TBMM'de 'Süper İzin' tartışmaları: Muhalefetten sert tepkiler
TBMM Genel Kurulu'nda, zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılmasını öngören ve kamuoyunda "Süper İzin" olarak bilinen kanun teklifinin görüşmeleri devam ediyor. İYİ Parti Çanakkale Milletvekili Rıdvan Uz, teklifin 11. maddesine yönelik sert eleştirilerde bulundu. Uz, bu maddenin, Türkiye'nin en verimli arazilerini madenciliğe kurban eden en riskli ve tepki çeken madde olduğunu vurguladı. Uz, teklifin daha önce de benzer gerekçelerle geri çekildiğini hatırlatarak, bu kez torba yasa içinde gizlenerek Meclis'e getirildiğini belirtti. Komisyon görüşmelerinin 27 saat sürdüğünü ve teklifin alelacele hazırlandığını ifade eden Uz, çevresel ve sosyoekonomik boyutların göz ardı edildiğini söyledi.
Uz, zeytinin sadece bir meyve değil, kültür, tarih ve geçim kaynağı olduğunu vurguladı. Muğla'nın Milas, Yatağan ve Menteşe ilçelerindeki 56 köyün maden tehdidi altında olduğunu ve 15 köyün kısmen yok olduğunu belirterek, bunun kültürel bir yıkım olduğunu dile getirdi. Uz, "Zeytinliği, zeytin ağaçlarını sökerek kalkınma olmaz. Köylüyü yerinden ederek refah gelmez. Ormanı yok ederek gelecek kuramazsınız" diyerek, kanun teklifinin kalkınma değil, talan olduğunu savundu. Enerji ihtiyacını kabul etmekle birlikte, bunun zeytinlikleri, ormanları ve dereleri yok ederek karşılanamayacağını, yasal yollarla ve hukuk çerçevesinde çözülmesi gerektiğini vurguladı. İYİ Parti Grubu olarak teklifin geri çekilmesini talep ettiğini açıkladı.
DEM Parti İzmir Milletvekili İbrahim Akın da kanun teklifine tepki gösterdi. Akın, zeytin meselesinin basit bir ağaç meselesi olmadığını, orada yaşayan insanların ve 40'ın üzerinde köyün yok edilmesiyle ilgili olduğunu belirtti. Milas'ta 8 köyün zaten kaldırıldığını hatırlatan Akın, 85 yaşında bir kadının Meclis'te topraklarının alınmaması için mücadele verdiğini örnek gösterdi. Akın, iklim kanununun geçmesine rağmen, ormanların yok edilmeye çalışıldığını ve yetkilerin 5 kişiye verildiğini eleştirdi. Uluslararası sermayenin hedeflendiğini ve ülke kaynaklarının heba edildiğini savundu. Kaz Dağları'nın yüzde 70'ine ruhsat verildiğini ve bunun dünyanın ikinci oksijen kaynağı olduğunu hatırlatarak, zeytinliklerin, ormanların ve meraların bu kadar işgal edilmesinin kabul edilemez olduğunu belirtti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.