Ankara’da Zülfü Livaneli Kültür Merkezi açıldı. Açılışa katılan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’un cenazesine saldıranlardan biriyle çekilen fotoğrafına tepki gösterdi.

Kılıçdaroğlu, “Bu toprakların mayasında barış vardır aslında, az önce söz edildi Karacaoğlan, Dadaloğlu , Mevlana bu toprakların insanıdır. Bu topraklarda hep birlikte huzur içinde yaşamak isteriz. Tarihte tanık olmadığımız olayları şimdi yaşamaya başladık. 80 yaşında bir kadının gömülmesine , defnedilmesine karşı çıkıyorsanız, mezarı burada olmasın diyorsanız bunu içimize sindirmemiz mümkün değildir. Sorun şunu veya bunu kınamak değil arkadaşlar, sorun Türkiye bu atmosfer nasıl geldi, kim taşıdı buraya? Peki bu gerginlik toplumu nereye kadar götürecek. Siyasetin görevi toplumu ayrıştırmak kutuplaştırmak değildir. Siyasetin görevi Türkiye’yi uygar toplumun bir parçası haline getirmektir. Nasıl oldu da Türkiye’yi bu hale getirenlerle birlikte bir ülkenin İçişleri Bakanı oturup beraber fotoğraf çeker. Mezara saldıranlarla oturup fotoğraf çekileceksiniz. Üstelik nerede karakolda çekeceksiniz fotoğrafı. Bu ne demektir istediğiniz kadar istediğiniz kişinin mezarına saldırabilirsiniz , sizin tek güvenceniz benim demektir bu fotoğraf. O fotoğrafı çektiren kişinin siyasette, inançta , ahlakta, hayatta yeri yoktur” diye konuştu.

“VALLAHİ ADAM YEMEM”

Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, “Hastalık yine nüksetti. Ya arkadaş ben sana ne yaptım? Siyasetçinin yürekli olması lazım. Niye benim karşıma çıkmaktan korkuyorsun, vallahi ben adam yemem. Ben medeni bir insan gibi tartışırım. Konuşacaksan benim yüzüme söyleyeceksin” dedi.

Kılıçdaroğlu  şu ifadeleri kullandı:” Bu ülkede fındık üreticisinin sorunundan söz eden var mı? ‘ Herkes hayatından memnun.’ Ne demek herkes hayatından memnun? Tarladan buğdayı biçecek, alın terinin karşılığını alacak bir bakıyorsunuz bir kararname çıkmış, Gümrük vergisi sıfır tahıl ithal ediliyor. Böyle bir akıl tutulmasının olduğu ortamda yaşıyoruz. Baskıdan söz edildi evet baskı var. Hiç kimse unutmasın, 15 Temmuz Darbe Girişimini kınıyoruz, ama darbe girişimini fırsata çevirip 20 Temmuz’da sivil darbe yapanları da kınıyoruz. Bütün bunları yapan bir kişi var , dün akşam yine bir televizyon kanalındaymış, Türkiye’nin hiçbir sorununa parmak basılmadı. Türkiye’nin hiç bir sorunu kendisine sorulmadı. Ana konu ne ? Kemal Kılıçdaroğlu. Hastalık yine nüksetti. Ya arkadaş ben sana ne yaptım? Siyasetçinin yürekli olması lazım. Niye benim karşıma çıkmaktan korkuyorsun, vallahi ben adam yemem. Ben medeni bir insan gibi tartışırım. Konuşacaksan benim yüzüme söyleyeceksin.”

“ZÜLFÜ LİVANELİ BÜYÜK BASKI GÖRDÜ”

Kılıçdaroğlu, Zülfü Livaneli’yi 70-80’li yıllarda yasaklanan bir kasetinde söylediği türkülerden tanıdığını söyleyerek,
“Eğer bir ülkede güçlü olmak istiyorsak bunun yolu sanata ve sanatçıya verdiğimiz değerden geçer. Çünkü sanatçı yazdığı eserleri sonsuzluğa bırakır. Bunun kuşağı, tarihi yoktur. Sanat ve sanatçı onurlu duruşunu tarihi boyunca korumuştur. Eserlerinin sergilenmesi, şiirleri, kitapları yasaklanmıştır. Yasaklayanları kimse hatırlamaz, ama yasaklanan o eserler insanlığa malolmuştur. Zülfü Livaneli hayatının pek çok döneminde büyük baskılar gördü. Ben Zülfü Livaneli’yi 70-80’li yıllarda yasaklanan bir kasetinde söylediği türkülerden tanımıştım. Yasaktı söylediği türküler, gizli elden ele dolaşırdı, bizde onları dinlerdik. Böyle bir eserin onun için açılmış olması elbette hepimize gurur veriyor. Sayın Livaneli benim böyle bir talebim olmadı dedi. Doğru olmadı. Bu bağlamda Çankaya Belediye başkanımıza da şükranlarımı sunuyorum” dedi. 

Editör: TE Bilişim