ERDOĞAN’A
Kararlarınızla ülkeyi yüz üstü bıraktınız
Şam’daki Emevi Camisi’nde namaz kılacağız, Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacağız, Bilal Habeşi’nin Türbesi’nde dua edeceğiz diyenler, ceddimizin kemiklerini nakliye araçlarına yükleyip vatanı yüz üstü bıraktınız, bundan pişman olmayacak mısınız?

DAVUTOĞLU’NA
Kime sorarak vatan toprağından vazgeçtin
Hangİ hakla ve yetkiyle, kime sorarak vatandan vazgeçtiniz? Bunu tarihe nasıl anlatacaksınız? Bunu millete nasıl izah edeceksiniz? ‘Orta Doğu’da bizden habersiz yaprak kımıldamaz’ diyerek atıp tutanlar, vatan topraklarını korkakça bırakıp kaçtığınızı görmeyecek misiniz?

NECDET ÖZEL’E
Harbiye’de okurken dersleri mi kırdın?
Senİn için vatan nedir? Yoksa Harbiye’de vatan konusu işlenirken dersi mi kırdın, okuldan mı kaçtın? Bugün Süleyman Şah Türbesi’nden gurur duyarak vazgeçenler, Allah muhafaza yarın Erzurum’u, Diyarbakır’ı, Edirne’yi önüne gelene peşkeş çekerler.

Haber: Necdet Pekmezci

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşmasının büyük bir bölümünü Şah Fırat operasyonuna ayırdı. “İttifakla söyleyebiliriz ki, Türk milleti tarih boyunca nice acılara katlanmış, nice zorluklara göğüs germiştir” diyen Bahçeli, “Maalesef ki, Türkiye, 26 Ağustos 1922 tarihinde başlayan Büyük Taarruz’dan beri ilk kez geri çekilmiş, ilk defa vatan bildiği toprakları geride bırakmıştır. Göre göre, bile bile AKP, vatanımızın bir parçasını koparıp atmıştır. Türk tarihinde böylesi bir zillet, böylesi zelil bir vaka pek az yaşanmıştır” ifadelerini kullandı. Bahçeli, “Cumhuriyet’i reklam arası olarak aşağılayan, yaftalayan sorumsuz ve güdük zihniyetler ne durumdasınız, nereye sıvıştınız?” diyerek, “Bir kez daha söylüyorum. Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu vatan toprağıdır, Ankara’dan, Kayseri’den, Manisa’dan da hiçbir farkı yoktur” dedi.

Neden vazgeçtiniz?
Bahçeli, şunları söyledi: “Ey Cumhurbaşkanı, ey Başbakan, ey Özel Paşa ne hakla, hangi yetkiyle, kime sorarak vatandan vazgeçtiniz? Bunu tarihe nasıl anlatacaksınız? Bunu millete nasıl izah edeceksiniz? ‘Orta Doğu’da bizden habersiz yaprak kımıldamaz’ diyerek atıp tutan Davutoğlu, vatan topraklarını korkakça bırakıp kaçtığınızı hala görmeyecek misiniz? ’Şam’daki Emevi Camiinde namaz kılacağız, Selahaddin Eyyubi’nin kabri başında Fatiha okuyacağız, Bilal Habeşi’nin Türbesi’nde dua edeceğiz’ diyen Erdoğan, ceddimizin kemiklerini nakliye araçlarına yükleyip vatanı yüz üstü bıraktınız, hala anlayamayacak, pişman olmayacak mısınız?”

Okuldan mı kaçtın?
Bahçeli, şunları kaydetti: “Bugün Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’ndan rahatlıkla ve gurur duyarak vazgeçenler, Allah muhafaza yarın Erzurum’u, Diyarbakır’ı, Edirne’yi önüne gelene peşkeş çekeceklerdir. Sayın Özel Paşa, senin için vatan nedir? Yoksa Harbiye’de vatan konusu işlenirken dersi mi kırdın, okuldan mı kaçtın?” Davutoğlu, ya sana ne demeli? Ya seni nasıl izah etmeli? Stratejik derinliğin çuvalına her şeyi koydun da bir tek vatanı mı unuttun? Sayın Erdoğan, bu çerçevede sana bir şey demek zaman israfıdır, zira sen vatanla yollarını çoktan ayırdın, çoktan bu defteri kapattın.  

