış bir Ülkücüyüm. Kim nasılsa çevresini de öyle görür.

Dünya başıma yıkılsa, aç kalıp muhtaç düşsem; yine namerde el açmam, yine de bu davadan dönmem, bu emanete leke sürdürmem. Allah’tan korkar, Yusuf yüzlülerden utanırım. Benim Genel Başkan olarak sadece bu zamana değil; gelmişe ve geçmişe karşı ihmal edemeyeceğim sorumluluklarım vardır.

Değerli Ülküdaşlarım, Bildiğiniz gibi, aylardır kangrene dönmüş kurultay meselesini kökten bitirmek için tarihi bir karar aldık. Milliyetçi Hareket Partisi’nin daha fazla yıpratılmasına, tartışılmasına müsaade edemezdik, etmedik. Bu itibarla 10 Temmuz 2016 Pazar günü, Ankara Arena Spor Salonunda 6’ncı Olağanüstü Büyük Kurultayımızı toplamaya karar verdik. Lütfen dikkat ediniz,

Bugüne kadar önemli siyasi gelişmelerden dolayı 5 kez yaptığımız Olağanüstü Büyük Kurultayımızın bu defa 6’ncısını Allah’ın izniyle hayata geçireceğiz. Bu karar Merkez Yönetim Kurulu tarafından da onaylanmıştır. Fakat tarlada toplaşıp tellere takılı kalanlar Olağanüstü Büyük Kurultay tarihi olarak 19 Haziran’ı belirlemişlerdir. 10 Temmuz’a uymamışlardır. Daha ileri gidenler, 10 Temmuz’u tuzak olarak mimlemişlerdir. Bu dil bayağı, çarpık, çürük ve düşük bir dildir. Ülkücüye tuzak kurmak kimin haddinedir?

Editör: TE Bilişim