Ülkücü Hareketin kanaat önderlerinden Büyük Birlik camiasının en önemli ismi, Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşı, Alperenlerin ağabeyi Hakkı Öznur, 24 Haziran seçimleri öncesi tarihi bir çağrıda bulundu. Öznur, “Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun çizgisine bağlı , dik duruşunu sürdüren, adalet ve demokrasiden yana olan Alperenler AKP ve Erdoğan’a oy vermez, vermeyecek de” demiştir.Hakkı Öznur’un yaptığı tarihi çağrının tam metni:

AZİZ DAVA ARKADAŞLARIM, YİĞİT ALPERENLER

Türkiye bir yol ayrımında! Zor zamanlardan geçiyoruz.

Tek-tip toplum peşinde koşan, ülkeyi cepheleştiren, kutuplaştıran, kamplaştıran Saray/AKP rejimi, Türkiye’yi hızla dikta rejimine sürüklüyor.

24 Haziran'da dikta ile demokrasi, parti devleti ile demokratik hukuk devleti arasında bir tercih yapacağız.

24 Haziran seçimleri vicdan ile cüzdanın, adalet ile zulmün, şefkat ile nefretin, demokrasi ile otoriterizmin seçimidir.

Bu seçim; demokrasiyi, hukuku, yargı bağımsızlığını, demokratik siyaseti savunanlarla; parti devletini, tek adam rejimini savunan, otokratik zihniyetlerin seçimidir.

Bu seçim, cumhuriyet ve demokrasi diyenlerle; tek adam ve totaliter rejim isteyen - paralel devlet alışkanlığı devam etsin- diyenler arasındadır.

Bu seçim, kamplaşma, gerilim, düşmanlaştırma politikası izleyenlerle; uzlaşma, kucaklaşma, kardeşlik ve hoşgörü diyenler arasında geçecektir

Bu seçim ayakkabı kutularını banka şubesi yapan, paraları sıfırlayan, Reza Zarrab gibi dolandırıcıları, “hayırsever işadamı” ilan eden “Bakara makara” diyen ahlaksız zihniyetle; bu zihniyete karşı çıkan namuslu, ahlaklı, dürüst milyonlar arasında geçecektir.

EY, AKP/SARAY REJİMİ !

MUHSİN YAZICIOĞLU VE ARKADAŞLARI HASTANE KÖŞESİNDE ÖLMEDİ !

Bu seçim, 9 yıldan fazladır Türkiye’nin, Türk Milletinin vicdanı olan şehit lider Muhsin Yazıcıoğlu dosyasının kapatılması, örtbas edilmesi, için her türlü kirli yola ve yönteme başvuran, takipsizlik kararı verdiren, soruşturmayı sabote eden AKP/Saray rejimi ile Muhsin Yazıcıoğlu dosyasının aydınlatılması için mücadele eden Şehit Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları, Ülküdaşları, Alperen evlatları arasında geçecektir.

Bu seçim, Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarının şehadetine “kaza” “kazadan, kaza çıkarmayın” , “bu davanın peşini bırakın ne uğraşıyorsunuz”, “helikopter dağa çarptı öldüler, ne peşine düşüyorsunuz?“, “Ne karıştırıyorsunuz?”, “Gitti dağa çarptı. Bırakın bu olayla ilgilenmeyin” diyen AKP hükümeti ile “Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları hastane köşesinde ölmedi”, “Bu suikasttir” ” diyen milyonların arasında olacaktır.

Bu seçim, “Muhsin Yazıcıoğlu olayının aydınlatılması namus borcumuz.”, deyip sonra dosyayı sümen altı eden, olayın üzerine gitmeyen, çözmek istemeyen AKP hükümeti ve işbirlikçileri ile, Muhsin Yazıcıoğlu’nu seven milyonlar arasında olacaktır.

MUHSİN YAZICIOĞLU “BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZ”DİR

Bu seçim AKP/Saray rejiminin payandası olanlarla, işbirlikçisi olanlarla, sarayın muhafızlığına soyunanlarla “Muhsin Yazıcıoğlu Bizim Kırmızı Çizgimizdir” diyen ALPERENLER ARASINDA OLACAKTIR.

Bu seçim, “Saray, Balgat, Yenimahalle” üçlüsünün hareketimiz üzerinde oynadığı kirli ve karanlık oyunlara, kumpaslara, entrikalara destek veren, alet olanlarla; bu oyunu bozan, bozmaya devam eden yiğit ve fedakar Alperen/Ülkücü kadrolar arasında olacaktır.

Bu seçim, liderimiz Muhsin Başkan ve dava arkadaşlarımızın şehit düştüğü olaya “kaza” diyen AKP zihniyeti ile, bu zihniyete karşı dik duran, doğru söyleyen, düz yürüyen Alperen kadrolar arasında olacaktır.

