Kübra PAR/GAZETE HABERTÜRK

MHP’de 1 Kasım seçiminden bu yana yaşanan parti içi çalkantılar dinmek bilmiyor. Genel Başkan Devlet Bahçeli, delegelerden yeterli imza sayısı toplanmasına rağmen muhalif adayların olağanüstü kurultay çağrısına olumlu yanıt vermemiş, mahkeme yolunu göstermişti. Geçen hafta genel merkezden gelen “Yargı ne karar verirse versin kurultay yapılmayacak” açıklamasının ve muhalif teşkilatların kapatılmasının ardından, Bahçeli’ye en yakın isimlerden Prof. Dr. Ümit Özdağ, genel başkan yardımcılığından istifa etti ve olağanüstü kurultay çağrısı yaptı. Peki, bu istifa MHP açısından yeni bir dönüm noktası mı? Özdağ da muhalif kanada mı katıldı? O da genel başkan adayı olacak mı? Hepsini konuştuk...

Neden istifa ettiniz? 
Kongre için imza verenler hukuki süreci kazansalar dahi yine de kongrenin yaptırılmayacağına dair bir açıklama yapıldı. Buna daha sonra parti teşkilatlarının kapatılması da eklendi. Bu noktada demokrasinin hâkim olması gerektiğine inandığım için bu tasfiyeye ortak olmak istemedim. Bu bireysel bir hareket değil. Benim gibi düşünen, bu görüşünü daha önce açıklayan birçok insan oldu. Mesela Milliyetçi Hareket Partisi’nin kurucular kurulu bir deklarasyon yayınladı. 25. Dönem milletvekilleri de bir deklarasyon yayınladı. Biz de Yusuf Halaçoğlu ve Özcan Yeniçeri ile birlikte bir sağduyu girişimi olarak, sayın genel başkanımıza, partiyi kendi önderliğinde bir olağanüstü kongreye götürmesi ve MHP’nin kaderini yargının değil ülkücülerin karar vermesi gerektiğini ifade ederek bir uyarıda bulunduk. Kimseye karşı değiliz, kimsenin yanında da değiliz. Hukukun ve demokrasinin üstünlüğü noktasında duruyoruz. Sayın genel başkanın da bir devlet adamı kimliğiyle, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye ne kadar önem verdiğini biliyoruz. Ondan hareketin Devlet Abi’si kimliğiyle toparlayıcı bir liderliği beklediğimizi ifade ediyoruz.

Olağanüstü kurultay çağrısı uzun süredir yapılıyordu. Ne oldu da şimdi istifa ettiniz? 
Ben kurultay taleplerini meşru görüyordum. Ağır bir seçim mağlubiyeti yaşandı. Bu mağlubiyetin tahlili yapılmalıydı. Ne yazık ki ne teşkilatlarda ne genel merkezde bu tahlili yapamadık. Yapamadığımız için de tepki büyüdü. Buna karşı yapılması gereken MHP’nin çok etkili bir propaganda çalışmasıyla önce kaybettiği zemini kazanması sonra da diğer zeminlere açılmasıydı. Bu gerçekleştirilseydi belki de olağanüstü kongre talebi bu kadar güçlü çıkmazdı. Yahut o kongreyi sayın genel başkanın kazanacağı şartlar oluşmuş olurdu. Ben de genel başkan yardımcısı olarak sayın genel başkana bu doğrultuda pek çok öneride bulundum.

KOLTUK HIRSI MI?

Devlet Bey kurultay yapılmasını neden istemiyor? Kendini tek adam olarak mı görüyor? Bu bir koltuk sevdası mı yoksa başka anlamları mı var? 
Doğrusu bu sorunun cevabını vermem sayın genel başkana saygısızlık olur. Kendisinin bunu çok açık biçimde ifade etmesi gerekir. Koltuk hırsıyla izah etmek meseleyi basite indirgemek olur ama bunun cevabını sayın genel başkan vermelidir.

"ZEMİNDEN ÇOK OLUMLU TEPKİLER ALDIM"

İstifanıza parti içinden nasıl tepkiler geldi? 
Zeminden çok olumlu tepkiler aldım. Vermiş olduğum karardan mutluyum. İçim rahat.

Yusuf Halaçoğlu ve Özcan Yeniçeri’nin sizinle birlikte kamera karşısına geçmesinin farklı bir anlamı var mı? 
Yeni bir grup hareketi mi başlatıyorsunuz? Hayır, bu bir grup ya da hareket değil, sadece sağduyu duruşu. İkisi de hem Türkiye’nin hem MHP tabanının sevip saydığı aydın Türk milliyetçisi insanlardır. Ortak endişeleri taşıyoruz.

Peki, bundan sonra ne olacak? Kurultay yapılabilecek mi? 
Sayın genel başkanımızın önderliğinde olağanüstü kurultayın yapıldığı bir sürecin başlamasından yanayım. Böyle bir süreçte MHP, Devlet Bahçeli’nin önderlik yaptığı bir değişimden ilk aşamada yüzde 20-25 arası oy alarak çıkar. Türkiye’de siyaset sağlıklı bir zemine oturur. Genel başkanımızın gerilimlere, tartışmalara, mahkemeye gidişlere rağmen son kertede bunu yapacağına inanıyorum.

Ama Devlet Bahçeli’yi inatçılığı ve sözünden dönmezliğiyle biliyoruz. Geri adım atar mı? 
Bu geri adım atma meselesi değil. Sayın genel başkan bana karşı da çok sert olmuştu ama 2010’da davet etti. 2012’deki kurultayda karşısında duran adaya destek verdim. Buna rağmen 2015’te yeniden davet etti. 1. sıradan aday gösterdi. Sayın genel başkanı doğru tanımak gerekiyor.

GÜRSEL TEKİN'İN İDDİASI DOĞRU MU?

CHP’den Gürsel Tekin sizin için “Bahçeli’nin bilgisi dahilinde istifa etmiştir, muhtemelen onun adayı olacaktır” dedi. Var mı böyle bir ihtimal? 
Gürsel Bey CHP içinde kendi konumunu doğru değerlendiremediği için parti meclisine seçilemedi. Doğrusu kendi partisinde kendi konumunu doğru değerlendiremeyen bir siyasetçinin bir başka partideki siyasi gelişmelerle ilgili böyle büyük laflar etmesini çok yanlış buluyorum.

Fotoğraf: Mehmet KAÇMAZ

"SON DİVAN TOPLANTISINDAN SONRA UMUTSUZLUĞA KAPILDIM"

Bahçeli istifanıza ne tepki verdi? 
Bilmiyorum, ancak yakın çevresinin verdiği tepkilerden sert tepki verdiğini tahmin ediyorum.

İstifanızın MHP açısından bir dönüm noktası olduğunu düşünenler var. “En yakınındaki isim olarak Bahçeli’yi yarı yolda bıraktı” yorumuna ne diyorsunuz? 
Kendimi “Sayın genel başkana en yakın isim” olarak nitelendirmem doğru olmaz. Attığım adımın sayın genel başkanı yarı yolda bırakmak olduğunu da düşünmüyorum. Sadece ülkücülerin demokrasiyi hak ettiğine inanıyorum.

1 Kasım’daki seçim başarısızlığının nedenleriyle ilgili hazırladığınız rapora Devlet Bahçeli’nin tepki gösterdiği doğru mu? 
Hem hastanedeki tedavisi öncesinde hem sonrasında raporlar ve propaganda çalışmaları sundum. Bazılarını kabul etti ama birçoğu ilerlemedi. Sonuçta ortaya böyle muhalif bir tepki çıktı. Şunu da söylemeliyim, bu muhalif hareket içinde genel başkana ve genel merkeze karşı edep sınırlarını aşarak davrananlar oldu. Bunlar tolere edilmeyebilir ama bütün bir teşkilatı ayırmadan kapatma yoluna gitmek, AKP Türkiye’yi bir erken seçime götürürken MHP’yi çok zorda bırakacaktır. Türkiye’nin her zamankinden daha güçlü bir MHP’ye ihtiyacı var. Bu da kendi içindeki sorunları aşmış bir MHP demektir ki bunu yapabilecek tek kişi sayın genel başkandır. Sayın Bahçeli MHP’nin hafızasıdır.

 

"İLETİŞİM STRATEJİMİZ YANLIŞ"“İstifam Devlet Bey’in şahsiyetiyle ya da politikalarıyla ilgili değil. Çünkü özellikle 2007 sonrası politikalarının büyük bölümünü çok doğru olduğunu düşünüyorum. Zaten bugün kurultaya imza veren arkadaşların itirazı da sayın genel başkanın politikalarına karşı değil. Bizim eksikliğimiz politikalarımızı doğru bir iletişim stratejisiyle aktaramamış olmamız. Eğer doğru bir iletişim stratejisi ve propaganda izleseydik, seçimde sonuç böyle olmayabilirdi. Biz bunu yanlış yaparken AKP doğru bir iletişim stratejisi belirleyerek, aslında Erdoğan koalisyon istemezken, MHP’yi koalisyonu istemeyen taraf olarak gösterdi. Seçmeni korkutarak bu sonuca ulaştı. Ve biz bunu kendi içimizde tartışmadık. Ne divanda ne MYK’da ne de teşkilatlarda... Tartışsaydık böyle büyük bir tepki oluşmayabilirdi. Zaferler ve mağlubiyetler liderlerin omuzlarına kalır. Ülkücü kitle bu seçim mağlubiyetinden sayın genel başkanı sorumlu tuttu ve üst kurul delegelerinin yarısı olağanüstü kurultay için oy verdi.”

