Parti tabanında pek sevilmese de Bahçeli MHP'deki ülkücüleri toptan tasfiye etmek için MHP tabanını iyi tanıyan bir isim olan Çetin'e bu görevi verdi. Ülkücü gelenekten gelen herkesi çeşitli bahanelerle MHP'den ihraç eden Çetin, Teşkilattan sorumlu genel başkan yardımcılığı görevini yürütse de onun rolü sadece ihraçlarla sınırlıydı.

İl, İlçe Başkanlıkları ve delegelerin listesi Bahçeli ve MHP'deki kripto ekip tarafından yapılıyordu.

Zaman zaman birden fazla adayın yarıştığı kongreler olsa da Şefkat Çetin'in el altında çıkardığı hiç bir aday kongre kazanamadı. Kazananlarda kısa süre sonra görevden alındı. Bahçeli'nin ülkücü gelenekten gelen herkesi temizleyeceği ve MHP'yi genç kuşak ideolojik kaygısı olmayan bir ekibe teslim edip kendisinin de perde arkasından yöneteceği bir yapıyı düşündüğü ise on yıldır bilinen bir gerçek.

Son siyasi gelişmeler ve Cumhurbaşkanlığı sistemi ile yeni siyaset tarzında MHP'ye artık ihtiyacın kalmadığını gören Bahçeli özellikle ideolojik olarak hala etkili bir kitle olan Türk milliyetçilerini siyasetten pasifize ederek İslami hassasiyeti olanın AKP'ye, Milli hassasiyeti olanlarında CHP'ye gitmesi ve Türkiye'yi iki partili bir sisteme hazırlaması açısından önemli bir rol üstlendi. Öyle ki yıllarca namusu üzerine yemin ettiği değerleri bile bir anda unutup Erdoğan ile kol kola girmekte bir mahsur görmedi.

Yaşanan bu gelişmeler MHP'de Ülkücüleri dağıtmak ve siyaseten pasifize etmek isteyenlere inat sistemin çarkına çomak sokacak bir gelişme yaşandı ve Ülkücüler Meral Akşener'i diğer Ülkücü figürlere rağmen muhalefetin tartışmasız lideri konumuna getirdi.

Bahçeli Projeyi Hayata Geçirdi Ama...

Bahçeli Türk Milliyetçilerinin olmadığı bir siyasi projeyi hayata geçirdi ama tahmin edemediği bir direnç ve tek vücut bir Ülkücü muhalifler ordusu ile karşılanacağını hiç hesap edemedi. Bunun en büyük sebebi ise MHP'nin klasik tabanından gelen Ülkücü adaylara tabandaki ülkücülerin ilgi göstermemesi daha çok demokratik kuralların işletileceği ve bu konuda güven veren bir lider adayının kurtuluşun çaresi olağını düşünmesidir. Aranan isim tamda ülkücülerin zihnindeki şablonla bire bir uyuşuyordu Meral Akşener.

Ve artık Şefkat Çetin'e Bahçeli'nin ihtiyacı kalmamış sırtında bir küfe daha taşımak istemiyordu. Ne pahasına olursa olsun MHP'de Ülkücü kökenli hiç kimseyi yetkili bir yerde görmek istemiyordu. CHP Milletvekilinin oğlu bile Ülkücülerden daha çok ilgi görüyordu. Bahçeli'nin üç beş cezaevinden çıkan adamı maaşa bağlaması ise hala MHP'de ülkücüler var demesi için yeterli bir bahaneydi. MHP'nin teşkilatlardaki bütün günahını Şefkat Çetin'e yıkıp tekrar MHP'den göndermesi aslında oynanan bir oyunun bir parçasıydı. Bahçeli kullan itibarsızlaştır ve kovala yöntemini bir daha sahneye koyuyordu. 2. kez günah keçisi ilan edilmeye ramak kaldı.

Editör: TE Bilişim