Kesin ihraç talebi üzerine partisi AKP’den istifa eden Kütahya Milletvekili İdris Bal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında iktidarı ve Başbakan Erdoğan’ı ağır sözlerle eleştirdi.
 
İşte Bal’ın açıklamaları;
“Perdenin önünde halkın içinde, halkla barışık, garibanla bağdaş kuran, oruç açan Sayın Başbakan başta olmak üzere AK Partililer vardı. Demokratikleştireceğiz, vesayetle mücadele ediyoruz, dış politikada barış barış barış diyen bir Ak Parti vardı. Suriye ile de İsrail ile de iyi ilişkiler içinde olan bir AK Parti vardı. İsrail ile Suriye’yi barıştırmaya çalıştığınız için dünya sizi sevmedi mi? Artık şucular, bucular olmasa da olur demeyen, Alevi ile Sünni ile sağcısıyla solcusuyla halkı kucakladığını söyleyen bir AK Parti vardı. Biz de bu vizyon içinde yer aldık.
 
Demokratlık öyle bir şeydir ki zayıf iken, ezilirken herkes demokrattır. Esas demokratlık güçlü olduğunuzda, korkularınız sona erdikten sonra ortaya çıkar. Ordu, istihbarat daha makul hale geldi. Tam da birinci sınıf demokrasiye gidiyoruz derken, arkadaşlar dediler ki; ‘Biz bunu iktidar için yaptık, biz bunu hazmetmemiştik.’ Ve kucak kapanmaya başladı. Ben kucağını açmış, vizyonu geniş bir AK Parti’ye girmiştim. Vizyonun büzülmesiyle beraber dış siyasette de vizyon büzüldü. Bu geriye gidişin başlangıcıdır. Artık küresel bir çağda yaşıyoruz. Toplumu sıkboğaz edemezsiniz. Bu kadar gizli kapaklı iş yapamazsınız.
 
Ne Gezi’de söylediklerimden ne çözüm sürecinde ne Mısır’la ilgili ne de kadın-erkek aynı evde kalmasıyla ilgili söylediklerimden pişmanım. Bakın Mısır’da büyükelçimiz kovuldu. Çözüm sürecinde de gerçek göründü, ama örtülmeye, kapatılmaya çalışılıyor. Seçime kadar örtülmeye çalışılıyor, ama göreceksiniz, ortaya çıkacak. Bu bir zaman kazanmaydı. Keşke gerçek barış olsaydı. İleride bundan sıyrılmak için ‘Biz elimizden geleni yaptık’ diyecekler, suni bir Türk milliyetçiliği yapacaklar ve günah keçileri bulacaklar. Bir yere not edin bunu. Bakın çözüm sürecinde ne olacak!
 
Her gün demokrasinin lafını yaparız. Ama bunlar hep toplum mühendisliği için söylenen sözlerdir. Çok pis bir oyun bu. Toplumu kutuplaştırarak, kristalize ederek, arkasındaki kesimi garanti altına almaktır bu. Onun için Alevi ile Sünni yan yana olsun istemezler. Dost olurlarsa kutuplaşma olmaz. Siyaseti dinleştirirseniz, kutsalla kutsal olmayan diye uçurumlar açarsanız o adamlarla sonra nasıl koalisyon kuracaksınız, nasıl yüz yüze bakacaksınız? Bu demokrasi değildir. Anlayış şuymuş; ben seni milletvekili yaptım o halde sana düşen itaat etmek, seçim bölgesine gidip halkın tepkisini almak, eleştirileri sünger gibi emmek… Ki yönetenler rahat etsin. Şunu da öğrendim, partiyi küçük düşürmek küfür etmek değil de raporlar hazırlamakmış. Bir tarafta vesayeti kaldırıyoruz deyip öte tarafta belli bir kesimi yok etmeye yönelik MGK’da kararın altına imza atmak, bunu uygulamaya koymak küçük düşürmüyormuş. Hakikaten çok şey öğrendim.”


