Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin İstanbul mitingi öncesi MHP'nin il başkanının 'Terör saldırısı olacak' diye kara propaganda yaptığını iddia etti. Davutoğlu, "Arkadaşlar bugün haber ettiler; bir partinin il başkanı, spekülatif, tahrikkar bir haberle burada saldırı olacağı gibi bir haber de yayıyor." dedi.

Ahmet Davutoğlu, Büyük İstanbul Mitingi'nin ardından dün gece TV Net'te İbrahim Karagül'ün sorularını cevapladı. Davutoğlu, yaklaşık 22 ilde mitingi düzenlediklerini belirterek, "Bu seçimlerde belli illere yoğunlaştık. 81 ile de gitmek mümkün olmadığı için, benim katıldığım 22 civarında miting oluyor. Ankara saldırısı olunca bazı mitinglerimizi erteledik, bazı mitinglerimizi iptal ettik. Diğer partiler mitinglerini iptal etmiş olmalarına rağmen, bizim mitinglerimiz çok coşkulu, çok katılımlı ve halkımızın sandığa gitme iradesini yansıtan mitingler oluyor. Van'da yaptık mesela, 7 Haziran'dan daha heyecanlı bir katılım vardı. Şanlıurfa'daki bunları özellikle zikrediyorum ki terör tehdidi itibariyle kritik illerimiz." ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, İstanbul mitingine ilişkin ilginç bir iddiada da bulundu. MHP'li il başkanını spekülatif ve tahrikkar haber yaymakla suçlayan Davutoğlu, şunları söyledi: "Bugün İstanbul mitingimizde çok büyük bir katılımla, coşkuyla gerçekleşti. Hava muhalefeti ve açık söyleyeyim bir ihanetle de karşı karşıyayız. Bir de doğal bir şey vardı; saat değişim falan. Bazı çevreler, tam da teröristlerin istediği şekilde bir panik havası oluşması için özel çaba sarf ediyorlar. Mesela Fuatavi neden tweet hesabı, benim Şanlıurfa ve Kayseri mitinglerimde terör saldırısı olacağı propagandası yaptı. Bir takım çevreler bu iki şehirde 'aman terör olacak' diye korkutmaya çalıştı. İstanbul'da da dün gece, arkadaşlar bugün haber ettiler, bir partinin il başkanı, spekülatif, tahrikkar bir haberle burada saldırı olacağı gibi bir haber de yayıyor. Hatta 'hastaneler boşaldı, terör saldırısı olacak oraya taşınacak hastalar.' Bu kadar sorumsuzca, bu Meclis'te grubu bulunan bir partinin il başkanı, söyleyim MHP'nin il başkanı, teröre karşı mücadele ettiğini iddia eden bir partinin hatta teröre karşı olduğunu iddia eden bir parti ki tam da teröristlerin istediği gibi ortam oluşması için kara propaganda yapıyor. Herkesin ortak kader bilinci ile davranması gereken günlerdeyiz. Siyasi rakibiz ama birbirimizin düşmanı değiliz. Siyasi rakibiz ama bu ülkenin istikrarı hepimize lazım, huzuru hepimize lazım."

'BUNLARIN HEPSİNİN DEREBEYLİĞİ VAR'

1 Kasım seçimlerinin sonuçlarına ilişkin tahmininin ne olduğuna yönelik soruya net cevap vermeyen Davutoğlu, bazı siyasi parti ve terör örgütlerinin bir araya geldiğini ileri sürdü. Davutoğlu, bu konudaki sözlerini şöyle sürdürdü: "Öyle bir tablo eli karşı karşıyayız ki bazı siyasi partiler, terör çevreleri, paralel yapı, ne derseniz deyin Türkiye için neyi istediklerini söylemiyorlar. Neyi istemediklerini söylüyorlar; o da AK Parti. Onların bir araya getiren husus pozitif bir mutabakatla Türkiye'yi birlikte şöyle bir vizyona taşıyalım diye bir husus değil. Negatif bir misyonla AK Parti'den kurtulmak. Bunun yolu var. Seçime girersiniz. Seçim neticesinde millet bunu istemezse AK Parti nihayet silahlı bir gücü var değil. Kendisine has başka maddi… ÜAK parti bir parti. Buna millet karar verir.