Bu seçim, Muhsin Yazıcıoğlu ismini seçim meydanlarında hayasızca istismar etmeye devam eden AKP/Saray rejimi ile buna karşı çıkan; Yazıcıoğlu çizgisine ilkelerine bağlı olan kadrolar arasında geçecektir.

Bu seçim, “BOP eş Başkanı” olmakla övünen Erdoğan ve yandaşları ile küresel projelere karşı çıkan, boyun eğmeyen, tavır koyan, milli duruşu ve tavrıyla Türkiye’nin milli direnç merkezi ve sigortası olan, Keş Dağlarında şehit düşen Muhsin Yazıcıoğlu’nun izinde yürüyen Alperenler arasında olacaktır!

Bu seçim, soğuk savaş döneminde NATO projesi olan “Yeşil Kuşak” ta yer alan , 2000’lerden itibaren ise ABD/ NATO projesi olan BOP’ta “taşeronluk” görevini üstlenen bir İngiliz projesi olan Vehhabi/ Neoselefi-Harici akımlarla bağlantılı, siyasal İslamcıların desteklediği AKP ile; her türlü küresel emperyalist projelere karşı çıkan milli ve yerli değerlere bağlılar arasında geçecektir.

YAZICIOĞLU ÇİZGİSİ ADALET VE DEMOKRASİ ÇİZGİSİDİR

Adalet ve demokrasi düşmanı AKP/Saray rejimini savunan ve AKP/Saray rejiminin sözcüsü gibi açıklama yapan zihniyetin; hayatı boyunca demokrasiyi, adaleti, özgürlükleri savunmuş; askeri vesayete, vesayetçilere, militarizme, militer siyasete karşı çıkmış; darbelerle, diktalarla cuntalarla, diktatörlerle mücadele etmiş şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun siyaset çizgisiyle uzaktan yakından ilişkisi olamaz! Yazıcıoğlu çizgisi; hak, hukuk, adalet çizgisidir.

ADALET VE DEMOKRASİDEN YANA OLAN ALPERENLER AKP VE ERDOĞAN’A OY VERMEZ! VERMEYECEK DE!

10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP Genel Başkanı Erdoğan’a Alperenler, oy vermedi. 24 Haziran seçimlerinde de yine oy vermeyeceğiz. Toplumu kutuplaştıran Erdoğan’a ve AKP’ye oy vermemek için yüzlerce haklı nedenimiz var. Alperenler ,Ülkücüler vicdanlarının sesini dinleyecek ve parti devletine karşı oyunu adalet ve demokrasiden yana kullanacaktır. Alperenler zulmedenlere, zulüm düzenini savunanlara oy vermez, destek vermez.

OTORİTERLEŞMEYE,TEK ADAM ŞEMASINA KARŞI ÇIKTIK AKP/ SARAY REJİMİ CAMİAMIZIN İÇİNİ KARIŞTIRDI

Sisteme muhalif olan sistemi değiştirmek isteyen Alperen hareketine, 25 yılda, altı büyük operasyon yapıldı. Son iki kumpası AKP/ Saray rejimi yaptı. 10 Ağustos 2014 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde beşinci operasyon, 16 Nisan 2017 referandumun sürecinde ise altıncı operasyon yapıldı. Her iki operasyonun nedeni, Alperen kadroların demokrasi ve adaleti savunması; otoriter zihniyetli Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığına karşı çıkması, tek adam şemasını , parti devletine giden süreci eleştirmesiydi.

AKP/Saray rejimi, tek adam, tek parti rejimine “hayır” diyen hareketimizi, çizgisinden çıkarmak ve kendi kontrolü altına almak, itibarsızlaştırmak için her türlü kirli ve karanlık oyunu oynamıştır.

Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun şehadeti ile başlayan, sistematik olarak Alperen hareketini yıpratma, zayıflatma ve yok etme politikası bütün çıplaklığıyla ortadadır.

Tarihimiz boyunca sistemle, güç odaklarıyla, vesayetçilerle mücadele ettik. Biat etmedik, diz çökmedik. Hilelere, tuzaklara, komplolara, senaryolara boyun eğmedik. NATO merkezli gladyo, statüko ve vesayetler karşısında, geri adım atmadık. Millet adına daima direndik.

Operasyonlar, kumpaslar, algılar bize sökmez, sökmedi! Sökmeyecek de!

Şehit Muhsin Yazıcıoğlu’nun dava arkadaşları, şehit liderleri Yazıcıoğlu’nun ortaya koyduğu ilke ve değerlere bağlıdır. Saray – Balgat – Yenimahalle üçlüsünün Alperen hareketi üzerindeki kirli ve karanlık oyunlarını, kumpaslarını bozacağız.

