MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk katıldığı bir programda "MHP seçim barajının değişmesine sıcak bakmıyor." değerlendirmesinde bulunmuştu. MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, seçim barajı konusunda bir endişelerinin olmadığını ifade etmişti.

''Seçim barajı aynen kalsın'' diyen Öztürk, seçim sistemindeki bir değişikliğe de karşı olduklarını söyledi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk, mevcut seçim sistemiyle yola devam edilmesini önerdi. Öztürk: ''Seçim sistemleriyle çok fazla oynamak ülkeye bir yarar getirmiyor.'' demişti.

Gazeteci Süleyman Topbaş, İYİ Parti kongresini Habererk’e değerlendirdi. Gazeteci Süleyman Topbaş, İYİ Parti kongresini Habererk’e değerlendirdi.

MHP lideri Devlet Bahçeli, Meclis'te gazetecilerle sohbet etti ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

'Kalıcı çözüm şart'

Gazetecilerin TEOG'un yerine getirilen yeni sistemle ilgili sorularını yanıtlayan Bahçeli, "Bugünkü siyasi iktidarın 15 yıla yaklaşan hizmet süresinde Milli Eğitim Bakanı sayısında değişiklik çok olmuştur. Her bakanın görev süresinde de Milli Eğitim sisteminde büyük veya küçük değişikliklere gidilmiştir. Dolayısıyla bu temel eğitimden orta öğretime geçişle ilgili 4, 5 model uygulamaya geçmiştir. En sonunda TEOG uygulaması var idi, onu ortadan kaldırdılar. Şimdi Sayın Bakan'ın yapmış olduğu açıklama doğrultusunda değerlendirmede bulundurmak, konuyu tamamen şöyle bir incelemeye bağlıdır. Biz de bu sistem için arkadaşlarımızı görevlendirdik. Bugün veya yarın sistemle ilgili herhangi bir görüş ortaya koyabilecek değerlendirmeleri bize ulaştırmış olacaklardır. Şimdiki halde, tartışma çok hızlı gelişiyor. Türkiye'nin gündeminde konu. Ancak bu konuyu değerlendirirken değişik eleştirilerde haklılık payı var. İktidara karşı tavır içerisinde olanların da bu tavırları için bir fırsat kolladıkları görülüyor. Sonunda tabii aile, öğrenci, okul arasında bir paylaşımı dikkate alarak, bunun köklü çözümüne doğru gidilmeli, kalıcı bir yol bulunmalıdır. Şimdi onu bekliyoruz" dedi.

Off Shore hesap tartışması

Off Shore hesaplarıyla ilgili tartışmalara da değinen Bahçeli şöyle konuştu:

"Bu konuda doğru bir bilgiye sahip değiliz. Kaynağına inme şansına da sahip değiliz. Basında yazılanlar üzerinde, tartışmalar da bazı şeyler söylemek mümkün olsa da, doğru olmaz kanaatindeyiz. Görelim, bakalım. Nereye kadar gidecek? Bir şeyler söylemeleri lazım. Madem böyle bir iddia basında yer almışsa, bu konuyla ilgili değerlendirme gerçekleştirmeli. Toplumu da bu konuda doğru bilgi akışını sağlamalılar."

Hükümet uyum yasalarıyla ilgili partilerle görüşmeli

Hükümetin uyum yasalarıyla ilgili partilerle görüşmesi gerektiğiniifade eden Bahçeli şunları söyledi, "Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi'ne geçiş süreciyle birlikte yeni bir uyum sürecinin yaşanması düşünülmüştür. Bu da 16 Nisan'dan bugüne kadar 6 ay süre içinde, zannediyorum süresi doldu. Anayasadaki değişikliği öngörecek... Bugünlerde TBMM'ye, bütçe görüşmeleri bir gerekçe olarak sunulmadığı takdirde, uyum yasalarıyla ilgili hükumetin hazırlığının gelmesinde yarar var.

Bu hazırlığı öncelikle AK Parti'nin yapması ve hükumetin de Genel Kurul'a sunmadan evvel, TBMM'de temsil edilen partilerin yönetimiyle bir diyalog içine girmesinde, düşüncelerini açıkça ifade eden, sağlıklı bir hazırlık yapmalarında yarar var. Şu an için bize ulaşmış için bize ulaşmış bir metin gözükmüyor. Hazırlıkları nedir, bilemiyoruz. Zannediyorum, bu konuyla ilgili geçmişten beri yapılan tartışmaların ışığında, her partinin bir birikimi var. Yani Siyasi Partiler Yasası nasıl olmalı? Milletvekilliği seçimi nasıl yapılmalı? Anayasa değişikliğine dayalı olarak geçmişte önerilen görüşler var. Bu arada da baraj meselesi gündemde. Tabii şimdi bunlar gündeme taşınıyor. İttifaklarla ilgili de çok hızlı çıkanlar oldu. İttifaka çok hevesli insanlar var. Onların o hızını bir görmek lazım. Nereye kadar gidiyor?"

'Yüzde 10, ağır bir baraj'

Gazetecilerin yüzde 10'luk seçim barajıyla ilgili sorularını yanıtlayan Devlet Bahçeli, seçim barajının düşürülebileceği sinyalini verdi.

