Vali ve kaymakamların anayasayı ve yasaları ihlal ederek halk üzerinde baskı kurduğunu kaydeden Özdağ, şöyle konuştu: 

"Yapılması gereken tespit; bu referandum sürecinin olağanüstü anti demokratik şartlarda gerçekleştiğidir. Bir referandum da ülkenin kaderini ilgilendiren ve rejim değişikliği anlamına gelen referandum da sadece siyasi partiler değil bütün sivil toplum örgütleri ve bireysel olarak her bir Türkiye Cumhuriyeti yurttaşının görüşünü açıklamaya hakkı, yetkisi vardır. Oysa bu referandum da sadece seçime girme hakkı olan 10 siyasi partinin referandum konusunda görüş açıklayacak yürüyüş, toplantı gösteri yapabileceği ifade ediliyor. Bu kadar anti demokratik ortamda adeta ikinci bir 12 Eylül rejiminde referanduma gittiğimizi bize gösteriyor. TBMM'de bile kendi milletvekillerine güvenmeyip milletvekillerine anayasaya aykırı açık oy kullanmaya zorlayan siyasal duruşun Türk milletine güvenmesi de söz konusu olamaz. Böyle bir ortamda referandum un neler getireceğini anlatmak için sahaya çıktık. Sahada ilk gördüğümüz şey; devletin bütün araçlarıyla halkın terörize edildiğidir, bakı altına alındığıdır ve fikrini açıklamaktan korkar hale getirildiğidir. Valiler, kaymakamlar açık bir şekilde anayasayı ihlal ederek ve yasaları ihlal ederek halk üzerinde iktidar adına baskı kurma çabası içindeler. Herhangi bir şehre gitmek istediğiniz zaman basının nasıl baskı altına alındığını, belediyelerin nasıl bize arzu ettiğimiz salonları vermediğini, bırakın belediyeleri özel düğün salonlarının bile nasıl baskı altına alındığını görüyoruz."Özdağ, önce ulusal medyanın referandum sürecinde kendilerine söz hakkı tanımadığını öne sürerken, şimdi ise yerel medyanın baskı altına alındığını söyledi. Özdağ, şöyle konuştu: 

"Büyük medyanın baskı altında olduğunu biliyorduk. Onun için büyük medya bize aylardan beri söz hakkı vermiyor. Ama şimdi yerel medyanın da baskı altına alındığını görüyoruz. Bütün bu baskılar, halkın terörize edilmesi bizi yıldırmıyor. Biz toplantılar düzenlemeye devam ediyoruz. Kurulmak istenen; bir tek adam rejimidir. Türkiye, buna müsaade etmeyecek. Bunu da mutlulukla görüyoruz. 'Evet' diyen kardeşlerimiz bile böyle bir utangaçlıkla 'Ya ne yapalım' havasında 'evet' diyorlar. Biz de onlara neden evet dememeleri gerektiğini anlatıyoruz."

"MHP'Yİ BİZ TEMSİL EDİYORUZ"

Hükümetin baskılarının referandum da kararı 'Evet' olanları bile ürküteceğini ifade eden Özdağ, çoğunlukla 'Hayır' kararı çıkacağını söyledi. 'MHP'den ayrılmadım' diyen Özdağ, şunları söyledi: "17 Nisan günü Türk milletinin parlamenter demokrasi kararı karşısında Erdoğan da mevcut anayasaya saygı göstermesi gerektiğini anlar. Hükümet de hükümetolduğunu anlar. Göreceksiniz bu baskılar 'Evet' diyen vatandaşlarımızı bile ürkütecek ve 'Evet'ler daha da düşecek bu baskılar nedeniyle. Ben MHP'den ayrılmadım. MHP de bir grup durması gereken yerde durmadı. Biz onlara 'Balgat Kliği' diyoruz. MHP'yi Türkiye'de biz temsil ediyoruz."

Editör: TE Bilişim