Daha fazlasını oku: Bal 'yine' basın toplantısı düzenledi - Cafesiyaset http://www.Cafesiyaset.com/bal-yine-basin-toplantisi-duzenledi_393188.html#ixzz2mW4tp5h8 
Follow us: @Rotahaber on Twitter | rotahaberr on Facebook

Kesin ihraç talebi üzerine partisi AKP’den istifa eden Kütahya Milletvekili İdris Bal, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında iktidarı ve Başbakan Erdoğan’ı ağır sözlerle eleştirdi.
 
İşte Bal’ın açıklamaları;
“Perdenin önünde halkın içinde, halkla barışık, garibanla bağdaş kuran, oruç açan Sayın Başbakan başta olmak üzere AK Partililer vardı. Demokratikleştireceğiz, vesayetle mücadele ediyoruz, dış politikada barış barış barış diyen bir Ak Parti vardı. Suriye ile de İsrail ile de iyi ilişkiler içinde olan bir AK Parti vardı. İsrail ile Suriye’yi barıştırmaya çalıştığınız için dünya sizi sevmedi mi? Artık şucular, bucular olmasa da olur demeyen, Alevi ile Sünni ile sağcısıyla solcusuyla halkı kucakladığını söyleyen bir AK Parti vardı. Biz de bu vizyon içinde yer aldık.
 
Demokratlık öyle bir şeydir ki zayıf iken, ezilirken herkes demokrattır. Esas demokratlık güçlü olduğunuzda, korkularınız sona erdikten sonra ortaya çıkar. Ordu, istihbarat daha makul hale geldi. Tam da birinci sınıf demokrasiye gidiyoruz derken, arkadaşlar dediler ki; ‘Biz bunu iktidar için yaptık, biz bunu hazmetmemiştik.’ Ve kucak kapanmaya başladı. Ben kucağını açmış, vizyonu geniş bir AK Parti’ye girmiştim. Vizyonun büzülmesiyle beraber dış siyasette de vizyon büzüldü. Bu geriye gidişin başlangıcıdır. Artık küresel bir çağda yaşıyoruz. Toplumu sıkboğaz edemezsiniz. Bu kadar gizli kapaklı iş yapamazsınız.
 
Ne Gezi’de söylediklerimden ne çözüm sürecinde ne Mısır’la ilgili ne de kadın-erkek aynı evde kalmasıyla ilgili söylediklerimden pişmanım. Bakın Mısır’da büyükelçimiz kovuldu. Çözüm sürecinde de gerçek göründü, ama örtülmeye, kapatılmaya çalışılıyor. Seçime kadar örtülmeye çalışılıyor, ama göreceksiniz, ortaya çıkacak. Bu bir zaman kazanmaydı. Keşke gerçek barış olsaydı. İleride bundan sıyrılmak için ‘Biz elimizden geleni yaptık’ diyecekler, suni bir Türk milliyetçiliği yapacaklar ve günah keçileri bulacaklar. Bir yere not edin bunu. Bakın çözüm sürecinde ne olacak!
 
Her gün demokrasinin lafını yaparız. Ama bunlar hep toplum mühendisliği için söylenen sözlerdir. Çok pis bir oyun bu. Toplumu kutuplaştırarak, kristalize ederek, arkasındaki kesimi garanti altına almaktır bu. Onun için Alevi ile Sünni yan yana olsun istemezler. Dost olurlarsa kutuplaşma olmaz. Siyaseti dinleştirirseniz, kutsalla kutsal olmayan diye uçurumlar açarsanız o adamlarla sonra nasıl koalisyon kuracaksınız, nasıl yüz yüze bakacaksınız? Bu demokrasi değildir. Anlayış şuymuş; ben seni milletvekili yaptım o halde sana düşen itaat etmek, seçim bölgesine gidip halkın tepkisini almak, eleştirileri sünger gibi emmek… Ki yönetenler rahat etsin. Şunu da öğrendim, partiyi küçük düşürmek küfür etmek değil de raporlar hazırlamakmış. Bir tarafta vesayeti kaldırıyoruz deyip öte tarafta belli bir kesimi yok etmeye yönelik MGK’da kararın altına imza atmak, bunu uygulamaya koymak küçük düşürmüyormuş. Hakikaten çok şey öğrendim.”


 

Editör: TE Bilişim