Kariyerine bürokratlık, akademisyenlik ve iş adamlığının yanısıra bir de siyaseti ekleyen Özarslan, siyasete atılma gerekçesini ise, “Ülkemizin içinden geçtiği süreçte birilerinin elini taşın altına koyması gerekiyordu. İYİ bir Türkiye sevdası ile siyasete girdik” diye açıkladı. İşte Özarslan’ın, sorularımıza verdiği yanıtlar:

-Başarılı bir kariyerden sonra neden siyaset?

Ülkemizin içinden geçtiği durum beni derinden üzüyor. Çocuklarımızın geleceği adına kaygı taşıyan insanlarız. Bu gidişe dur demek adına elimizi taşın altına koymamız gerekiyordu. Eğitimden ekonomiye, hariciyeden devlet kurumlarına kadar birçok alan paralize edilmiş durumda. Bu gidişe nasıl dur diyebilir ve yeni nesillere nasıl güzel bir ülke bırakabiliriz derdine düştük. Cumhuriyet değerlerimize saldırılar, üniter yapımıza yönelik tehditler her geçen gün artarak devam ediyor. Cumhuriyetimizin Kurucusu Atatürk’ümüze ağza alınmayacak hakaretler yapılıyor. Zübeyde Hanıma iftiralar atılmakta. Böyle bir süreçte sessiz kalamazdık. Sorumluluk almalıydık. Genel Başkanımızın liderliğinde bir araya gelerek ülkenin meselelerine Kuvayi Milliye ruhuyla nasıl çözüm üretebiliriz derdine düştük. İYİ bir Türkiye sevdası ile siyasete girdik. Ülkemizin içinden geçtiği süreçte birilerinin elini taşın altına koyması gerekiyordu. Ülkemiz ve milletimiz adına sorumluluk almak gerekiyordu. Bu nedenle siyasete girdik.

-Ankara ile ilgili ne gibi projeleriniz var?

Ankara’nın sorunlarına vakıfız. Sorunların çözümüne yönelik geniş kapsamlı çok önemli projeler hazırlıyoruz. Uzun yıllardır Ankara popülist ve ranta dayalı bir anlayışla yönetildi. Ciddi bir alt yapı sorunu var. Bu sorunun çözümü için çok önemli projeler hazırlıyoruz. Bir başka konu vatandaşlarımızdan boşu boşuna atık su bedeli adı altında kesintiler yapılıyor. Çoğu zaman bu kesinti yüzde 35 ve 40’ları buluyor. Gelişmiş bütün dünya ülkelerinde bu rakam yüzde 5’i geçmez. Bu rakamların vatandaşın cebinden çıkmasının nedeni büyükşehir belediyesinin yetersiz alt yapı hizmetlerinden kaynaklanıyor. Mesela şiddetli bir yağmurda ülkemizin başkenti sular altında kalıyor. Bu ve benzeri sorunların çözümüne yönelik çalışmalarımız devam ediyor. En geç 6 ay içerisinde bu projelerimizi kamuoyu ile paylaşacağız. Genel Başkanımıza büyükşehir belediyesi dâhil olmak üzere 25 ilçenin anahtarını teslim edeceğimize söz verdik. Bu noktada kararlıyız. Ama kararlılık lafla değil çalışma bilinci ile olur. Doğru hedeflere nasıl ulaşabiliriz bunun için çalışmalar başlattık projeler geliştiriyoruz.

Ankara medeniyetler şehri, kendine özgü bir kültürü ve mimarisi var. Ama bakıyoruz şehrin bütün aksları ve kentsel dönüşümleri buna yönelik değil. Düzgün şehircilik anlayışı günübirlik rant anlayışı ile değil ancak düzgün planlamalarla meydana gelir. Rantiyeye yönelik bir imar planlaması değil insanların daha huzurlu yaşayabilmesine yönelik çalışmalar yapacağız. Rekreasyon alanı doğurarak insanlarımızı daha huzurlu ve mutlu yaşatabiliriz derdindeyiz. Ankara’ya ilişkin sevdamız insanlığa daha iyi bir hizmet nasıl verebilir anlayışıdır. Herkese ulaşmaya çalışıyoruz. Allah’ın izni ile çalmadık kapı, sıkılmadık el, kucaklaşmadık Ankaralı bırakmayacağız. İnsanlarımızın sorunlarını yerinde dinliyoruz. Nutuk atmaya değil dinlemeye, anlamaya çaba gösteriyoruz. Neler yapabiliriz vatandaşlarımızla birlikte karar verelim istiyoruz. İktidar yürüyüşümüzde Ankara’nın payı büyük olacak. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.

MEHMETÇİKLE OMUZ OMUZA MÜCADELE ETMEYE HAZIRIZ!

-Afrin harekâtı ile ilgili görüşleriniz nelerdir?

Afrin’e ordumuz bir harekât başlattı. Biz her zaman Mehmetçiğimizin yanındayız ve muzaffer olması için duacıyız. Sadece “Bu durumlara nasıl gelindi?” sorusunu sormaya da hakkımız var diye düşünüyoruz. Keşke gelinmeseydi. Daha birkaç yıl önce ucube Salih Müslim bu ülkeyi yönetenler tarafından kırmızı halılarla karşılandı. İktidar mensupları tarafından kapalı kapılar ardında pazarlıklar yapıldı. Kobani’ye (Ayn el- Arap)desteğe giden militanların ülkenin şehit kanıyla yoğrulmuş topraklarından geçişine neden izin verildi? Mevcut durumun bir sorumlusu var. O da 16 yıldır ülkeyi yöneten siyasi iktidardır. Bugün gelinen noktada siyasi iradenin yaptığı hataları Mehmetçik temizlemek için mücadele ediyor. Memlekette PKK sorunu varken bunun adını Kürt sorunu olarak kılıflandırdılar ve palazlanmasına neden oldular. Devlet yönetimi, belediyecilik mantığı ile olmaz. Devlet aklının yok sayılması ve günü birlik popülist politikalarla hareket edilmesi nedeniyle maalesef bugün bu sıkıntılı günleri yaşıyoruz. Yıllardır kandırılmaktan dert yanıyorlar. Biz de, “Artık yeter, 16 yıldırülkeyi getirdiğiniz durum ortada, kenara çekilin” diyoruz. İYİ Parti’nin, Afrin harekâtını desteklemediğini iddia ediyorlar. Bunu söyleyenlere gülüp geçiyoruz. Bu iddialarda bulunanlara İYİ Parti’nin bu ülke için taşıdığı kaygının zekatı fazla gelir. İYİ Partililerin tamamı Afrin’de Mehmetçikle omuz omuza mücadele etmeye ve şehit olmaya hazırdır. Hiç kimsenin bundan şüphesi olmasın.

HALKIN İÇİNDEN DOĞMUŞ PARTİYİZ

-İl yönetimini belirlemede kriterleriniz neydi?

Biz bir hedefe koşuyoruz. Bu hedefimizin adı iktidar olmak ve cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmaktır. Hedeflerimiz doğrultusunda vizyon ve misyon geliştiriyoruz. Halkın içinden doğmuş halk hareketi olan bir partiyiz. İYİ’lerin evi olarak İYİ bir aile oluşturmamız gerekiyordu. Bu kapsamda il yönetimini oluştururken çok hassas davrandık. Vatan haini olmadığı müddetçe, sağcı, solcu, Alevi, Sünni ayrımı yapmadan, ortak sevdası Türkiye olan insanlardan güzel bir ekip oluşturalım istedik. Bu konuda bazı kriterlerimiz vardı. Ülkemizin geleceği adına sorumluluk alabilecek inanmış insanlarla birlikte olmak istedik. Ailesinden, işinden fedakârlık yapabilecek arkadaşlarımızı yanımıza aldık. Liyakata çok önem verdik. Milletimizin karşısına gururla çıkabilmek adına hassas davrandık. İl Başkanlığı görevi tevdi edildikten sonra yönetimde yer almak isteyen 3 bin 800’ün üzerinde talipli ile yüz yüze görüştüm. İş dünyasından, akademik camiadan ve bürokrasiden alanında çok deneyimli isimlerden oluşan il yönetimimizi belirledik. Allah’a şükürler olsun 25 ilçemizde teşkilatlarımızı tamamladık. İlçe teşkilatlarımızla birlikte sürekli sahadayız ve vatandaşlarımızla hem hal oluyoruz. Diğer yandan vatandaşlarımızla daha yakın temas nasıl kurabiliriz? Bu konuda ARGE çalışmalarımız da devam ediyor. Partimizin hedeflerini milletimize gece gündüz demeden anlatmaya çalışıyoruz.

İLK HEDEFİMİZ 1 MİLYON ÜYE

-Ankara’da üyelik kaydı ne durumda?

Üyelik kayıtlarımız devam ediyor. İnsanlarımızdan partimize çok büyük bir teveccüh var. Üyelik konusunda kısa vadeli hedefler belirledik. İlk hedefimiz 500 bin üye kazandırmak. Daha sonra 750 bin üye ve son olarak 1 milyon üye hedefi belirledik. Allah’ın izni ve vatandaşlarımızın teveccühü ile bu hedeflere ulaşacağız. Olağanüstü Hal (OHAL) ile yaşatılan korku imparatorluğuna rağmen büyük bir ilgiyle karşı karşıyayız. Esnafla konuşuyoruz, vatandaşlarımızın evine misafir oluyoruz. Çok şükür şu ana kadar çaldığımız hiçbir kapı yüzümüze kapanmadı. Eskiden insanlar ’kime oy vereceğiz?’ açmazına sıkışmış durumdaydı. Artık milletimizin umudu olan İYİ Parti var.

-Vatandaşlardan ne gibi tepkiler alıyorsunuz?

Kısa süre önce göreve gelmemize rağmen zamanımızın büyük çoğunluğunu milletimizle iç içe geçiriyoruz. Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi derdimiz koltuk eskitmek ndeğil, ayakkabı eskitmektir. Şu ana kadar çok olumlu tepkilerle karşılaştık. Bunu, kurduğumuz sıcak temasta da fazlasıyla hissediyoruz. İnsanların samimiyete ihtiyacı var. Bu da İYİ Parti kadrolarında mevcut. Gittiğimiz her yerde ’Yürüyün arkanızdayız, umudumuz sizsiniz’ diyen insanlarla karşılaşıyoruz. Hiçbir olumsuz tepkiyle karşılaşmadık. Vatandaşın gözlerinde partimize yönelik umudu görebiliyoruz.

Editör: TE Bilişim