Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, birçok medya kuruluşuna yönelik ‘intikam operasyonu’ iddiasını değerlendirdi. Böyle bir operasyonu ‘cinnet’ olarak yorumlayan Dumanlı, “Bu mevzuyu basite indirgemek, bir Cemaat-parti kavgası gibi senarize etmek çok büyük gaflet olur. Bunun faturasını bu ülke çok ağır öder. Böyle bir operasyon, demokrasiye, basın özgürlüğüne darbedir.” dedi.

Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) konuşan Ekrem Dumanlı, medyaya yönelik ‘intikam operasyonu’ iddialarını değerlendirdi. Dumanlı, “Tabi iddia, sonuçta doğru mu yanlış mı bilemiyoruz. Umarım yanlıştır. Çünkü bu bir cinnet, eğer böyle bir şey varsa bu olsa olsa askeri ihtilallerde olur. Yani 28 Şubat’ta bile hiçbir askerin kafasından böyle bir cüret, antidemokratik bir darbe teşebbüsü geçmemiştir. 12 Eylül askeri darbesinde bile böyle 150 tane gazeteci gözaltına alınacak, Zaman, Today’s Zaman, Bugün TV, Bugün gazetesi, Samanyolu, Taraf gazetesi ardından da Sözcü gazetesi falan bunu düşünenin aklından şüphe ederim. Bir ‘cinnet’ diye düşünüyorum. Umarım, ülkem adına söylüyorum böyle bir saçmalığı hiç kimse aklının ucundan bile geçirmiyordur. Ama eğer geçiriyorsa gerçekten Türkiye’yi zor günler bekliyor demektir. O yüzden inanmak istemiyorum.” diye konuştu.

'GAZETEMİN DE HALKIMIN DA BOYUN EĞECEĞİNİ DÜŞÜNMEM'

Dumanlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Fuat Avni’nin iddiasını biraz belki abartılı gibi düşünüyorum ama neredeyse her dediği de çıktı. Eğer öyle bir şey gerçekse ortaya çıkar ve böyle bir teşebbüste bulunurlarsa bu büyük bir yeltenme çok büyük bir cüret diye görürüm. Demokrasiye darbedir, basın özgürlüğüne bir darbedir. İnsanları susturmaya, ezmeye, bezdirmeye yönelik bir darbedir. Hukuku ayaklar altına alan bir darbedir. Anayasayı askıya alan bir darbedir. Basın özgürlüğüne ve demokrasiye yapılmış bir darbedir. Açık söyleyeyim ben şahsen böyle bir baskıya asla boyun eğmem. Gazetemin de, halkımın da boyun eğeceğini düşünmem. Asla susmayız. Umuyorum, dua ediyorum ülkem adına böyle bir saçmalığa, zırvalığa müsaade edilmez. Eğer böyle bir şey birilerini aklından geçiyorsa, cinnet mustatili yaşıyorlarsa içeride herhalde iyi kötü aklını, vicdanını, ruhunu kaybetmemiş insanlar vardır, ‘yahu ne yapıyoruz biz, kafayı mı üşüttük, manyaklaştık mı, delirdik mi?’ diyeceklerdir. Onlar demezse halk diyecektir, halk demezse Hak diyecektir.”
Zamanı durdurmanın mümkün olmadığını kaydeden Dumanlı, “Sen saatine basarsın zaman durdu zannedersin. Ama zaman devam eder. Zaman gazetesi de zamanın ruhudur, öyle polis baskınıyla, 3. sınıf bir despotizim özentisiyle susturulması mümkün değildir. Umuyorum Fuat Avni yanlış söylemiştir, yanlış bilgi almıştır, yanlış duymuştur ya da doğrudur da aklı selim insanlar ‘ya biz bu haltı yemeyelim’ diye vazgeçeceklerdir. Aksi takdirde Türkiye yepyeni bir devreye giriyor, basın, demokrasi maalesef askıya alınmış demektir. Askeri bir darbeden daha kötü hak, hukuk, adalet düşünülmeden maalesef yeni bir zulüm dönemi başlamış demektir.” ifadelerini kullandı.

