İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, hükümetin hazırladığı yasa tasarısı taslağının, "bütün meslek kuruluşlarının demokratik yapılarını ortadan kaldırdığını, ilgili bakanlıkların yan kuruluşu haline getirdiğini" savundu.

Özdağ, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, hükümetin "meslek kuruluşlarıyla ilgili yeni yasa tasarısı taslağı hazırlamaya başladığını" söyledi. Özdağ, "Bu yasa tasarısı ile milli ve yerli olduğunu iddia eden AKP Hükümeti, tüm meslek kuruluşlarının isimlerinin başından Türk ve Türkiye ibarelerini çıkararak, bu kuruluşların milli kimliğini yok etmeyi hedefliyor." diye konuştu.

Bu taslağın "bütün meslek kuruluşlarının demokratik yapılarını ortadan kaldırdığını ve ilgili bakanlıkların yan kuruluşu haline getirdiğini" öne süren Özdağ, taslağın yasalaşması halinde "meslek kuruluşlarının hem milli kimliklerini hem de demokratik yapılarını yitireceklerini" görüşünü dile getirdi.

"Bu taslak, sadece Türklüğe düşman değil, insanlığa, özgürlüğe, demokrasiye de düşman." diyen Özdağ, "Bu kanunla siyasi irade tüm meslek kuruluşların adeta hükümetin organları haline getirmeyi hedefliyor. Böyle bir yasa ancak muz cumhuriyetinde olabilir ancak Türkiye'de olmaması gerekir. 'Ya bizdensiniz ya yok olacaksınız' mantığı ile bir yasa tasarısı hazırlıyorlar. Bu taslağı hazırlayan bürokratların uyarılmasını, bu taslağın TBMM'ye asla getirilmemesi talep ediyoruz." değerlendirmesini yaptı.

İşte açıklamanın tam metni;

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bir süre önce yapmış olduğu “Türkiye Barolar Birliği’nin isminden Türkiye ibaresinin çıkarılması gerekiyor” açıklamasını emir olarak kabul eden başbakanlık bürokrasisi; bir yasa tasarısı hazırlamıştır. Bu yasa tasarısı ile milli ve yerli olduğunu iddia eden AKP Hükümeti tüm meslek kuruluşlarının isimlerinden Türk ve Türkiye ibarelerini çıkararak bu kuruluşların milli kimliklerini yok etmeyi hedeflemektedir. Üstelik yasa tasarısı bununla da kalmayıp, bütün meslek kuruluşlarının demokratik yapılarını ortadan kaldırmakta, onları ilgili bakanlıkların yan kuruluşu haline getirmektedir. Bu düzenlemenin yapılması ile meslek kuruluşları hem milli kimliklerini hem demokratik yapılarını tamamen yitireceklerdir.

Yasa taslağı ile;

Türkiye Barolar Birliği ---Barolar Birliği

Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu ---Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu

TESK ---ESK

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ---Odalar ve Borsalar Birliği
TOBB ---OBB

Türkiye Noterler Birliği ---Noterler Birliği

Türk Tabipleri Birliği ---Tabipler Birliği

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği ---Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

Türk Veteriner Hekimleri Birliği ---Veteriner Hekimler Birliği

TÜRMOB ---MOB

TÜRK Diş Hekimleri Birliği ---Diş Hekimleri Birliği

Türk Eczacıları Birliği ---Eczacılar Birliği

Türkiye Katılım bankası ---Katılım Bankası

Türkiye Sigortacılık ---Sigortacılık

Türkiye Ziraat Odaları Birliği ---Ziraat odaları birliği

Türkiye Tohumcular Birliği ---Tohumcular Birliği

Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği ---Seyahat Acenteleri Birliği

Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği --- Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği adını almaktadır.