Bahçeli, "Yüzde 10 barajı Türkiye'de çok ağır bir baraj. Hemen hemen ilk, 12 Eylül'ün sonrasında, yeniden siyasi yapılanma sürecine geçildiğinde, yüzde 20, yüzde 25 arasında bir baraj, bunun üstünde de yüzde 10 gibi bir baraj olmuştu. O baraj tabii 12 Eylül döneminde darbe teşebbüsünde bulunan zihniyetin himayelerinde faaliyetlerine başlayanlar için böyle bir baraj söz konusu edilmemişti. Milli Selamet Partisi (MSP) ile MHP üzerinde bu konuda tartışılmıştı. Ve bunların baraj altında kalarak, Türk siyasi hayatından silinmesi arzusu olmuştu. Öyle bir dönem içinde siyasi hayatın nasıl devam etmesi gerektiği, barajın nereye kadar çekilmesi gerektiği konuları gündeme geldiğinde, sonuç alınamadığı için, hepinizin bildiği gibi yasada olmayan ama yasalardan beslendiği kanaatiyle bir ittifak uygulaması olmuştu. O ittifakta da Refah Partisi, MHP ve Islahatçı Demokrasi Partisi arasında olmuştu. Bu uygulamanın da öncülüğünü o zaman MHP yapmıştı.

Yani şu an o zamandan sonraki dönemde, bölücü unsurların TBMM'de temsiline imkan vermeyecek bir baraj oranı olarak yüzde 10'un devamından yana. Yani bize karşı da yüzde 7, 8 gibi oranları söylemelerine rağmen, "Acaba biz, yüzde 10 oranına gelebilir miyiz" dedik, Allah nasip etti; geldik. Bazen de altında kaldığımız dönemler oldu. Ama o günkü dönemlerde bölücü unsurlar olarak TBMM'de temsil imkanını baraj engeliyle aşamayacaklarını anlayanlar, kendilerini bir parti içerisinde hareket ettirerek, bir yapılanma sağladılar. TBMM'ye girip orada mücadelelerini devam ettirdiler. Demek ki yüzde 10 barajı, ittifaklarla veya başka türlü kararlılıklarla aşılabilir bir duruma geldi.

Şimdi Türkiye'de iki şeye dikkat etmek gerek. Artık bu zorlamalar ve dayatmalarla, birilerini öldürerek, kendini yaşatma yerine, hep beraber nasıl yaşarız, demokrasi içinde bunu nasıl başarırız, Türkiye'yi nasıl istikrar ve normalleştirme sürecine getirebiliriz noktasında bir uzlaşmaya varacak çalışma yapmak lazım. Bu yüzde 5 mi olur, 6 mı olur, yüzde 7 mi olur, yoksa yüzde 10 olarak mı kalır, böyle mi devam etmesi gerekir, bunları görmek lazım. Bunu yaparken bir başka partiyi yok farz ederek, kendine bir yol çizmeye çalıştığında da onun bir anlamı görmedi. Bütün bunlardan ders çıkarmak lazım. Benim söylemek istediğim o" dedi.

'MHP erken seçimden yana değil'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun gündeme getirdiği erken seçimle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bahçeli şöyle konuştu:

"Bizim kurultaylarımızın ön hazırlığı olarak ilçe kongrelerimiz tamamlandı. İl kongrelerimizden de üç tane kaldı. 2 tane de şu an için yapılmaya hazır haldeler. Seçilmiş delege sayısı 1100'dür. Bunun üzerine tabii delegeleri de ilave ediyorsunuz. Seçilmiş delege sayısının 158'i şu an seçilmiş gözüküyor. Yani MHP'nin 18 Mart 2018 tarihinde kurultayı yapması için şartlar olgunlaşmıştır. Daha da tamamlanması için kalan illerin de kongrelerin yapılmasını bekliyoruz. Önümüzde zamanımız da var. Dolayısıyla bu kongre sürecinde görev almış olan, il, ilçe ve genel merkez yönetiminin önünde 3 siyasi olay bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi mahalli idareler seçimidir. Diğerleri eşzamanlı milletvekili ile Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Şimdi bu çalışmalarla ilgili zaten arkadaşlarımız il kongreleri sırasında da temelde bazı gayretler ortaya koymuştur. Önümüzdeki günlerde de hızlanacaktır.

CHP'nin erken seçim talebi, parti görüşleri olarak, saygı duyulur. Ama MHP, bir erken seçimden yana değildir. Hem Türkiye içinde yaşanan terör ve uluslararası ilişkiler bağlamında, hem de gelecekteki bazı konuların erken tartışmaya açıp gölgelemek veya bunu zafiyet olarak kullanıp, itibarsızlaştırmaya da gerek yok. Dün seçimlere karşı bu kadar ihtiraslı gözükmüyordu ama şu an CHP herhalde bir yerlerden çok büyük bir güç alıyor ki çok cesaretlendi birden. Bu cesaret "Adalet Yürüyüşü"ne dayanıyorsa, mesele yok. Ama başka yerlerden alıyorsa, onu düşünmek lazım"

AK Partili belediye başkanlarının istifaları

AK Partili belediye başkanlarının istifalarını da değerlendiren Bahçeli, "O konuda baştan beri söylüyoruz; bir başka partinin içişleri meselesine karışamayız. Güldükleri gün yanlarında olmadığımız gibi, ağladıkları gün de yanlarında olmayız" dedi.

Yerli otomobil yorumu

Klasik otomobil tutkusuyla bilinen Devlet Bahçeli, yerli otomobil sorusunu ise esprili bir dille yanıtladı. Bahçeli, "Kullanıldıktan sonra ben alırım" ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilişim