Erdem, yaptığı açıklamada, ülkücü tabandan geldiğini ancak o günün şartlarında bir değişim için karar aldıklarını, bu nedenle İYİ Parti için 9 üst kurul üyesi olarak ilk imzaları veren il olduklarını anımsattı.

Erken seçim kararı alınınca il başkanları ile yapılan toplantıda, il başkanlarının istifasının önünde bir engel olmadığının söylenmesi üzerine istifa ederek milletvekilliği için aday olduğunu kaydeden Abdulvahap Erdem, "Aday listeye alınmadığınızda en azından sebebi ile ilgili herhalde bir telefon açılmasını beklemek, hele hele ilinize gelinen bir miting günü bir telefon beklemek en doğal ve insani bir beklenti olsa gerekti." ifadelerini kullandı.

"MHP'de neyi eleştirdiysek aynısını, hatta fazlasını yaşadık. Demokrasi, istişare, liyakat, kariyer, emek ve vefa. Maalesef olmadı." diyen Erdem, "yolda bulunanların yola çıkılanlara" tercih edildiğini belirtti.

Abdulvahap Erdem, açıklamasında şunları kaydetti:

"Cumhurbaşkanlığı seçiminde eşit şartlarda yarışmak adına Demirtaş'ın tahliyesinin istenmesi, HDP'nin Kürt siyasal hareketinin temsilcisi olarak görülen bir zihniyetle aynı çatı altında olmam mümkün değildir. Yaşananların yaşanılacakların teminatı olduğundan, şahsi olarak işlerin düzeleceği, hata ve eksikliklerin giderileceğine olan inancımı kaybettiğimden dolayı ilçe seçim kurulu aracılığı ile İYİ Parti'den istifa ettim."

İYİ Parti Elazığ Kurucu İl Başkanı Abdulvahap Erdem'in açıklaması şu şekilde;

KAMUOYUNA SAYGILARIMLA ;

2.5 yıllık siyasi mücadelenin analizi ;

07.06.2015 genel seçimlerinde MHP Elazığ İl Başkanı olarak şehrimizde milletvekili sayısı 5'ten 4'e düşmesine karşın 67.000 oy alarak 1 mv çıkarmış , ancak tekrarlanan 1 Kasım seçiminde 23.000 oy kaybederek milletvekilliğini kaybetmiştik.Başta ülkücü tabandan gelen çığlığa kulaklarımızı ve vicdanımızı kapatmayarak yönetimlerimiz ve üst kurul üyelerimizle yaptığımız istişareler sonucu 'iktidar arzulayan ülkücü hareketin' bu taleplerini yüreğimizde hissederek o günün şartlarında bir DEĞİŞİM için karar kıldık.Sayın AKŞENER'in 30.11.2015 tarihinde Genel Başkanlık adaylığını açıkladığı günden sadece 4 gün sonra arkamızdan kim geliyor diye bakmadan , dur bakalım siyaseti gütmeden gözümüzü kırpmadan ELAZIĞ 9 üst kurul üyesi olarak İLK İMZALARI veren il olduk.

Koltuk sevdamız olsaydı daha 2 yıl görev süremiz varken böyle bir karar almazdık.' BİZ GEMİLERİ DEĞİL LİMANLARI YAKTIK' derken , ' ANAMIZDAN İL BAŞKANI OLARAK DOĞMADIK MEZAR TAŞIMIZDA İL BAŞKANI YAZMAYACAK' derken , ' ÜLKÜCÜ CUMHURBAŞKANI , ÜLKÜCÜ BAŞBAKAN , ÜLKÜCÜ MECLİS İSTİYORUZ ' derken , ' KAPISINA KİLİT VURAN DEĞİL İKTİDAR KAPISINI AÇAN PARTİ İSTİYORUZ' derken siyasi şov yapmıyorduk.16 kahraman vatan sevdalısı İL BAŞKANI arkadaşımızla demokrasi için kendi partisine KURULTAY talepli dava açarken tek arzumuz ülkücü hareketin hak ettiği noktaya gelmesi idi.

O günlerde sayısı belki 40'ı geçmeyen ama inanmış , gözünü budaktan sakınmayan köyün delileri idik. Kurultay süreci bin bir hukuksuzluk ile engellendi.Daha sonra 15 Temmuzda Hain FETÖ kalkışması yaşandı ve Yüce Türk Milleti omuz omuza vererek vatanına bayrağına ve özgürlüğüne sahip çıktı. Bu süreçte gerek Genel Başkanımıza gerekse kurultay sürecine destek veren arkadaşlarımıza haksız , hukuksuz , mesnetsiz iftiralar atıldığı o günlerde birçok insan korkup sosyal medya hesaplarını kapatıp piyasadan kaybolduğu günlerde biz cansiperane Genel Başkanımızı ve davamızı savunmaya devam ettik.