Yasa tasarısı sadece Türklüğe düşman değildir. Aynı zamanda insan haklarına da düşmandır, özgürlüğe de düşmandır, demokrasiye de düşmandır. Cumhuriyet tarihimizin en anlamsız ve en anti-demokratik yasa teklifi önümüze geldi. Bu kanunla siyasi irade tüm meslek kuruluşlarını partisinin hükümetinin bir organı haline getirmeyi amaçlıyor. BÖYLE BİR KANUN MUZ CUMHURİYETİNDE DAHİ YOKTUR. Burada mevcut iktidar; hükmedemediği, seçimlerle alamadığı, güdümüne sokamadığı kurumları YOK ETME amacındadır. Ya bizdensiniz ya da yok olmaya mahkumsunuz mantığı ile hazırlanan bu kanun tasarısı ile tüm meslek kuruluşlarını yok etmeyi amaçlanmaktadır.

Yasa tasarısında öyle maddeler var ki:

Örneğin 8. Madde.

“Milli güvenlik, kamu düzeninin gerektirdiği hallerde Meslek Kuruluşları Bakanlıkça faaliyetten men edilebilir” diyor. Kamu düzeni Türkiye’de Tayyip Erdoğan’ın keyfine kaldığı için. Bu yasayı Tayyip Erdoğan’ın hoşuna gitmeyecek beyanat veren Meslek Kuruluşları anında kapatılabilir diye okumak da mümkündür.

Tasarının 10/3 maddesi ise tamamen hukuk katliamıdır. Bu tasarıyla mesleğinden men edilip daha sonra affa uğramış kişilerin tekrardan meslekten men edilmelerini sağlayan yani affı geçersiz kılan bir uygulama ne hukuk ne demokrasi ne de insan hakları ile bağdaşmamaktadır. Örneğin FETÖ kumpası sonucu meslekten men edilip daha sonra aftan yararlanarak mesleğe dönenler; tekrardan meslekten ihraç edilebilecektir.

Yasa tasarısı meslek kuruluşlarının belirleyeceği aidatların da bakanlık kararına bağlamıştır. Meslek kuruluşlarının yurt dışına yapacağı gezileri ya da yurt dışından kabul edeceği heyetleri de bakanlık iznine bağlamaktadır.

Bu yasa tasarısı Türkiye’yi bir kez daha modern dünyadan tamamen koparacak, Kuzey Kore ligine itecek kadar tehlikelidir. Bu tasarı yasalaşırsa AKP hükümeti dışında Türkiye’nin düşmanlarına da hizmet edecektir. Ekonomik kalkınmamız da Türkiye’nin demokratik itibarına bağlıdır.

tasarısı Meslek Kuruluşların belirleyeceği aidatları da Bakanlık kararına bağlamış, meslek kuruluşlarının yurt dışına yapacağı gezileri ya da yurt dışından kabul edeceği heyetleri de Bakanlık iznine bağlamaktadır. Halihazırdaki durumda sadece bakanlığa bilgi yazısı gönderen meslek kuruluşları; örneğin ziraat odaları Tarım Bakanlığı’ndan, TMMOB Maliye Bakanlığı’ndan, Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği Turizm Bakanlığı’ndan, TOBB Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’ndan, Türkiye Barolar Birliği ve Barolar Adalet Bakanlığı’ndan izin almadan kongre ve konferansa katılmak için yurtdışına dahi çıkamayacaklardır.

Değerli basın mensupları,

Tüm bu odalar ve meslek kuruluşları;

Tasarının 4. Maddesine göre her yıl bağlı bulunduğu Bakanlık Tarafından idari Denetim yapılacağı gibi bu arada ihtiyaç görülen durumlarda her zaman idari denetime tabi tutulacaklardır.

Tasarının 5.maddesine göre Her yıl mali denetim yapılacağı gibi ihtiyaç görülen durumlarda her zaman mali denetim yapılabilecektir.

Tasarının 6.maddesine göre ayrıca 3 yılda bir Bağımsız Denetçiler tarafından da denetleneceklerdir.

Tasarının 7. Maddesine göre bu odalar ve meslek kuruluşları bağlı oldukları bakanlığın talebi üzerine, 7 gün içinde talep edilen evrakı vermezse, ya da yukarıda bahsi geçen denetim yapılırken görevi başında kalması, yapılan denetim bakımından sakıncalı görülürse, Sayıştay, Bakanlık, veya bağımsız denetçinin teklifi üzerine bakanlıkça görevinden uzaklaştırılır. Hükümete soruyoruz: Kimi kayyum olarak atayacaksınız meslek kuruluşlarının başına?

