CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) Toplantısının ardından kameraların karşısına geçerek 24 Haziran seçim sonuçlarını değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, konuşmasına bütün muhabirlere, kameramanlara, oy kullanan bütün vatandaşlara, hiçbir şey beklemeden demokrasiyi savunan gönüllülere, örgütlerine teşekkür ederek başladı.

Kılıçdaroğlu, "Bütün baskılara, şantajlara, tehditlere rağmen bu tehditlerle karşı karşıya olmalarına rağmen yüreklice görev yaptılar. CHP’nin bütün örgütlerine yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun tamamına teşekkür ediyorum. Bütün baskılara şantajlara rağmen dedim, OHAL vardı. Baskılar vardı, bıçaklanan arkadaşlarımız, gençlerimiz vardı. Gece sabaha karşı CHP’nin bayraklarını asan kardeşlerimiz vardı. Bunlar yılmadan görevlerini yaptılar. Devletin bütün imkanları kullanılıyordu karşı tarafta. Valisi, kaymakamı, güvenlik güçleri, radyoları, televizyonları, medyanın yüzde 95’i öbür tarafın kontrolündeydi, iktidarın kontrolündeydi. Bütün bu baskılara rağmen CHP örgütleri önemli bir görev yaptılar. Daha önceki seçimlerde içişleri bakanı görevini bırakırdı. Ulaştırma bakanı görevinden istifa ederdi, hükümetin araçları iktidar lehine kullanılmasın diye. Onlar da kullanıldı. Adalet bakanı da istifa ederdi, adalete gölge düşmesin diye. Onlar da istifa etmediler. Dolayısıyla CHP örgütlerinin hangi koşullarda bir zoru gerçekleştirdiğini bütün dünyanın bilmesini isterim. Vicdan sahibi olan herkesin bunu bilmesini isterim" ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Korku ve sindirmeyi kaldırdılar. Yüreklice davrandılar. Sonuç su; iktidar partisine AK Parti’ye 7 puan kaybettirdiler. Kolay elde edilecek bir başarı değildir. sıradan bir başarı değildir. OHAL’e rağmen, devletin bütün imkanlarına rağmen, bütün televizyonlara gazetelere, şantajlara baskılara rağmen 7 puan indirdiler. Ben bu arkadaşlarıma teşekkür etmeyip de kime teşekkür edeceğim? 49,5 olan oyları 42,5’a düştü. Bu bizim için çok önemli bir sonuçtur. Güçlü ve aydınlık bir Türkiye beklentisi içinde olanları yüreklendirdiler. Biz yapabiliriz algısını toplumun her kesimine ve dünyaya anlattılar."

"BU SEÇİMİN TEK KAYBEDENİ VARDIR AK PARTİ’DİR"

Bu sonucun aynı zamanda parlamentoda iktidar partisinin çoğunluğunu kaybetmesinin yolunu açtığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Dünün tek adamı bugünün artık topal ördeğidir. Her istediğini yapamayacak. Parlamentonun itibarını biz koruyacağız. Milletin bize verdiği yetkinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyoruz. O yetkiyi nasıl kullanacağımızı da biliyoruz. Bu milletin demokrasi, birlikte yaşama özlemi var, kavgadan uzak durma özlemi var. Bunu sağlayacak olan halkın bize verdiği yetki ve bizim parlamentodaki gücümüz olacaktır. Özetle duvarın bir kısmını yıktık. Aynı azim ve kararlılıkla duvarın geri kalan kısmını da yıkacağız" açıklamasında bulundu.

