AKP ile MHP'nin ittifakının konuşulduğu bu günlerde, Cilara, MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın'la 2015 yılında yaptığı programın görüntülerini paylaştı. Programda, "Anayasayı uygulamıyor Recep Tayyip Erdoğan" diyen Yalçın, "Çözüm süreci tek başına vatana ihanet suçudur" diye belirtiyor.   

Yalçın'ın, Erdoğan için, "Yargılanmalıdır. Suçu sabittir. Tabii bu kararı yargı verir. Genleriyle oynadıkları HSYK'yı ve yine genleriyle oynadıkları emniyet teşkilatını asli mecrasına döndürdükten sonra, bu cesaretli insanlar ortaya çıkacak ve gerekeni yapacaktır" dediği görülüyor.

O SÖYLERKEN RAHATSIZ OLMUYOR, AMA BAŞKASI YAYINLADIĞI ZAMAN TAHAMMÜL EDEMİYOR

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın yayınladığı yazılı açıklamada "Açlıktan tüy dökmüş horozların çöplük karıştırdığı gibi, eski tartışmaları deşeleyerek partimiz aleyhinde algı yaratmaya gayret ettiği gözlemlenmektedir." dedi.

Yalçın'ın açıklaması şu şekilde ;

"Milli mutabakat arayışının ürünü olan cumhur ittifakına zarar vermek için 'Kürt seçmeni' kavramı üzerinden siyaset algısı yaratmak, hakikatte MHP düşmanlığının bir başka kripto versiyonudur." ifadelerini kullandı.

Yalçın, yaptığı yazılı açıklamada, kuvvetli bir vatandaşlık tanımına dayanan "milli devlet" olgusunun önemine dikkati çekerek, MHP çatısı altında her inançtan, her etnik kökenden Türk vatandaşının dayanışma ve ahenk içinde bulunduğunu bildirdi.

Milli bütünlüğün devamının MHP için son derece hassas bir konu olduğuna işaret eden Yalçın, seçim ittifakı konusunda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sergilediği tavırdan ve çerçevesini çizdiği cumhur ittifakının başarısından rahatsız olan çevrelerin, demokrasi gemisini çok tehlikeli sulara sürükleme çabasına girdiklerini belirtti.

Bu çevrelerin MHP'nin siyasette oynadığı yapıcı rolü etkisizleştirmek için Türk milletinin en hassas sinir uçlarına dokunmaktan çekinmediklerinin altını çizen Yalçın, "Bahse konu çevrelerce 2019 seçimleri üzerinde sürdürülen tartışmalarda, maksatlı bir ayrımcılıkla 'Kürt seçmen' tabiri kullanılmakta ve 2019 seçimlerinde bu oyların belirleyici olacağı öne sürülmektedir. Milli mutabakat arayışının ürünü olan cumhur ittifakına zarar vermek için 'Kürt seçmeni' kavramı üzerinden siyaset algısı yaratmak, hakikatte MHP düşmanlığının bir başka kripto versiyonudur." açıklamasında bulundu.

Yalçın, Türkiye'nin hemen her bölgesinde çeşitli etnik kökene sahip vatandaşların barış içinde yaşadığını, Türk seçmen kitlesinin de bunların birlikteliğinden oluştuğunu aktardı.

Seçmenlerin etnik kökenine göre ayrılmasının yasalara ve anayasaya aykırı olduğunu belirten Yalçın, şöyle devam etti:

"Siyasi partilerin ırkçı, bölücü slogan ve ideolojiler üzerinden siyaset yapması ne kadar zararlı ve kanun dışıysa, niyeti birlik ve bütünlük olan bir partiyi etnik köken karşıtı göstermek de o kadar yakışıksız ve mesnetsizdir. MHP aleyhinde algı yaratayım derken bölücülüğe hizmet eden bu tür maksatlı değerlendirme ve yorumlar, fevkalade tehlikelidir. Seçmen yelpazesindeki ahenkli ve renkli birlikteliği prizma gibi kırmaya çalışan zihniyet, Türk milletinin bekasına değil, düşmanlarımızın emellerine hizmet etmektedir. Eski milletvekili Hasip Kaplan'ın eş başkan adaylığı konusundaki bölücü tutumu HDP tarafından bile kınanırken, ırk ve etnik köken üzerinden siyaset algısı oluşturma çabası ateşle oynamaktır. "

Bütün vatandaşların sandık literatüründeki adının "Türk seçmeni" olduğunu hatırlatan Yalçın, Türk seçmeninin siyasal ve ideolojik eğilimine göre sosyolojik bütünlük içinde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Semih Yalçın, ayrıca bazı siyasilerin, eski tartışmalar üzerinden partileri aleyhinde algı yaratmaya gayret ettiğini savunarak, "Bu algı çabaları paralelinde MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli'nin cumhur ittifakı konusundaki çıkışı da malum muhalif çevrelerce baraj kaygısı, iktidara destek gibi sudan gerekçelerle saptırılmaya çalışılmaktadır.
Söz konusu MHP muarızları, Türkiye hiç 15 Temmuz'u yaşamamış, bölgesinde çetin bir imtihandan geçmiyormuş, her şey güllük gülistanlıkmış gibi yorum yapmaktadır. Bu arada sanki OHAL, Anayasal dayanağı olan meşru bir uygulama değilmiş, yasa dışı bir dayatmaymış gibi algı oluşturulmaya çabalanmaktadır." değerlendirmesini yaptı.

Açıklamasında, 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünün Türkiye'nin gözünü açtığını ve ülkenin kendi dinamiklerini ve zayıf noktalarını fark edip dünyayı ve bölgesini yeniden bilinçli şekilde okumaya başladığına dikkati çeken Yalçın, böyle bir evrede MHP'nin icra ettiği yapıcı, birleştirici fonksiyonun "çok anlamlı" olduğunu bildirdi.

MHP'nin neden birlik ve beraberlik, milli mutabakat vurgusu yaptığının bu kapsamda tahlil edilmesi gerektiğini de belirten Yalçın, MHP'nin bugünkü tavrının arkasında, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile adım atılacak yeni sürece kazasız geçişi sağlama amacı yattığının altını çizdi.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sürecinin sağlıklı tamamlanması ve zamanla normalleşmenin temin edilmesi açısından, sürecin aktörü olan MHP'nin müspet tutumunun önem taşıdığını vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:

"MHP, Türkiye'nin temel meseleleriyle ilgili devletin duruşunu şekillendiren, tayin eden ve ona yön verip belirleyen milli iradeyi daima doğru algılamış bir siyasi partidir. O bakımdan, MHP'nin kuruluşundan bu yana savunduğu ilke ve değerlerin bir yansıması olan bugünkü siyasi duruşu, normal karşılanmalıdır. MHP'nin cumhur ittifakı kavramıyla özetlenen tercihi ve kararı, hiçbir siyasi hesaba ve oy kaygısına dayanmamakta, doğrudan milli mutabakata ve milli tesanüte yaslanmaktadır. MHP, bu konuda samimi ve ahlaki davranmakta, bu tavrının da Türk siyasetine egemen olmasını beklemektedir."

Editör: TE Bilişim