Şahsıma ve eşime karşı isimsiz sahte ihbar mektupları ile itibar suikastına haysiyet cellatlığına soyunanlara , sosyal medyada linç edenlere en güzel cevabı Yüce Türk Adaleti verdi.Alnımız ak başımız dik mücadelemize devam ettik.Bu 2 yıllık süreçte baskılara , tehditlere boyun eğmeden , şahsımıza yapılan iftiralara ' ülküdaşlık hukukumuza halel gelmesin' diyerek sustuk cevap vermedik.16 Nisan referandumunda programlarımızı yapabilmemiz için korkudan kimsenin izin için imza atamadığı günlerde yılmadık bir çaresini bularak yine mücadelemize devam ettik. Daha sonra PARTİLEŞME süreci yaşandı.

Bu süreçte gördüğümüz aksaklıkları dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Ama artık ' ÜYEV EVLAT' muamelesinin başladığını görmek bizleri çok kırdı ve üzdü. Yine de alınmadık kimseye bir şey hissettirmedik. Genel Başkanımızla birlikte kurduğumuzu düşündüğümüz ! partimizin 200 kişilik KURUCU ÜYESİ bile yapılmadığımızda millet bize kıs kıs gülerken kulaklarımızı tıkadık ve bizler talep etmedik dedik. Kurucu İl Başkanlarının atandığı dönemde illerimize il başkanı atamak için gönderilen sözde görevliler bizler hariç bizlere 2 yıl küfreden şahıslarla dahi görüşürken sustuk bekledik.

Daha sonra ' DİYET' borcumuz ödenerek büyük bir 'LÜTUF' ile Kurucu İl başkanı olarak atandık. İl başkanlığı binası için gezdiğimiz tüm kapılar yüzümüze kapandı.Yılmadık korkmadık ve binamızı tuttuk.Kimseden bir kuruş talep etmeden içini kızlarımızın çeyizini dizer gibi dizdik. İl binalarımızın açılışında meydan verilmedi , salon verilmedi , tehditler aldık ama bir adım geri atmadık.

Yönetimlerimizi yaparken kurşun asker , eş dost , akraba yazmadık vatansever ortak paydasında buluşan tüm insanları partimize kazandırmaya çalıştık. Erken seçim kararı alınınca , il başkanları ile yapılan toplantıda il başkanlarının İSTİFASININ önünde bir engel olmadığının söylenmesi üzerine istifa ederek milletvekilliği için aday olduk.

Cenabı Allah lehvü mahfuzda insanın alnına ne yazmışsa kul onu yaşar.Nasipse olur değilse olmaz dedik. Mesele mv olup olmamak değildi. Ancak 2.5 yılını Türkiye'nin tüm illerini eşiyle birlikte gezmiş , çocuklarının doğum günlerinde , mezuniyetlerinde hatta hastanede hasta olduklarında bile yanlarında değil toplantılarda programlarda olan KURUCU İL BAŞKANI biri olarak listeye alınmadığınızda en azından sebebi ile ilgili herhalde bir TELEFON açılmasını beklemek , hele hele ilinize gelinen bir miting günü bir TELEFON beklemek en doğal ve insani bir beklenti olsa gerekti.Biz MHP'de neyi eleştirdiysek aynını hatta fazlasını yaşadık.

Demokrasi , istişare , liyakat , kariyer , emek ve VEFA. Maalesef olmadı. Yolda bulununlar yola çıkılanlara tercih edildi.İmam-ı Şafii ' iki insanın arasında konuştuklarının araları bozulunca ifşa edilmesi münafıklık alametidir' sözüne binaen sadece şahsımla ilgili değil , ilkeler , metot , usul , hedefler ve çalışma prensipleri ile ilgili özelde konuşulanlar , verilen sözler ve vaatler ile gerçekte yaşanan uygulamaları yazmıyorum , yazmayacağım.

Zaten sürecin başından bugüne kadar süreçte olan isimsiz kahramanların malumudur. Son olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde eşit şartlarda yarışmak adına DEMİRTAŞ'ın tahliyesinin istenmesi ve yine HDP'nin kürt siyasal hareketinin temsilcisi olarak görülen bir zihniyetle aynı çatı altında olmam mümkün bulunmadığından ve yine yaşananların yaşanılacakların teminatı olduğundan şahsi olarak işlerin düzeleceği , hata ve eksikliklerin giderileceğine olan inancımı kaybettiğimden ilçe seçim kurulu aracılığı ile İYİ PARTİ'den İSTİFA ettiğimi kamuoyu ile paylaşıyorum.

Bu süreçteki tek kazanımım Türkiye'nin hangi iline gitsem kapısını çalacağım , misafir olacağım çok ama çok değerli dostlar edinmiş olmamdır.Rahmetli Ali Metin TOKDEMİR'in dediği gibi ' ülkücülük bazen evinin bir köşesine çekilip onurluca yaşamaktır' sözüne binaen aktif siyaseti bırakıp evime , işime ve aileme dönüyorum.2.5 yıllık süreçte istemeyerek de olsa kalbini kırdığım herkesten özür diliyor ve haklarını helal etmesini istiyorum.

Allah'a emanet olun kalın sağlıcakla....

Editör: TE Bilişim