"Bu seçimin tek kaybedeni vardır AK Parti’dir" diyen Kılıçdaroğlu, "7 puan kaybetmiştir, parlamentoda çoğunluğunu kaybetmiştir. Kazananı da demokrasidir. Bu sonucu kolay elde etmedik. Hangi süreçlerden buraya geldiğimizi de herkesin bilmesi lazım. Daha seçime girmeden önce iktidar partisinin demokrasiye kumpas kurduğunu fark ettik. Bir siyasal partinin seçime girmesini engellemek için her yolu denediler. Ama o kumpası demokrasiye aşık olan bizler bozduk. Bir siyasal partinin önünü açtık. Rakibimiz olan bir siyasal partinin seçime girmesi için elimizden gelen her şeyi yaptık. Bu bizim demokrasiye aşık olduğumuzu gösterir. Bu bizim düşünce özgürlüğüne verdiğimiz önemi gösterir. Bu bizim vatanseverliğimizin tartışmasız olduğunu gösterir. Anadolu’yu barıştırdık. Asla yan yana gelemezler diye nutuklar atanların nutuklarını boşa çıkardık. Millet ittifakı kurduk. Toplumun gerginlikten uzak durmasını sağladık. Eski kavgaları bir yana bırakıp güzel bir geleceğe bakma hedefini ortaya koyduk. Millet ittifakı bizim tarihimizin en önemli demokratik kurumlarından birisi olacaktır. Demokrasiden yana tavır alanların farklı siyasi görüşte de olsalar bir arada durmanın ne kadar değerli olduğunu bütün dünyaya anlattık" değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Her türlü baskı şantaj ve tehdide rağmen sandık güvenliğini sağlamak bizim namus borcumuzdu. Gönüllüler, demokrasiden yana olan bütün partiler ve örgütümüz sandıklara sahip çıktı. Her oyun üzerinde titredik. Demokrasimize sonuna kadar sahip çıktık. Şu gerçeğin herkes tarafından bilinmesi lazım. Sağlıklı işleyen bir demokraside, devletin liyakat esasına göre yükseldiği bir demokraside sandık güvenliği diye bir şeyden söz edilmez. Çünkü devletim memuru, herkes görevini yapar. Ama iktidar liyakat sistemini sonlandırdığı için, militanları görevlendirdiği için bu konuya ayrı bir önlem ve ağırlık verdik. Bu süreçte Orta Anadolu’da artık CHP’nin sesi daha gür çıkacak. Uzun zamandır milletvekili çıkaramadığımız 13 ilde milletvekili çıkardık. Artık o iller şu tabloyu çok net görecekler; parlamentoda bizim bir sesimiz var. Bizim sorunlarımızı parlamentoda dile getirecek bir milletvekilimiz var görecekler. Hem sahada görecekler, hem parlamentoda görecekler. Millet ittifakının getirdiği bir şey daha var. 12 Eylül darbe hukukunun getirdiği yüzde 10 seçim barajını yerle bir ettik. Onlar yüzde 10 seçim barajının arkasına yıllar yılı sığındılar. Önemli bir adım atıldı millet ittifakıyla, darbe hukukunun bu bölümü bu seçimlerde sonlandırıldı. Sonuçta kazanan demokrasi oldu. Eskiden iktidarın istediği iki partili bir parlamentoydu. Şimdi bütün renkleri, sesleri, görüşleri parlamentoya taşımayı başardık. Yüzde 100 mü? Hayır. Ama önemli kısmını parlamentoya taşıdık."

Dün verdiği talimatları aktaran Kılıçdaroğlu, "Her milletvekili, her il ve ilçe başkanı, gönül birliği içinde beraber, milletin hukukunu sonuna kadar koruyacağız. Sarayın çıkardığı kararnameler sonuna kadar irdelenecek. Varsa milletin hukukuna zarar getirecek her düzenleme, mücadelesi verilecek. Gazi meclisimizin itibarını koruyacağız. Bu Meclis sıradan bir Meclis değildir. El kaldırılan indirilen bir Meclis de değildir orası. Kurtuluş Savaşı’nı yöneten bir Meclis’tir. Yetkilerin büyük kısmının elinden alındığını biliyoruz. Ana hedefimiz bütün o yetkilerin parlamentoya tekrar iade edilmesidir. İç tüzük değişikliği geldiğinde gazi meclisin hakkını koruyacağız. Ekonomide, mutfakta yangın var. Önümüzdeki süreç sıradan bir süreç değil. Tıpkı bu seçimlerin sıradan bir seçim olmadığı gibi. Vatandaşın hakkını korurken onun ekonomisini de koruyacağız. Pek çok bilgiyi kamuoyundan gizleyeceklerdir. Bizim görevimiz, CHP’nin görevi bütün bilgileri derleyip kamuoyuyla paylaşmak olacaktır" şeklinde konuştu.