Erkekliğin 10’da 9’u
MHP lideri şöyle devam etti: “Genelkurmay Başkanı Suriye’de ortaya çıkan güvenlik sorunları ve askeri zaruretleri bahane göstererek kaçma operasyonunu gerekçelendirmeye çalışmıştır. Suriye’deki güvenlik sorunları yeni değildir ve 4 yıldır sürmektedir. Bize göre, Genelkurmay Başkanlığı, hükümet kanalıyla askeri zaruretlerin neler olduğunu derhal açıklamak durumundadır. Hani ihtiyaç olduğu anda Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu’na gidilecek, Türkiye’nin vatanı savunulacaktı? Nerede kaldı kararlılık mesajları, nereye gitti meydan okumalar? Davutoğlu ile birlikte Özel Paşa karargahta an be an geri çekilmeyi izlerken en küçük bir utanma, mahcubiyet hali göstermemişlerdir. Başbakan ceketi çıkarmış, masaya serilmiş harita üzerinde incelemeler yaparak sanki fethe çıkmış muzaffer komutan edasıyla pozlar vermiştir. Öyle ya, AKP’nin lügatında erkekliğin onda dokuzu kaçmak, kalan kısmı da susmaktır. Korkaklığın sembolleri koruyamadığı vatan topraklarımızı algı yönetimiyle örtmeye kalkışmışlardır.”

PKK-PYD’den ricacı
Bahçeli, “IŞİD’ten kaçan Başbakan ve hükümeti, Süleyman Şah Türbesi’ne ABD’nin izni, PKK’nın yardım ve desteğiyle ulaşmıştır” dedi. Bahçeli şunları söyledi: “AKP’nin, PKK-PYD’den ricacı olduğu bölücü çevreler tarafından devamlı gündemde tutulmuştur. Şu işe bakınız ki AKP’nin işbirlikçiliği resmilik ve alenilik kazanmıştır. Erdoğan, Davutoğlu ve Özel Paşa; şehit yuvası, Peygamber Ocağı TSK’yı, Türk milletine ölüm yağdıran PKK’yla aynı çizgiye getirmişlerdir. Ayn el-Arap’tan, yani Kobani’den açılan koridordan geçen birliklerimiz PKK’nın mihmandarlığıyla hareket etmiş, caniyle kahraman aynı kefeye konmuştur.”

Delikanlıysan açıkla
Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’a suikast iddialarına da değinen Bahçeli şunları söyledi: “Erdoğan’ın kızına suikast iddiası çarşaf çarşaf yayınlanmıştır. Erdoğan, kızına siyaset yaptıracaksa bu kadar mide bulandıran yollara sapmasına gerek yoktur. Sosyal medyadaki malum isimle meydanlardan seslenecek kadar gözü dönmüştür. Bu ikili arasına girmek bize düşmeyecektir. Kendi aralarında halletmeleri en uygunudur. Erdoğan, sen bu kadar delikanlıysan, 17 Aralık operasyonunu ve oğlunun eritemediği serveti açıkla da görelim. Delikanlıysan PKK’ya ne önerdin söyle. Yiğitsen Musul’da rehin alınan vatandaşlarımıza karşı IŞİD’e ne önerdin. AKP’yi kim kurdurdu açıkla.”

Rektör görevini onursuzca sürdürecek mi?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında ülkücü öğrenci Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun öldürülmesine de değindi. Ege Üniversitesi’nin Rektörü Prof. Dr. Candeğer Yılmaz’ı istifaya çağıran Bahçeli, “Üniversite yönetimi uyumuştur. Fakülte koridorları Kandil’deki mağaralar gibidir. Fırat evladımı şehit eden katil, bu eylemi herkesin gözü önünde yapmıştır. 45 dakika ambulans gelmemiştir. Kimse ilk yardımda bulunmamış, bulunmaya çalışanlar da güvenlik çemberini aşamamıştır. Evladımız göz göre göre ölüme terk edilmiştir” dedi. MHP lideri şöyle devam etti: “Sorarım sizlere, Ege Üniversitesi Rektörü ne iş yapmakta, neye yaramakta, neyle uğraşmaktadır? Öğrencisi öldürülen bir rektör koltuğunda oturmayı hâlâ onursuzca sürdürecek midir? Olay mahallinde görevli polisler can çekişen bir gencimize hangi saiklerle el uzatmamıştır? Ve ambulansın gelmesi niçin bu kadar gecikmiştir? Ege Üniversitesi Senatosu hunhar saldırıdan sonra bir açıklama yapmış, ahlaksızca tavır takınmıştır. Bu kapsamda PKK’lıların saldırısı öğrenciler arasındaki bir anlaşmazlık şeklinde gösterilmiştir.

Editör: TE Bilişim