Denetimin tamamlanmasından sonra en geç 1 ay içinde Bakanlık kararı ile görevlerine dönerler. Bu madde tüm oda ve meslek kuruluşlarını iktidardaki hükümetin uşağı, kölesi, şamar oğlanı yapacaktır. Siyasi iradenin desteklemediği bir meslek kuruluşu başkanı, Türkiye Barolar Birliği’ne ya da Ankara Barosuna seçildiğinde, “bu kanun ile ihtiyaç görüldü” diyerek bir denetleme açıp, başkanı görevden uzaklaştırıp, 3 yıl sonunda denetlemeyi bitirip: Seçim sürecinde göreve iade ettiğiniz, seçilmiş bir başkanın haklarını ve oy veren o meslek grubundaki kişilerin haklarını nasıl iade edeceksiniz? Kaldı ki denetleme bittikten en geç 1 ay sonra görevine iade edilir denilmekte. 1 ay geçti ve Bakanlık iade etmedi; bunun müeyyidesi de yok, açıklanmış bir hukuki yol da yok.

Değerli basın mensupları,

Meslek kuruluşları bu kanunla tamamen siyasi iradeye bağlı hale getirilmektedir. Bağımsız denetçiler TMMOB içerisinden seçilmektedir. Denetim için Bakanlık tarafından seçilen bağımsız denetçi: İktidarın desteklemediği seçilmiş bir başkanının görevden alınmasını teklif etmekte ve o başkan denetçinin teklifi ile görevden uzaklaştırabilecektir. Yani meslek mensuplarının çoğunluğunun oyunu alan bir başkan, sadece tek bir oyu olan bir meslek mensubun teklifi ile siyasi irade görevden uzaklaştırabilecektir.

Değerli basın mensupları,

Bu kanunla siyasi irade tüm meslek kuruluşlarını partisinin hükümetinin bir organı haline getirecektir. Böylece sivil toplum örgütleri, aydın eli kalem tutan tüm meslek örgütleri siyasi iradenin güdümüne girecektir. BÖYLE BİR KANUN MUZ CUMHURİYETİNDE DAHİ YOKTUR. Kaldı ki, acaba Türkiye Barolar Birliğini ve diğer tüm meslek kuruluşlarını HSK gibi güdümünde götürebilen bir AKP böyle bir kanun tasarısı hazırlamaya gerek duyacak mıydı? Burada mevcut iktidar nasıl halkı kutuplaştırdı ise aynı şeyi yapmış ve hükmedemediği, seçimlerle alamadığı, güdümüne sokamadığı kurumları “terbiye etme” amacındadır. Ya bizdensiniz ya da yok olmaya mahkumsunuz mantığı ile hazırlanan bu kanun tasarısı ile tüm meslek kuruluşlarını yok etme amaçlanmaktadır.

Değerli basın mensupları,

Tasarının 8.maddesine göre kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar. Ayrıca tasarının 9.maddesinin 3. Fıkrası ….’ Meslek Kuruluşları ve odalar, milli güvenlik, kamu düzeninin gerektirdiği gecikmesinde sakınca olan hallerde Bakanlıkça faaliyetten men edilebilir. Bu karar 24 saatte Asliye Hukuk Hakiminin onayına sunulur. Asliye Hukuk Hakimi 48 saatte kararını verir.” Burada da siyasi iradenin bu kuruluşları tamamen avucunun içine aldığını görmekteyiz. Beyanatları siyasi iradenin düşünceleri aleyhine olan bir meslek kuruluşu kolaylıkla fiilen kapatılabilecektir. Bir meslek kuruluşunun örneğin sokak hayvanlarını besleme etkinliği faaliyet alnında olmamasından dolayı faaliyetten men gerekçesi olabilecektir. “Olağanüstü hal ve savaştayız” denilerek, “Türkiye Barolar Birliği Başkanının beyanları kamu düzenini ihlal etmektedir” iddiası ile Türkiye Barolar Birliğini faaliyetten men eden Adalet Bakanlığının kararını hangi Asliye Hukuk Hakiminin onaylamayıp karşı çıkabilecektir.