 

“Kızgınlık ve gerginliklerin ötesinde ülkücü hareketin Devlet Ağabey’idir” dediniz...
Bugün sayın genel başkana birileri “Balgat’taki” diyor. Bu çok büyük bir haksızlık... Devlet Bahçeli’yi tarihteki gerçek konumunda değerlendirmek için 1968-2016 sürecini göz önünde tutmak gerek. 80 sonrasının ilk genel merkezinde kışın kaloriferin yanmadığı binada paltosuyla oturan Bahçeli’yi bilmeden değerlendirme yapılamaz.

Anladığım kadarıyla Devlet Bey’e çok değer veriyorsunuz ve ona karşı yapılan saygısızlıklara da kızıyorsunuz. Peki, buna rağmen sizi istifa noktasına getiren ne oldu? Aranızda bir tartışma yaşadınız mı? 
Son divan toplantısından sonra umutsuzluğa kapıldım. Devlet Bey’e saygım ve sevgim ayrı bir şeydir. O benim Devlet Abi’mdi. Ama Türkiye böyle bir dönemeçteyken benim genel başkandan beklentim, MHP’yi Türkiye’nin sürüklendiği noktadan kurtaracak bir güç haline getirmesidir. Bu anlamda teşkilatların tasfiye edilmesini ve kurultaya olumsuz cevap verilmesini doğru bulmadığım için istifa ettim. Bu sayın genel başkana karşı bir tavır değil sadece demokrasiden yana bir tavır.

ÜMİT ÖZDAĞ'DAN ADAYLIK SİNYALİ: HER ŞEY KENDİ ŞARTLARI İÇİNDE DEĞERLENDİRİLİR

Kurultay yapılabilirse siz de genel başkan adayı olacak mısınız? 
Bakın şu anda bazı arkadaşlarımız kendilerini genel başkan adayı olarak ilan ettiler ama ortada bir kurultay yok. Olağanüstü kurultay talebi var. O kurultaydan ne sonuç çıkacağını dahi bilmiyoruz. Bunlar belli olmadan MHP’nin bir tek genel başkanı vardır. Bunun dışındaki her tartışma henüz erken ve yersizdir.

Kurultay yapılabilirse aday olabilirsiniz, şimdilik kapıyı açık bırakıyorsunuz diyebilir miyiz? 
Her şey kendi şartları içinde değerlendirilir.

Aday olma ihtimaliniz var yani... 
(Sessizlik...)

Adaylar arasında desteklediğiniz ya da kendinizi yakın hissettiğiniz bir isim var mı? 
Hayır, hiçbir adayı desteklemiyorum ama hepsinin adaylığının meşru oldu- ğunu düşünüyorum. Bu adaylara karşı “Şuranın, buranın adayı” yakıştırmaları- nın da yanlış olduğunu düşünüyorum.

Mesela Meral Akşener için “Paralel yapının adayı” iddiası gibi... 
Bunların yanlış olduğunu düşünüyorum. Hepsi Milliyetçi Hareket Partisi’nde görev yapmış olan seç- kin Türk milliyetçisi arkadaşlarımızdır. Adaylıklarına saygı duyuyorum.

Şansının daha yüksek olduğunu düşündüğünüz bir aday var mı? 
Doğrusu bu bir süreçtir. Siyasette 24 saat çok uzundur. Böyle bir şey söylemek için çok erken.

"SEÇMEN BİZE BUNUN HESABINI SORAR"

MHP’ye katılma süreciniz sıkıntılı olmuştu, mahkeme kararıyla geri dönmüştünüz. “Bu arkadaşları mahkeme kapılarında süründürmeyelim” demenizin arkasında o dönemde yaşadıklarınız yatıyor olabilir mi? 
Hayır, benimki farklı bir süreçti. Ülkücü hareket kaderini yargıya bırakmamalı. Biz herhangi bir siyasi hareket değiliz. MHP’nin kaderini yönlendiren bir mahkeme kararı olmamalı. Böyle olursa seçmen bize bunun hesabını sorar. “Siz daha kendi kurultayınızı kendiniz yönetemediniz, Türkiye’yi nasıl yöneteceksiniz?” diye sorarlar...

Editör: TE Bilişim