Keşke Kadir İnanır'ı da getirseydin Rifat Bey!

Demek bu kadar basit öyle mi Rifat Hisarcıklıoğlu!.. Revaçta olan neyse onun figüranlığını üstleneceksin, sonra da terör olaylarında üç ayda yüz elliye yakın şehit verilince, Ankara'da -deyim yerindeyse- 'sosyete yürüyüşü' düzenleyeceksin 'bayrak' adına... Böylece ellerini yıkamış olacaksın!..

Âkil adamlar heyetinde ne güzler pozlar veriyordunuz, Kadir İnanır'la, Lale Mansur'la, Hüseyin Yayman'la, Muhsin Kızılkaya'yla, Nihal Bengisu Karaca'yla gülücükler eşliğinde değil mi? Şimdi ne oldu, neden bayrağı kaptın? Değil Kızılay'dan Ulus'a, Ankara'dan Kandil'e yürüsen bayrakla, âkillik günahlarınızı bastırmaya yeter mi acaba?

TOBB'un öncülüğünde artan teröre karşı yürüyüş düzenleneceğini duyar duymaz, cevaplarını veya cevapsız bırakmanı yazı konusu yapacağımı ifade ederek sana mesaj ulaştırmıştım... Önce o mesajı paylaşalım:

"Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu,

TOBB öncülüğünde teröre karşı Ankara Sıhhiye'de birlik ve beraberlik üzerine bir miting düzenleneceğini memnuniyetle öğrenmiş bulunmaktayım... Öncelikle bu hayırlı çalışmanız için sizi tebrik ederim...

Ancak bir yazıya konu olması açısından size bazı sorularım olacak... Biliyorsunuz, bugün karşı karşıya kaldığımız terör olayları, adına 'çözüm süreci' denilen dönemde müthiş bir alt yapıya kavuştu... Bir yandan silah ve patlayıcı depolanırken, iddia edilenin aksine teröristler sınır dışına çekilmezken, diğer yandan bu projenin halkta karşılık bulması için propaganda faaliyetlerinde bulunuldu...

Sizin de içinde bulunduğunuz 'Âkil Adamlar Heyeti' bunun için teşekkül ettirildi... Kimisi PKK'ya yardım ve yataklık eden kişiler bile bu sanatçı, sözde aydın, akademisyen, sivil toplum kuruluşu temsilcisi, gazeteci gibi insanlardan oluşan heyetlere serpiştirildi...

Bu heyetlerin neler yaptığı ortadadır ve bir gün mutlaka yargılanacakları işlere imza atanlar oldu... Doğrudan PKK'yı terör örgütü olmaktan çıkarmaya çalışanlar, meşruiyet kazandırma derdine düşenler, Türk kavramından nefret edenler, bayrağımızı ve devletimizin adını tartışmaya açanlar, şimdiye kadar terör suçlusu olarak devletimizi göstermeye çalışanlar, şehitlerimize 'şehit' denilmesinden rahatsız olanlar gittikleri illerde bunları çekinmeden dile getirdiler... Özetle, gerçekte ülke uçuruma doğru sürüklenirken, bu âkil adamlar halka 'iyi rüyalar' görmelerini tavsiye ettiler, barışın yakın olduğunu, artık anaların ağlamayacağını, bunun için sürece desteğin şart olduğunu pazarladılar...

Siz de bunlarla aynı heyette yer aldınız, raporlar hazırladınız... Bugün teröre karşı miting düzenleyen siz o gün hangi itirazlarda bulundunuz? Olabilecekleri tahmin etmediniz mi? Ettiyseniz neler yaptınız? Varsa bu bilgilere hangi kaynaklardan ulaşabiliriz? Akli heyetinizin raporuna şerh düştünüz mü meselâ? Ortaya çıkan günahta bir payınız olduğunu düşünüyor musunuz? Vicdanen bu heyette bulunmaktan memnun musunuz? Bugün yeniden aynı amaçla kurulsa yer alır mısınız? Bu tür durumlarda ne yapmanız gerektiğini vicdanınız mı, yoksa siyasi iktidarlarla ilişki durumunuz mu belirliyor?"

Cevap vermedin, veremedin...

***

Hayat sana güzel değil mi Rifat Bey!.. 'Her devrin adamı' büyük ve saygın iş adamısın... Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın MHP'de olduğu dönemde TOBB'un başına getirildin... Sadece her partiyle değil, her iktidarla aran çok iyi oldu... Dahlin olmasa da darbe senaryolarında adın 'darbe hükûmetinin Başbakanı' olarak bile anıldı... Her 'güç' seni çok sevdi, çünkü sen de hep onları sevdin!..

Sonra "Koş" dediler âkil adamlar heyetinin başkanlığına, ona da koştun... Şimdi devran döndü, bayrağı kaptın!.. Kabul edelim, çok akıllısın çok!.. Gönül isterdi ki, madem teröre karşı bayrak yürüyüşü düzenlenecek, yanına o heyette beraber sırıtarak pozlar veren ve oylarını HDP'ye akıtan artistleri ve AKP'den milletvekili seçilen rol arkadaşlarını da alaydın... Uçaklara doldurulmuş, lüks otellerde ağırlanan TOBB üyeleriyle ancak böyle 'sunî' yürüyüş olabilirdi... Düşündün mü, o kadar reklama rağmen niye milyonlar değil de, Emniyet kayıtlarına göre yirmi beş bin kişi vardı orada?

Bugünler de geçecek Rifat Bey!.. Bu süreçte parmak izi olanlardan bir kişinin bile 'Ben satıcı değildim, içiciydim' demekle sıyrılamayacakları adalet günleri gelecek!.. Hiçbir şey unutulmuyor... Zaten unutan yapı 'devlet' olmaz!.. Sen çok akıllı olabilirsin, ama senin dışındakiler de 'hafızasız aptal' değil...

Servet Avcı
Yeniçağ / 21.09.2015

Editör: TE Bilişim