Bir takım ziyaret için Eskişehir’de bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ikinci durağı Eskişehir Ticaret Borsası oldu. Kılıçdaroğlu burada yaptığı açıklamada, “Şimdi, önce şunu ifade edeyim. 1920’lerde Türkiye bir tarım ülkesiydi. İhracat ürünleri arasında tarım ürünleri vardı. İlk dört maddeyi tarım ürünleri oluştururdu. Tarım, Sayın Başkan’ın da söylediği gibi dünyanın bütün ülkelerinde stratejik bir alandır. Sonuçta o ülkede yaşayan bütün insanların beslenmesi lazım. Bizi besleyecek alan da bizim topraklarımızdır ve bu toprakların son derece iyi ve planlı ekilmesi, biçilmesi, üretilmesi ve eken ile biçenin de kazanabilmesi gereken planlama yapmak zorundayız. Bu çerçevede hareket ettiğimiz zaman herkesin kazandığı bir tarım dünyasını inşa etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.

“Herkesin karnı doyacak ki dönüp komşuya baksın”

Hayatın her alanında yaşayan vatandaşların huzurlu bir ülkede yaşamaya ihtiyacı olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede; esnaf var, sanayici var, çiftçi var, emekli olan var, işçi var, hayatın her alanında insanlar var. Hayatın her alanındaki insanların da huzurlu bir Türkiye’de yaşama ihtiyacı var. Bunun yolu önce ekonomiden geçiyor. Herkesin karnı doyacak ki dönüp komşuya baksın. Komşu aç mıdır, tok mudur? Eğer binlerce, milyonlarca işsiziniz var ise o ülkede huzuru sağlayamazsınız. Gelecek beklentisini köreltmiş olursunuz. Cumhuriyeti kuranlar şunu yapmışlar; çiftçi aslında üretenler arasında en zor ayakta duran kesimdir. Nedeni şu; diyelim ki otomobil üretiyorsunuz. Satılmazsa bozulmuyor, bir köşede duruyor. Altı ay, bir yıl durabilir. İkinci el satılır. Ama çiftçinin ürettiği ürünü uzun zaman bekletme şansınız yok. Ürün var, ede ediyorsunuz, eğer zamanında satmazsanız o ürün yok olacak çiftçi zarar edecek. Ayrıca milli kaybınız oluşacak ki eğer rakam büyürse milli olarak kaybımız çok daha fazla olacaktır. Peki, nasıl yapacağız? Çiftçiyi nasıl koruyacağız? Çünkü çiftçinin rekabet gücü yoktur. Çiftçinin bekleme gücü yoktur. O zaman nasıl yapacağız? Cumhuriyeti kuranlar bunu yapmışlar. Dünyadan örnekleri almışlar ve yapmışlar. Toprak Mahsülleri Ofisi’ni kurmuşlar. Ne için? Çiftçi üretecek ve devlete satacak. Son kuruşuna kadar satacak. Alım belli mi? belli. Maliyet beli mi, belli. Kar belli mi, belli. Fiskobirlik, fındık üretecek. ÇAYKUR, çay üretecek. TARİŞ Ege’de ne üretiliyorsa onu üretecek. Bunlar Cumhuriyet’in kurumlarıdır. Çiftçi böyle korunmuştur. Tarım ürünleri ihracatı, bizim ihracatımız içinde önemli bir değer olarak varlığını sürdürmüştür” dedi.

“Tarımın da teknoloji ile tanışması lazım”

Tarımın eskisi gibi olmadığını ve teknoloji ile tanışması gerektiğine değinen Kılıçdaroğlu, konu ile alakalı şunları kaydetti:

“Tarım artık eski tarım değil. Tarımın da teknoloji ile tanışması lazım. Konya’dan küçük Hollanda 185 milyar dolarlık tarım ürünü ihracat ediyorsa, teknoloji ile tarımı buluşturma işi. Yeni teknoloji ve tarım liseleri kurmak zorundayız. Çiftçinin eğitilmesi lazım. Beş yıl içinde bütün kırsalda, Ziraat Mühendisi, Ziraat Teknisyeni ve Veterinerin olması lazım. Niye okuttuk, biz Ziraat Mühendisi yaptık? Niye Ziraat Teknisyeni yaptık? Niye veteriner yaptık? Şehirde otursun diye mi? Evinde otursun diye mi? İşsiz kalsın diye mi? Kırsaldan görevlendireceksiniz. Hangi topraktan en iyi verimi alacak onu size getirecek. Önünüze koyacak. Ziraat Odaları, onlar ile beraber çalışacaklar. Çiftçinin sorununu Ziraat Odası Başkanı dile getirecek. Şimdi, siz bunları yapmazsanız; nasıl tarımda Türkiye’yi dünya ligine çıkaracaksınız.”

Kaynak: iha