TBMM komisyonu, PKK'nın fesih kararının ardından yasal düzenlemeleri görüşüyor

TBMM'de, terör örgütü PKK'nın fesih kararı ve silah bırakmasının ardından yürütülecek süreç için kurulan komisyon, ilk toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda komisyonun adı, çalışma usul ve esasları ile prensipleri belirlendi. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, açılış konuşmasının ardından siyasi parti temsilcilerine 20'şer dakika, diğer komisyon üyelerine ise 10'ar dakika konuşma süresi tanıdı.

DEM Parti Kars Milletvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, komisyonun eşit yaşamın adil temeller üzerinde kurulması bağlamında çalışması gerektiğini vurguladı. Koçyiğit, komisyonun çalışmalarının kalıcı ve kapsayıcı çözümler üretmesi için tarihsel bir fırsat sunduğunu belirterek, DEM Parti'nin çoğulcu ve eşit yurttaşlara dayalı bir demokratik gelecek inşa etme sorumluluğuyla komisyona katkı sunacağını ifade etti. Kürt sorununa dikkat çeken Koçyiğit, kimlikleri dışlayıcı tekçi sistemin demokrasinin önünde ciddi sorunlar yarattığını ve güvenlikçi yaklaşımlarla sorunun çözülemeyeceğini dile getirdi.

Koçyiğit, Kürt sorununun birçok soruna neden olduğunu belirterek, Alevilerin eşit yurttaşlık sorununu, emekçilerin haklarının gasp edilmesini ve kadınların eşit yurttaş olmamasını bu sorunla ilişkilendirdi. Eşitlikçi ve çoğulcu bir bakış açısının önemini vurgulayan Koçyiğit, komisyonun toplumsal ve siyasal mutabakatı güçlendireceğine ve müzakere yollarının gelişmesine katkı sunacağına inandığını söyledi. Ana dil hakkının pedagojik değil, varoluşsal bir mesele olduğunu belirten Koçyiğit, ana dille eğitimin, kamu hizmetlerine erişimin ve kültürel üretim imkanlarının Kürt halkının eşit yurttaş olarak yaşamasının temeli olduğunu vurguladı. DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş ise 1924 Anayasası'nın tekçi anlayışa dayalı bir vatandaşlık tanımı getirdiğini ve Kürt halkının hukuken inkarının başlangıç noktası olduğunu belirtti. Beştaş, Kürt meselesinin sadece Kürtlerin meselesi olmadığını, Kürtlerin hukuk kapısından girmesinin Türkiye'nin tüm yurttaşlarının demokratik bir hukuk rejimine kavuşması anlamına geleceğini ifade etti.