Seçim yaklaştıkça MHP’ye yönelik saldırıların hedefinde bu kez Gaziantep milletvekili adayı Ümit Özdağ vardı. 2011 seçimleri öncesinde de aynı iddiaların dile getirildiğini söyleyen Özdağ, “Kumpas tetikçilerinin iddiayı gündeme taşımaları, panik içinde olduklarını gösteriyor” dedi.

Tetikçilerin operasyonu

Konuyu yargıya taşıyacağını söyleyen Özdağ, “Geçen sefer PKK ile iki kez masaya oturduğumu ileri sürmüşlerdi şimdi federasyon pazarlığı yaptığımı iddia ediyorlar. Panik büyük. Benim bu sözde psikolojik operasyona vereceğim cevap, 2011’den farklı değil” ifadelerini kullandı

. MHP Gaziantep milletvekili adayı Ümit Özdağ kendisini hedef alan “PKK terör örgütü ile federasyon pazarlığı yaptı” iddiasının AKP’de başlayıp devam eden oy kaymalarını engellemeye yönelik bir iftira olduğunu söyledi.

Seçim yaklaştıkça MHP ve adaylarına yönelik iftiralar artıyor. Akıl almaz iddia ve iftiralarla bu kez de MHP Gaziantep milletvekili adayı Prof. Dr. Ümit Özdağ hedef alındı. Ortaya atılan asılsız iddia ile Ümit Özdağ’ın PKK terör örgütü ile federasyon pazarlığı yaptığı ileri sürüldü.

2011 seçimleri öncesinde de Star ve Sabah gazeteleri aynı iddia ile Prof. Dr. Ümit Özdağ’a saldırmışlar, Özdağ ise hem televizyondan hem de yazılı olarak bu iddiaları cevaplandırmıştı.

Eski asılsız iddialarla yapılan yeni saldırıları değerlendiren Prof. Dr. Özdağ, bunun arkasında AKP’den MHP’ye yönelik devam eden büyük oy akışının olduğunu söyledi. Prof. Dr. Ümit Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü:

“AKP’nin PKK ile Oslo’da başlayıp, Habur’dan geçen Dolmabahçe’de Başbakan yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın katılımı ile okunan Öcalan’ın mektubu ortadadır. Kimin kiminle pazarlık yaptığını izah etmeye bile gerek yoktur. 2011’de Star ve Sabah gazetelerini aracılığı ile gündeme getirdikleri, belge olduklarını ileri sürdükleri kaynağa dayanarak aynı haberi Yeni Söz gazetesinde Ergenekon/Balyoz kumpasının tetikçilerinden birisi aracılığı ile tekrar gündeme taşımaları, ne kadar panik içinde olduklarını göstermektedir.

Geçen sefer PKK ile müzakereler için iki kez masaya oturduğumu ileri sürmüşlerdi şimdi federasyon pazarlığı yaptığımı iddia ediyorlar. Gaziantep’te MHP, bütün Türkiye’de olduğu gibi büyük bir ilerleme içerisindedir. AKP, MHP’ye oy kaymasını engellemek amacı ile Ekonomi Bakanı, Başbakan yardımcısını, TBMM Başkanını getirdi. Bu hafta da Tarım Bakanını Gaziantep’e getiriyor. Özetle panik büyük. Benim de bu sözde psikolojik operasyona vereceğim cevap, 2011’den farklı değil.”

“HESAP SORACAĞIM”

Geçen seçimlerde bu haberler ile ilgili dava açmadığını ancak bu sefer konuyu yargıya taşıyacağını belirten Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın kendisini hedef alan iddialara cevabının hala internette olduğunu hatırlattı. Özdağ’ın hala internette bulunan cevabı şöyle:

“Star gazetesi ’Müzakere için PKK ile İki Kez Masaya Oturan MHP’li’ manşetiyle çıktı. Haberde, MHP İstanbul 2. Bölge milletvekili adayı Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın PKK’yla görüşmeler yaptığı iddia ediliyordu. Bu habere Ümit Özdağ tepki gösterdi ve bir açıklama yaptı.. ”Açıklamada ABD merkezli bazı konuşmalar söz konusu.. Bu konuşmaların tarihi 1999’a ait ve devlet destekli gibi..

Özdağ’ın bürosundan yapılan açıklama şöyle:

“Doç. Dr. Ümit Özdağ, Temmuz 1998’de Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı tarafından telefon edilerek önemli bir konuda görüşmek üzere Dışişleri Bakanlığı’na, davet edilmiştir. Görüşmede Doç. Dr. Ü. Özdağ’a, Washington’da Mesud Barzani tarafından desteklenen bir vakıf olan Washington KurdishInsitut tarafından Ortadoğu’da Kürtler adlı bir uluslararası konferans düzenlendiği bildirilmiştir.

Ü. Özdağ’dan Dışişleri Bakanlığı adına Genel Müdür Yardımcısı tarafından bu toplantıya katılması rica edilmiştir. Ü. Özdağ, bu teklifi kabul etmiş ve Washington’a gitmiştir. Ü. Özdağ’ın toplantıya katılması için gereken düzenlemeler anılan tarihte Washington Büyükelçiliğimizde görevli olan Sayın Namık Tan tarafından yapılmıştır. Ü. Özdağ, 28-29 Temmuz 1998’de bu toplantıya katılmıştır. Toplantıda tebliği sunanlar ve tebliğ konuları http://www.kurd.org/kcrf/KCRF.html adresinden hala bulunabilir.

Konferansta daha sonra tartışmalara geçilmiştir. Türkiye’den ve Ortadoğu ülkelerinden gelen Kürtçü bölücü aktivistler Türkiye’yi ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni saldırgan, kan dökme heveslisi bir tutum içerisinde göstermeye çalışmışlardır. Bunun üzerine Ü. Özdağ söz alarak PKK terörü ile mücadelenin yoğun bir şekilde sürdüğü 1997 yılı şartları çerçevesinde ” PKK Türkiye dışına çekilsin, terör eylemlerine son versin ve uzun vadede siyasal bir çözüm arasın “ demiştir.

Konferansın bitiminden sonra kokteyl sırasında MİT Görevlisi tarafından HADEP’li bir milletvekilinin oğlu olduğu söylenen bir zat Ü. Özdağ’ın yanına gelmiştir. HADEP Milletvekilinin oğlu olduğu söylenen zat ” Hocam böyle dediniz değil mi “ diye sorduğunda ” Evet böyle söyledim “ yanıtını almıştır.

HADEP’li milletvekilinin oğlu Ü. Özdağ’ın bu açıklamasına ” Öyle şey olmaz. PKK Kuzey Irak’a çekilir ve eylemsiz kalırsa, her eylemsiz kalan terör örgütü gibi, kendi kendisine imha olur “ cevabını vermiştir. Konuyu Ankara’ya rapor eden MİT görevlisinin raporunda eminiz ki bu cümle de mevcuttur. Esasen Ü. Özdağ’ın bu tekliften amacı da budur: PKK’nın eylemsizlik içerisinde çürümesi. Olay bundan ibarettir. Bu gizli bir bilgi değil açık bir kaynak bilgisidir.

Yukarıda verilen bilgiler göz önünde bulundurulduğunda haber(!)de bahsedilen sohbet, PKK terör örgütü Washington temsilcisi ile değil, MİT görevlisi tarafından HADEP Milletvekilinin oğlu olarak tanıtılan kişiyle gerçekleşmiştir. Anılan tarihte PKK’nın Washington Temsilcisi Kani Gulam adlı zattır. Kendisi de anılan toplantıda olmasına rağmen bir görüşme gerçekleşmemiştir

. MEHMETOĞLU İDDİASI

İleri sürülen ikinci iddia Mehmet Mehmetoğlu adlı bir zatın ASAM’da Ü. Özdağ ile görüşme yaptığı iddiasıdır. Diyarbakırlı bir işadamı olduğunu söyleyen Mehmet Mehmetoğlu Prof. Ümit Özdağ’dan telefonla randevu alarak önemli bir konuda görüşmek istediğini ifade etmiştir.

Mehmetoğlu, Özdağ’ı ASAM’da ziyaret etmiştir. Görüşmenin gizli bir görüşme olması gerektiğine dair en küçük bir emare de yoktur. M. Mehmetoğlu , kendisinin K. Irak’ta da işler yapan bir işadamı olduğunu, ” PKK ile Türkiye arasındaki sürecin sona ermesinin büyük yararlar doğuracağını, halkın da zaten yorgun olduğunu “ ifade etmiştir.

Gerekirse kendisinin de PKK’nın terörü sona erdirmek konusunda girişimlerde bulunacağını ifade etmiştir. Mehmet Mehmetoğlu’nu tanımayan Ü. Özdağ, görüşmeyi teşekkür ederek sonlandırmış ve konu ile ilgili bilgi vermek amacıyla dönemin MİT Müsteşar Yardımcısı Sayın Emre Taner’i MİT Karargahında ziyaret etmiştir.