Değerli basın mensupları,

Tüm meslek kuruluşları ve odalar bağlı bulundukları bakanlıkların iki dudağı arasına sıkışıp kalacaktır. Avukatlık sınavını Adalet Bakanlığı yapacak, Baro levhasına yazılmayı Adalet Bakanlığı yapacak, avukatlık ruhsatını Adalet Bakanlığı verecek, itirazları da Adalet Bakanlığı karara bağlayacaktır.(Madde 6-7-9)Tüm meslek kuruluşlarının oda kayıtları, ruhsatları, oda aidatları odaya kabul ve ret, tamamı bağlı bulundukları bakanlık tarafından yapılacak, oda ve meslek kuruluşları bakanlıkların sekreteryası görevine getirilecektir.

Tasarının 10/3 maddesi ise tamamen hukuk tetikçiliğidir. Öyle zannediyoruz ki bu madde direk olarak hali hazırda görevde olan bazı meslek kuruluşu görevlilerini hedef almaktadır. Çünkü süreleri geçmiş ve affa uğramış olsa bile meslek mensuplarının meslek kuruluşlarında mesleği icra etmelerinin engellenmesi yasa kapsamına alınmıştır. Yıllar önce affa uğramış ve mesleğini hali hazırda icra etmekte olan bir meslek erbabını ya da meslek kuruluşu başkan ve görevlilerini yok olan affa uğramış bir cezadan dolayı mesleğinden men etmek ne hukuk ne demokrasi ne kazanılmış hak ve nede insan hakları ile bağdaşmamaktadır. AKP Hükümetinin bu düzenlemelere nereden esinlendiğini araştırınca karşımıza ilginç bir gerçek çıktı. 1990’lı yıllarda Cezayir ve Tunus’ta da affa uğramış suçlardan dolayı milli güvenlik gerekçesi ile tekrar yargılama yapılabileceğini düzenleyen yasa maddelerinden esinlenmişler. Anlaşılan sadece Tunus’un devrik liderinin uçağını değil, tarihin çöplüğüne atılmış yasalarını da alıyor AKP Hükümeti.

Sonuç olarak tasarı ile odalar ve meslek kuruluşları meslek guruplarının kuruluşları olmaktan çıkıyor, oyun parkı haline getiriyor.

Bu meslek kuruluşları,

ADALET BAKANLIĞI BAROLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ADALET BAKANLIĞI NOTERLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI ODALAR VE BORSALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

MALİYE BAKANLIĞI SERBEST MUHASEBECİ VE MALİ MÜŞAVİRLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÇALIŞMA BAKANLIĞI ESNAF VE SANATKARLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SAĞLIK BAKANLIĞI ECZACILAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SAĞLIK BAKANLIĞI TABİPLER GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TURİZM BAKANLIĞI SEYAHAT ACENTALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TARIM BAKANLIĞI ZİRAAT ODASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’ne dönüşmektedir.

İYİ Parti bu anti demokratik, milli kimliksiz yasa girişimini Türk Milleti önünde mahkum etmektedir. Milli ve yerli olduğu iddiasında olan AKP, milli ve yerli olan her şeyi tasfiye etmektedir. Önce valiliklerden Türkiye Cumhuriyeti ibaresini indirdiler. Şimdi meslek kuruluşlarından Türk ve Türkiye’yi çıkarmayı, meslek kuruluşlarını gerçek sahiplerinin elinden alarak, hükümetin arka bahçesine haline getirmeye çalışıyorlar. Anlaşılan Öcalan ile İmralı’da kaleme alınan anayasa taslağı uygulanmaya devam ediliyor. İYİ Parti, bütün kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını bu milliyetsiz ve faşist yasa taslağına karşı direnmeye çağırıyor.

Editör: TE Bilişim