CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Emek ve Meslek Örgütleri temsilcileriyle bir araya geldi. Şişli’de düzenlenen programda konuşan Kılıçdaroğlu, “24 Haziranda sandığa gideceğiz. Sizlerin taleplerini yıllar yılı dinledim hep eleştirirsiniz haklı olarak. Örgütlenmenin önüne ciddi barajlar koydular. Sendikalaşmak isteyenleri kapının önüne koydular. Dünya kadar engeller çıkardılar. Şimdi bütün bu sorunları çözmenin zamanı. Eleştirmenin ötesinde sorunları çözme kararlılığıyla sandığa gitmek zorundayız. Demokraside ciddi bir ivme kaybı var. Hiç kimse rahat değil. Bütün yetkilerin tek merkeze toplandığı ve tek merkezden Türkiye’nin yönetildiği farklı bir yapıyla karşı karşıyayız” şeklinde konuştu.

“SADIKLARIN GÜVENCESİ KONUSUNDA HİÇ KİMSENİN EN UFAK BİR ENDİŞESİ OLMASIN”

Sandıkların güvencesi konusunda alınması gereken bütün önlemlerin alındığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sadıkların güvencesi konusunda hiç kimsenin en ufak bir endişesi olmasın. Bu konuda alınması gereken bütün önlemler Türkiye satında alınmış durumda. Gönüllüler, sivil toplum kuruluşları, barolar ve siyasal partiler ortak hareket ediyoruz. Bütün sandıkların güvenliğini sağlayacağız. Bize düşen gidip oy kullanmak. Farklı bir Türkiye’yi inşa etmek için sandığa gideceğiz” ifadelerini kullandı.

“ADINA CUMHUR İTTİFAKI DİYORLAR, CUMHURLA YAKINDAN UZAKTAN İLGİSİ OLMAYAN BİR İTTİFAK”

Kılıçdaroğlu sözlerine şöyle devam etti:

“2 tercih var. Birinci tercih demokrasiden yana. İkinci tercih dikta yönetiminden yana. Bütün yetkiler bir kişiye verilsin, o kişinin eline de kanun hükmünde kararname gibi bir sopa verilsin her istediğini yapsın konuşanın kafasına vursun. Adına cumhur ittifakı diyorlar. Cumhurla yakından uzaktan ilgisi olmayan demokrasiyle yakından uzaktan ilgisi olmayan bir ittifak. Ama öbür tarafta demokrasiyi savunun, bağımsız yargıyı savunan, örgütlenme özgürlüğünü savunan, medya özgürlüğünü savunan bir başka grup daha var. Millet ittifakı diyoruz.”

“DARBE HUKUKUNDAN ARINDIRILMIŞ BİR HUKUK SİSTEMİYLE BİZ DEMOKRASİYİ YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ”

12 Eylül darbe hukukunun inşa ettiği bir parlamenter sistem olduğunu ve bunu değiştireceklerini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Sizin önünüze örgütlenme konusunda ciddi zorluklar çıkarıldığını biliyorum. Bunun nedeni de 12 Eylül darbe hukukudur. Darbe hukukundan arınmamış bir hukuk mevzuatı bize demokrasiyi getirmez. Darbe hukukundan arındırılmış bir hukuk sistemiyle biz demokrasiyi yeniden inşa edeceğiz. Soruyorlar, siz eski parlamenter isteme mi dönmek istiyorsunuz? Hayır, asla istemiyoruz. 12 Eylül darbe hukukun inşa ettiği bir parlamenter sistem eski sistemdir, köhnemiş sistemdir. Biz daha çağdaş daha uygar, önünde hiç bir engelin olmadığı darbe hukukundan arınmış güçlü bir meclisin olduğu demokratik gelişmiş parlamenter sistemden yanayız. Aramızda dağlar kadar fark var. Yüzde on seçim barajının olduğu bir parlamenter sistem olmaz. Biz yüzde on seçim barajının olduğu bir sisteme dönmek istemiyoruz” diye konuştu.

Türkiye’de çocukların yüzde 90’ının niteliksiz okullarda okuduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Gün ayrışma günü değildir böyle bir lüksümüz yok. Bu duvarın altında hepimiz kalırız. Demokrasiyi yeniden inşa etmezsek daha tehlikeli bir Türkiye’nin içine gireceğiz. Bu işin sağu solu yok. Herkesin karnının doyduğu bir Türkiye’ye ihtiyacımız var. 16 yılda geldiğimiz noktaya bakar mısın. Bu ülkenin çocuklarının yüzde 90’ı niteliksiz okullara gidiyor. Beylerin çocukları nitelikli okullara gidiyor. Benim paramla, sizin paranızla.. Onlar çocuklarını göndersinler niteliksiz okullara. 3 gün badem sütüyle besleneceğine bir güne ekmek yesin bakalım. Sonra bunların tamamı kalkıp fakir fukara edebiyatı yapıyorlar. Ağırıma giden de bu. Bir elin yağda bir elin balda olacak. Altında arabalar binlerce korumayla gezeceksin sonra fakir fukara edebiyatı yapacaksın. Bir yazar kasa atılmıştı rahmetli Ecevit döneminde, günlerce, aylarca, yıllarca hafızamıza kazındı. Meclisin önüne gelip kendini yakan işçinin medya korkudan haberini bile yapamıyor. Ben söyledikten sonra haber oldu ama benim eleştirim üzerinden haber oldu” dedi.

“HEPİMİZİN CEP TELEFONLARI DİNLENİYOR, EN BAŞTA BENİMKİ VE BENİM PARTİLİ ARKADAŞLARIMIN”

Herkesin cep telefonlarının dinlendiğini öne süren Kılıçdaroğlu, “Bir istibdat dönemi yaşıyoruz. Hepimizin cep telefonları dinleniyor. Hepimizin normal telefonları da dinleniyor. En başta benimki ve benim partili arkadaşlarımın, bütün parti yöneticilerinin telefonları dinleniyor. Bir istihbarat devletine dönmüş durumdayız. Bunu diktatörler yapar, öz güveni olmayan diktatörler yapar. Diktatörler de bir ülkeyi barış içinde yönetemez. Baskıyla yönetirler. OHAL’i niçin sürekli kılıyorlar. FETÖ kalmadı diyorlar, kalmadıysa OHAL neden var. Üniversitelerde binlerce öğretim üyesi kapının önüne kondu, pasaportlarına el konuldu. Çalışmaları yasaklandı. Sivil ölüme mahkum edildiler. Neydi bunların günahı düşüncelerini açıklamak. Kimlerin zamanında olur bu? Diktatörlerin zamanında olur. Örnek mi istiyorsunuz; Kenan Evren döneminde oldu. Örnek; 1971’lerde oldu. 20 Temmuz darbesinden sonra da benzer bir olayı şimdi yaşıyoruz. Bu darbenin o darbelerden farkı bunun sivil darbe olmasıdır. Bir kanun hükmünde kararnameyle tamamımızın tutuklanması mümkün gizli toplantı yapılıyor diye” ifadelerini kullandı.

Kaynak: iha