Bunların hepsinin bir derebeyliği var. PKK'nın Kuzey Irak'ta, paralel yapının bürokrasi içinde kendince bir derebeylik kurma çabası vardı, CHP'nin belli toplumsal kesimler üzerine, MHP'nin başka şekilde… AK Parti'nin mevcudiyeti 2002'den beri bütün bu güç odaklarını zayıflattı ve geriye sadece mille irade ile şekillenen güç kaldı. Bunlar da seçimle tek başına iktidara gelme ümitleri olmayan partiler oldukları için bir araya gelerek AK Parti'den kurtulurlarsa geride kalan gücü paylaşmayı düşünüyorlar.

Çözüm sürecini en sert bir şekilde eleştiren paralel yapı şimdi bir anda nasıl HDP ile el ele geldi? Anadolu'da HDP'ye oy verin diye kampanya yapıyorlar. Bu akıl alacak bir şey mi? Hz. Peygamber'e Diyarbakır'da yapılan hakareti görüyorlar.

Kedisini İslami cemaat olarak tanımlayan bir yapı hem hazmediyor hem ilişkiye geçiyor hem de bunlara oy verin diye Allah razısı için kandırdığı kitleleri oya teşvik edebiliyor. İkisinin anlaştığı tek şey var; AK Parti zayıflasın. AK Parti zayıflarsa kendileri için kullanacakları güç yapıları doğacağına inanıyorlar."

Karagül'ün 'Paralel yapı tehdit olmaktan çıkıyor mu' sorusuna da Davutoğlu, şöyle cevap verdi: "Ciddi ölçüde zayıfladı. Tehdit olma niteliği nereden geliyordu? Dini, seküler kim olursa olsun sivil toplum faaliyeti yapar. İstediği faaliyeti yapabilir. Ama şunu yapamaz; sivil toplum görünümü altında seçime girmeden, halka hesap vermeden, bürokrasiye sızarak, bürokrasi üzerinden gücü, güç kullanımını meşruiyet dahilinde kendi eline alamaz.

Poliste örgütlendiler, yargıda örgütlendiler, bürokrasinin diğer kanatlarında da örgütlenerek yavaş yavaş bürokrasi üzerinden devleti kontrol etmeye çalıştılar. Bunu eskiden askeriye içindeki cuntalar yapardı, ya da 28 Şubat'ta brifinglerle yapılırdı, şimdi fetvalarla yapılmaya kalkışıldı. Suç aynı suç, kullanılan araç değişik olabilir. Bizim de ona karşı tutumumuz şu oldu; sivil toplumsan sivil toplumluğunu bileceksin. Dini cemaatsen dini cemaatliğini bileceksin. Orada çalış, hiç kimse sana karşı bir şey yapamaz.

Bu güç bürokrasideki etkinlikleri bakımından büyük ölçüde gitti. Toplumsal kabul bakımından, meşruiyet bakımından gitti. Eskisi gibi himmet toplantıları yapıp, Allah rızası için insanları kandırabilecekleri bir ortam yok. Maskeler bu anlamda düştü. HDP'nin oy artışında paralel yapının oy etkisi açık bir şekilde var. Alanda HDP'ye oy verin diye kampanyalar yürütüldü."

TOPLUMSAL VAATLERLE İLGİLİ

Topluma yönelik vaatlerine ilişkin soruya da Davutoğlu, "Toplumun bir anlık resmini yatay olarak kesin, o toplumun her kesimine bir şey söyleyelim. Bir tek kişinin hayatını dikey olarak alın, doğumundan emekliliğine kadar her aşamasında mutlaka bir dokunalım. Bir yatay keseceğiz; işçi var, çiftçi var, esnaf var, emekli var, genç var, yaşlı var, kadın var, çocuk var… Bunları yatay olarak kestiğinizde bunların her birine değeceksiniz. Bir de bir kişi doğdu, emekliliğine kadar devlet bir yerine dokunmalı. Devletle ilgili meşruiyet algısı değişmeli." şeklinde cevap verdi. Davutoğlu, daha sonra bu vaatleri sırayla açıkladı.

Editör: TE Bilişim