‘BİZ GAYET METİNİZ’

İddialar üzerine yönetici arkadaşlarıyla görüştüğünü dile getiren Dumanlı, “Biz gayet metiniz, çünkü defalarca söyledim insanın korkması için ya borcu olmalı diyet borcu da bir borçtur en ağır borçtur ya bir suçu olmalı. Yaklaşık 20 yıllık gazeteciyim, arkadaşlarımın da çoğu en az 10, 15, 20 yıllık gazetecidir. Halkın önündeyiz, yazdıklarımız, konuştuklarımız ortada. Şayet illegal bir işimiz olsa bin defa tespit edilirdi. Böyle keyfi bir şekilde düne kadar Türkiye’nin en önemli gazetelerinden birisinin yöneticisi olacaksın sonra bir gün birilerinin çok asabı bozulacak, öfkelenecek sonra suçlu ilan edileceksiniz. Bunun akılla, mantıkla, vicdanla izah edilir bir yanı yok. Bende gayet çok metin olarak konuşuyorum, mesai arkadaşlarımda gayet dirayetli olarak konuşuyoruz. Biz, bizi seven insanları utandıracak en ufak bir şey yapmadık. İnsanların içine çıkmaktan korkanların bize yapacağı iftiranın asla bir vicdanda yer bulacağına yer vermiyorum. Bir korkutma, sindirme, yıldırma belki düşünüyor olabilirler. Ama bu yollarla ne korkarız ne yılarız ne sineriz. Dosdoğru yolumuzda devam ederiz. Çünkü bir yamuk işimiz olmadı, illegal işimiz olmadı. Suçumuz olmadı, borcumuz olmadı.”

“Meseleyi bir AK Parti – Cemaat kavgası içerisinde dar bir yere oturtmak fevkalade yanlış olur.” diyen Dumanlı, “Medya gruplarına yapılan çok ağır baskılar zaten ortada. Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmedik bir şekilde medya gruplarına baskı yapılıyor. Medya patronları telefonda ağlıyor, bir başka yere ‘Alo’ diye bir adam yerleştiriliyor, televizyonun alt yazısına kadar ediliyor –geçenlerde bir arkadaşımız anlatıyordu, bir meslektaşımıza 45 dakikalık programın 5. dakikasında telefon açılıp programa müdahale ediliyor- işsiz kalan gazeteciler ortada. Twitter üzerinden, internet üzerinden, bazı tetikçi web siteleri üzerinden meslektaşlarımızın Hasan Cemal’den Cengiz Çandar’a, Taha Akyol’dan Yasemin Çongar’a kadar nasıl bir baskı altında tutuldukları ayan beyan ortadadır. Ben bunu sadece Zaman Grubuyla ilgili görmüyorum –keşke öyle olsa hiç olmazsa katlanması daha kolay olur- Halihazırda iddia; Zaman, Today’s Zaman, Bugün TV, Bugün gazetesi, Millet gazetesi, Taraf gazetesi bir adım ötesi Sözcü gazetesi, aynı şeyin içerisinde Doğan Grubu.” şeklinde konuştu.

Dumanlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Demek ki bunu kim akıl ediyor? –buna akletmek denir mi bilmiyorum- buna kim cesaret ediyor ve cüret ediyorsa neredeyse bütün Türkiye’deki görüşleri, fikirleri tek renge indirgemek, herkesi susturmak, herkesin üzerine baskı kurmak, herkesi çiftliğini yönetiyor gibi yönetir şekilde kendine kul köle etmek istiyor. Ben esas tehlikenin burada olduğunu düşünüyorum. Bazı insanların Cemaat-AK Parti kavgası gibi yaklaşımını fevkalade büyük hata –aflarına sığınarak söylüyorum- bir miktar da gaflet olarak görüyorum. Çünkü vaziyet ortada. Her gruptan işsiz kalan gazeteciler ortada, her gruba yapılan baskılar ortada. Ve iddia; bu baskının buradan başlayıp başka gruplara sıçrayacağına dair. O yüzden bu mevzuyu basite indirgemek, bir Cemaat-parti kavgası gibi senarize etmek çok büyük gaflet olur. Bunun faturasını bu ülke çok ağır öder.”

Editör: TE Bilişim