Yurt gazetesinden Ülkü Çoban’ın haberine göre, Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES) KÜYEREL, Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), Friedrich Ebert Stiftung iş birliği ile düzenlenen konferansta konuşan Bekir Ağırdır’ın ifadelerinden satırbaşları şöyle:

"Seçim haritası 3 parçalı Türkiye'yi gösteriyor. Batı, Kürtler ve evet diyenler...

"Metropollerde, merkezde yani sanayi, kalkınma gibi gelişmişliklerin olduğu yerde hayırlar önde...

"MHP parçalanacak, bir grup AKP'nin içine, bir grup BBP gibi partilerin içine katılacak.

"Katılım oldukça yüksek ama gelecek siyaset içinde maksimum durum bu...

"Kürt seçmen mahalleleri bozulduğu için sandığa gidemedi. Hendek savaşları yüzünden aileler parçalandı. Oradaki insanlar mağdur, mahçup... Referanduma katılmadılar.

"Hayır- evet meselesi sadece siyasi tercih değil. Kimlik ve kutuplaşmanın ürettiği 150 yıllık bir hikaye var. Yarışma, kendi kitlesi ile AKP-Tayyip Erdoğan arasında oldu. Hayırcılar en başından beri birliktelerdi ve hiç dağılmadılar. AKP içinden gelen eksiği MHP'den gelenlerle tamamladı. Yani yarış bizlerle olmadı. Tayyip Erdoğan ve kendi kitlesinin arasında oldu.

"Türkiye siyaseti konsolide oldu. Oyun böyle oynandığı sürece küçük partilerin hiç şansı olmayacak.

"Türkiye bir oy fazlayı güçlendirirken ve ona dayanırken, gettolaşma giderek artıyor. Üstelik siyaset gettolaşmayı bir yandan da lümpenleştiriyor.

"Mesele artık 'Selamsız Bandosu' olup olmama meselesi. Hayatın arkasından bakmaya devam edelim mi? Yoksa bir çözüm bulalım mı? "Türkiye için yeni bir ütoptayı nasıl üretebiliriz?" diye düşünmeliyiz. Bu ülkenin geleceğine nasıl müdahale edebiliriz?

"Türkiye referandumdaki bu kararları sürdüremez. Bir çözüm yolu bulmalıyız."

Prof. Kalaycıoğlu: Tam bir hezimet

Prof. Ersin Kalaycıoğlu da referandumda evet oylarının yüzde 30'u geçmesinin bile utanç meselesi olduğunu söyledi. Prof. Kalaycıoğlu, şunları söyledi:

"Yapılan oylama benim için tam bir hezimet. Yüzde 30'u geçmesi bile bir utanç meselesi. Bir bilim adamı olarak bunları söylemek zorundayım.

"Yeni bir rejim vardır ama yeni bir anayasa yoktur. 'Alaturka Başkanlık' denilebilir. Yok hükmünde dedikleri onlar için ölmüş bir anayasaya 18 madde eklediler.

"Gerekçelerinin uzaktan yakından demokrasi ile ilgileri yok. Gerekçelerinde bir kere özgürlük lafı yok.

"Aynı mesajı etkin bir şekilde kendi medyalarından tekrar ettiler. Buna MHP ve BBP de katıldı.

Türkiye uzun yıllar bu meşruluk bunalımında olacaktır. Söz konusu anayasa ile hiçbir şeyi çözemezler. Bu durumda iktisadi kalkınma beklemek de hayaldir.

"Büyük bir meşruiyet krizi"

Prof. Dr. Ayşen Candaş dda "Türkiye'nin tarihini değiştireceği söylenen bu durum seçime indirgenmiş durumda. Şu an büyük bir meşruiyet krizi içerisindeyiz. Tablonun fotoğrafı bu..." dedi.

Editör: TE Bilişim