"DEMOKRASİYE İNANMAYAN BİR İNSAN TEBRİK EDİLEMEZ"

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tebrik edip etmeyeceği sorusuna, "Demokrasiye inanmayan bir insan tebrik edilemez. Yasama yargı ve yürütme organını kendisine bağlayan bir insan tebrik edilemez. Tek adam rejimini savunan tebrik edilemez. Nesini tebrik edeceğim? Bir partinin genel başkanı olarak mahkemelere hakim tayin ediyor onu mu tebrik edeceğim? Demokrasiyi savunuyorsa, güçler ayrılığı ilkesini getirecekse evet bu konuda yeni anayasa değişikliği yapacağız diyorsa ilk ben tebrik edeceğim. Bir diktatörün nesini tebrik edeceğim, nesini kutlayacağım" dedi.

"Seçim sonuçlarında size göre bir hile var mı?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi:

"Seçim sonuçlarında her şey olabilir. Bütün sandıkların güvenliğini sağlamak için örgütler, partiler ve bir gönüllü ordusuyla çalıştık. Demokraside hile var, seçimde değil. Eşit şartlarda olmadı, eşit şartlarda bir mücadele olmadı. Bunu bir mazeret olarak ileri sürmüyorum. Ama ortaya konulan hileli tabloya dikkatinizi çekmek için söylüyorum. Sandıkta değil demokraside hile var" diye konuştu.

"MAHİR BEY KENDİ PARTİSİNDE DARBE YAPILDIĞI ZAMAN NEREDEYDİ ACABA"

AK Parti’li Mahir Ünal’ın Muharrem İnce’nin CHP’nin doğal lideri olduğu yönündeki açıklaması ve CHP’den gelen istifa çağrılarının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Mahir Bey kendi partisinde darbe yapıldığı zaman neredeydi acaba? Yüzde 49,5 oy alan bir partinin genel başkanı saraya çekilip istifa edeceksin denildiği zaman Mahir Bey neredeydi? Biz hiçbir zaman dış telkinlerle ya da birilerinin telkiniyle kendi politikamızı oluşturmayız. Biz birilerinin talimatıyla el kaldırıp indiren bir parti de değiliz. Sayın Ünal dönüp kendisi partisine baksın. CHP’nin bütün üyeleri, kendi aramızda oturur konuşuruz, tartışırız da. Ayrıca tebrik edecek misiniz diye Erdoğan’ı söylediğinde; dikta heveslisi birisi tebrik edilmez. Ona seni kutluyorum başarı elde ettin, hangi başarıyı elde etti? Topal ördek durumunda" ifadelerini kullandı.

"KOLTUK SEVDASI OLANLARIN BU PARTİDE YERİ YOKTUR"

Kılıçdaroğlu, "Muharrem İnce’nin başarısını nasıl buluyorsunuz? İnce ve CHP oyu arasında 8 puan fark var. Sizin de istifa etmeniz gerektiğini savunan parti içinde bir kesim var olağanüstü kurultaya gidecek misiniz?" soruları üzerine şunları kaydetti:

"Muharrem Beyin CHP’den fazla oy almasını öteden beri savunduk zaten. Aksi halde nasıl cumhurbaşkanı adayı olacak? Neden Muharrem Bey altı oku çıkardı? Herhalde daha fazla oy almak için. Dolayısıyla biz Muharrem Beyin bütün çalışmalarına katkı verdik ve gösterdiği performansı da doğru bulduk. Hiçbir eleştiri de yapmadık. Çalıştı, genç, dinamik, enerjik. Çalıştı, mücadele etti hepsi doğrudur. CHP’den fazla oy alması kadar doğal bir şey de olamaz zaten. Oy almasaydı o zaman zaten büyük sorun çıkacaktı. Ama kendisinin de ifade ettiği gibi oyun daha fazla olması lazımdı. Beklentinin altında kaldı; kendisinin ifadesi. Partide ne olacağına ne biteceğine partiler karar verir. Biz 9 ay sonra yerel seçimler var. İkinci duvarın kalan kısmını orada yıkacağız. Çok daha güçlü bir sonuç elde edeceğiz, bir tarafa yazın. Bütün veriler bunu gösteriyor. Arkadaşlarıma üç konuda talimat verdim. Hep beraber çalışacaklar. Koltuk sevdası olanların bu partide yeri yoktur. Bireysel çıkışlarla kendisine yol arayan kişilerin bu partide işi yoktur. Bu partiye geleceklerin hepsinin ortak hedefleri, ortak özlemleri olmak zorundadır. Bizim hedefimiz bu. Bireysel çıkar peşinde koşup da ’milletvekili olmadım, ben şimdi eleştireceğim’ Bu koltuk sevdasına tutulanların bizim partimizde yeri yoktur."

Kaynak: iha