Murat Emir: Anayasayı askıya alan iktidarla anayasa yapılmaz

CHP Grup Başkan Vekili Murat Emir ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, TBMM'de düzenledikleri basın toplantısında, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundular. Emir, komisyonun yeni anayasa tartışmalarına sahne olmayacağını belirterek, komisyonun 3'üncü toplantısıyla ilgili olarak, partilerinin özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti kavramlarının komisyonun amaçları arasında yer alması gerektiği yönündeki geleneksel tutumunu dile getirdiklerini ifade etti. Toplumsal barışın sağlanması ve Kürt sorununun çözümünün, ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü özgürlüğü, basın özgürlüğü ve tutuksuz yargılamanın asli olması gibi temel hukuk ilkelerine uyulmadan mümkün olmadığını vurguladı.

Emir, komisyonun adıyla ilgili olarak Toplumsal Barış, Adalet ve Demokratik Mutabakat önerisinde bulunduklarını, ancak "Demokrasi" kavramının adında yer alması nedeniyle bu durumu tatmin edici bulduklarını söyledi. "Anayasayı askıya alan bir iktidarın varlığıyla anayasa yapamayız" diyen Emir, ilk günlerde yaşanan tartışmaların ardından komisyonun asla bir anayasa çalışması yapmayacağının açıkça ortaya çıktığını, ancak bu başlığı kaldırmadıklarını belirtti. Çünkü AYM ve AİHM kararlarına uymayan, anayasayı çiğnemeyi alışkanlık haline getiren bir iktidarla asla bir anayasa masasına oturmayacaklarını daha önce açıklamışlardı. Ayrıca, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Gezi Parkı davası nedeniyle cezaevinde bulunanların tahliyesini talep etti.

Komisyon üyesi Gökçe Gökçen ise demokratikleşme için kanuni düzenlemelerin yapılması kadar, mevcut kanunların uygulamasındaki hukuk dışı yaklaşımların terk edilmesinin ve anayasa ihlallerine son verilmesinin hayati önemde olduğunu dile getirdi. Türkiye'de Kürt sorununun çözümünün gerçek bir demokrasi inşasından bağımsız düşünülemeyeceğini belirten Gökçen, kayyımların derhal geri çekilmesi ve kayyım düzenlemesinin kaldırılması gerektiğini, siyasetin yargı aracılığıyla dizayn edilme çabalarına son verilmesi ve 19 Mart darbe girişimi kapsamında haksızca tutuklanan tüm siyasetçi ve bürokratların tahliye edilmesi gerektiğini savundu.