BALGAT/ÇUKURAMBAR’DA KURULAN KUMPASLARI, ÇEVRİLEN DOLAPLARI, “MEBUS” PAZARLIKLARINI TARİH YAZACAKTIR

AKP/Saray rejimi Büyük Birlik camiasının muhalif çizgisini, duruşunu, net tavrını çok iyi bilmesine rağmen; Alperen Hareketi üzerinde oyun oynamaya devam ediyor. Özellikle fitne ve fesat merkezlerinden biri olan Balgat’taki üstlerinde bir takım hesap adamları, çukurlar üzerinden davamız ve hareketimiz üstünde yeni oyunlar hazırlamıştır.

Balgat/Çukurambar’daki özel ofislerde, lüks pastanelerin gizemli odalarında kirli ve karanlık görüşmeler, mebus pazarlıkları yapılmış listeler belirlenmiştir. Bunların ne yaptıklarını, ne dümenler çevirdiklerini, ne alçaklıklara imza attıklarını Ülkücü camia, çok iyi bilmektedir.

AKP’li siyasilerin, AKP’li zenginlerin. AKP sosyetesinin siyasi fırıldakların lüks buluşma yeri olan “Çukurambar”daki bazı lüks café/pastanelerde, özel bürolar da, AKP / Saray rejiminin mensuplarıyla , özel elemanlarıyla. işadamlarıyla çevrilen dümenler, kirli ve karanlık görüşmeler elbette bir gün ortaya çıkacaktır.

Tarih elbet bir gün Saray’da, Balgat’ta hazırlanan kumpasları, dönen dolapları, çevrilen entrikaları, şantajları, tehditleri; boyun eğenleri, eğmek zorunda kalanları, muhbirleri, dönekleri, yandaşları, yalakaları, ispiyoncuları, alkışçı şakşakçıları ve davasını satanları tek tek yazacaktır.

Tarihi boyunca kire bulaşmamış, lekesiz, şaibesiz hareketimizi kirli pazarlıklarla, kirli ilişkilerle, küçük düşürenler mebus olmak için her yolu mübah gören ilkesiz ve omurgasızlar, bunun hesabını mutlaka camiamıza verecektir.
Hiçbir karanlık gizli kalmaz. Tarih bir çok şeyi olduğu gibi, Balgat/Çukurambar’da dönen kirli ve karanlık dolapları da yazacaktır.

Ne kadar üstü örtülürse örtülsün, tarih yaşanan süreçleri gün yüzüne çıkaracak, gerçekler er veya geç ortaya çıkacaktır.

AKP SOSYETESİNİN VE KUMPASLARIN MERKEZ ÜSSÜ; ÇÜKURAMBAR

AKP, 12 Eylül’ün ürünü AKP ise 28 Şubat’ın ürünüdür. 1980’lerde ANAP’ın zenginleri, 2018 Türkiye’sinde ise AKP’nin haramla büyüyen korkunç zenginleri var. Her iki partide kendi zengin sınıfını oluşturdu. Ankara’nın Çukurambar’ında lüks Porshe’lerinden inen, AKP’li zenginlerin çocukları , yeni zengin taifesinin veliahtları, çaya, kahveye, nargileye astronomik fiatlar öderlerken milyonlarca dar gelirli insan ise geçim mücadelesi veriyor.

Hangi ülkücü vicdan? hangi Alperen Vicdan? bu tabloyu Kabul edebilir?

SİYASETTE AÇIĞI OLANLAR DİK DURAMAZLAR

Kahraman şehitlerimizi ve mübarek, kutsal davamızı istismar ederek; şanlı hareketimiz üzerinde ikbal hesabı yapanlar, mebus pazarlıkları yapanlar elbette bunun hesabını vereceklerdir.

Şehit liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu’nun çizgisine ve onun ortaya koyduğu ilke ve değerlere sonuna kadar bağlı olan, kahraman Alperenler bunun hesabını seçim sonrası soracaktır.

Bir yerde istikametleri idealler, inançlar ve ülküler değil; çıkarlar belirliyorsa orada dava arkadaşlığı yoktur, çıkar arkadaşlığı vardır.

Çukur adamlar, hesap adamları kaybetmiştir. Camiamız; davamıza, hareketimize, misyonumuza gölge düşüren satılmışları, dönekleri, hesap adamlarını asla affetmeyecektir. Bu kutsal ve aziz davaya sırtını dönüp de iflah olan kimse görülmemiştir.

Siyasette her zaman açık, şeffaf ve ilkeli olacaksınız. Açığı ve diyet borcu olanlar, dik duruş ortaya koyamaz. İktidarla, güç odaklarıyla, çıkar çevreleriyle menfaat ilişkisine girenler;kirli ve karanlık ilişkileri olanlar çok kolay teslim alınırlar. Hemen saf ve çizgi değiştirirler. Şehit liderimiz Yazıcıoğlu çizgisine ve kutsal davamıza sadakat şerefimizdir.

Editör: TE Bilişim