Tek adam düzeninin tüm ayaklarının, “ KHK lerin içine gizlenerek adım adım oluşturulduğunu iddia eden  Erdem, “ AKP Torba yasadan sonra, şimdide torba KHK yayınlayarak, sadece TBMM ni değil, Yargıyı da işlevsiz hale getirmiştir, artık hakemde , hakim de Cumhurbaşkanıdır. “Dedi.

Eren Erdem yazılı olarak yaptığı açıklamasında şu görüşlere yer verdi,

KUVVETLER AYRILIĞI YOK EDİLİYOR.

Türkiye Cumhuriyetinin rejimini oluşturan kuvvetler ayrılığı prensibi, OHAL gerekçe gösterilerek tamamen ortadan kaldırılmıştır. Egemenliğin temsilcisi olarak TBMM nin Yasa koyma yetkisi elinden alınarak, İktidara hatta tek kişiye verilmiştir. Son çıkan torba KHK ile de , Cumhurbaşkanına hem savcı hem de yargıç yetkisi verilerek hukukun üstünlüğü ilkesi yok sayılmıştır.

AKP nin iktidarı boyunca Hukuku arkadan dolanarak, ihlal etme, yok sayma anlayışı ne yazık ki ülkeyi “İstibdat” düzenine mahkum etmiştir. Hiç kimsenin Türkiye’yi 19. Yüzyıla götürmeye hakkı yoktur.

AKP TÜRKİYE’YE   İTİBAR KAYBETTİRİYOR.

Çıkarılan 694 sayılı KHK’nın 74. Maddesi ile MİT yasasına bir fıkra eklenerek Cumhurbaşkanına suçluları iade ve TAKAS yetkisi verilmiştir.  Türkiye bir hukuk devletidir. Suçluların iadesi , 6076 sayılı CEZAÎ KONULARDA ULUSLARARASI ADLÎ İŞ BİRLİĞİ KANUNU’nda açıkça belirtilmiştir. Şimdi söz konusu yasa yürürlükteyken , Cumhurbaşkanına bu iade ve takas yetkisi hangi ihtiyaçtan doğmuştur. Böyle bir ihtiyaç hasıl olduysa bunu ilgili kanunda düzenleme yapmak yerine MİT yasasının içine saklamanın amacı nedir. Şuanda cari olan hangisidir? İade işlemi neye göre yapılacak? Bu KHK ile 6076 sayılı yasa örtülü olarak ilga mı edilmiştir? Hukuk devleti bu kadar çelişkiyi içinde barındıramaz.  Türkiye’nin hızla itibar kaybettiği uluslararası alanda yeni garabetler yaratmaya hiç kimsenin hakkı yoktur.

KRALIN HÜKMÜ , KANUNUN HÜKMÜNDEN ÜSTÜN OLAMAZ.

Suçluların iadesi hukuki bir kavramdır ve hukuk normlarında gerçekleşir. Cumhurbaşkanına yetki vererek hukuki bir olayı idari bir karara dönüştürmek, Başta anayasamız olmak üzere , iç hukukumuzdaki tüm mevzuata da aykırıdır.  KHK kanundan daha üstün değildir. Takas işlemini koyarak ne amaçlanmaktadır? Kim, kimle takas edilecek, örneğin Rıza Sarraf’ı takas edilecek mi? Kimle edilecek. Bu KHK birilerini Takas yöntemi ile kurtarma operasyonu mu? 

Ülkede bu kadar hukuksuzluk yaşanırken , Yargı Yılının açılışında , Yargının yetkileri bir gecede KHK’lar la elinden alınıp Cumhurbaşkanına verilirken, özellikle Yüksek yargının, Anayasa Hukukçularının sessiz kalması çok manidardır.  Anayasayı hukuku savunmak sadece siyasetçilerin değil en başta yargı mensuplarının temel görevidir. Şimdi Yüksek Yargıdan ;     Çay topladın , toplamadın, eğilerek selam verdin vermedin tartışmalarının yerine hukuka , anayasaya sahip çıkmalarını bekliyoruz.   Bilmelidirler ki, Hukukun yok edildiği bir ülkede hukukçulara ihtiyaç kalmaz. Bir Sabah oturdukları makamlarda , İstibdat Kadılarını bulurlarsa şaşırmasınlar. Kanunun Hükmünü savunsunlar. Kralın Hükmü , kanunun hükmünden üstün olamaz.

Editör: TE Bilişim