Taner, yaptırdığı araştırma sonrasında ” Bu şahsın PKK’lı olmadığını, hatta PKK terör örgütünün Mehmet Mehmetoğlu’ndan haraç aldığı “ bilgisini aktarmıştır ve bu kişinin çok önemli biri olmadığını açıklamıştır. Star Gazetesi tarafından ortaya atılan 3. iddia ” Prof. Özdağ’ın İrfan Güler adlı bir PKK’lı ile gizli bir görüşme yaptığı “ iddiasıdır. Gerçekten de Mehmet Mehmetoğlu kendisine dönülmemesi ve bir şey vaat edilmemesine rağmen Ü. Özdağ’ı arayarak kendisi gibi düşünen önemli bir şahısla görüşülmesi konusunda çok ısrarcı olmuştur.

Ü. Özdağ da bu ısrar üzerine anılan kişiyle yine ASAM’da görüşmüştür. Anılan kişi kendisinin PKK ile bağlarının olduğunu, K. Irak’tan haber aldığını, ABD’nin Ortadoğu operasyonu öncesinde havada büyük çeklerin uçuştuğunu, PKK’nın da bu çeklerden birisini kabul edebileceğini, ancak PKK’nın Türkiye’nin çekini almayı tercih edeceğini söylemiştir. Anılan kişi ayrıca bu konuda Ü. Özdağ’dan arabuluculuk da istemiştir.

Ancak Ü. Özdağ, bir düşünce kuruluşunun başkanı olduğunu, bir sivil toplum örgütünün bu tür bir sürecin içerisinde yer almasının mümkün olmadığını belirtmiştir. Sonra Prof. Özdağ, dönemin Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Orgeneral Cumhur Asparuk ve dönemin Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreter Başyardımcısı Korgeneral İlker Başbuğ’u ziyaret edip kendilerini konu hakkında bilgilendirmiş

Orgeneral Cumhur Asparuk Korgeneral İlker Başbuğ’a dönerek ” Bunu Genelkurmay’a bildirelim mi? “ diye sormuş, Korgeneral İlker Başbuğ da ” Hayır. Üzerinde durmaya gerek yok komutanım “ cevabını vermiştir. Konunun bundan sonra nasıl geliştiği ile ilgili Özdağ’ın her hangi bir bilgisi yoktur.

KARAYILAN DAVETi

Prof. Ümit Özdağ’a yönelik olarak terörist Murat Karayılan tarafından Kandil’e davet edildiği iddiası da ileri sürülmektedir. Bu iddia da diğer iddialar gibi çürük, temelsiz ve gereksiz bir iddiadır. Ümit Özdağ, Kandil’e gitmiş midir? Hayır.

Yukarıda anılan konular Prof. Ümit Özdağ tarafından devlet terbiyesi içerisinde, yukarıda anılan devlet yetkilileri dışında kimse ile paylaşılmamıştır.Star Gazetesi’nde bu iftiralar gerçekleşmemiş olsaydı bu olaylar ve bu olaylarla bağlantılı olan üst düzey devlet yetkililerinin isimlerini açıklamak aklımızdan geçmezdi. Esasen ileri sürüldüğü gibi bu üç olayda da terör örgütü ile bir müzakere isteği, girişimi veya süreci olduğunu söylemek akla aykırıdır.

Washington’daki MİT görevlisinin de dahil olduğu bir ortamda rahat rahat kahve içilirken, yukarıda konferans salonunda 50’ye yakın akademisyen ve uzmanın önünde söylenen cümlenin soru üzerine tekrarlanmasından başka bir şey değildir

. Diğer 2 görüşme ise Ümit Özdağ’ın talebi veya girişimi üzerine değil, tamamen dış inisiyatifle başlamıştır. Her 2 ziyaret de açık bir mekan olan ASAM’da gerçekleştirilmiştir. Herhalde gizli bir görüşme amaçlansaydı daha farklı bir mekan seçilirdi. Ü. Özdağ da bu inisiyatiflerin parçası olmamış ve en üst düzeydeki devlet yetkililerine bilgi vermenin ötesinde herhangi bir adım atmamıştır. Söz konusu devlet yetkileri halen hayattadır. Birisi MİT Müsteşarlığı’ndan, bir diğeri Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan, diğeri Genelkurmay Başkanlığı’ndan emekli olmuşlardır. Kendilerine bu konular ile ilgili bilgi sorulabilir.

Editör: TE Bilişim