Savaşlarda savaşın tarafları çeşitli çalışmalar, taktikler, toplum psikolojisini etkileyecek söylemler ve varsayımlar denerler.

Tabii saldırgan tarafın hedefiyle de ilgili olarak, yapılacak çalışma değişkenlik gösterir.

Ama genel bir uygulama vardır ki, bir ülkeyi hedef almışsanız, size karşı çıkacak, sözünüzü dinlemeyecek, size baş eğmeyecek, direnecek, savaşacak unsurları bertaraf etmeye çalışırsınız.

İşte bu düşünce sizi bir mıntıka temizliği yapmaya iter.

Türkiye’de son yıllarda şahit olduğumuz en bariz mıntıka temizliği 2007 yılında absürt bir sebep üretilerek başlatılan Ergenekon ve Balyoz davalarıdır.

Sonuçları bizi 15 Temmuz darbe girişimine götüren Ergenekon ve Balyoz davaları, peşinden gelen casusluk ve şike davaları,

Türkiye’de toplumun çeşitli segmentlerinden milli, milliyetçi, vatansever anti emperyalist, bağımsızlıkçı direnebilecek ne kadar unsur varsa hedef aldı.

Bir gün 168 ordu mensubu general aniden tutuklandı.

Bakıldı ki tutuklanan 168 general bir ay sonra yapılacak yüksek askeri Şûrada terfi edecek generallermiş.

Sonuçta tutuklanan o 168 generalin yerine FETÖ’cü generaller terfi etti. Ordunun komuta kademesinde çok büyük bir mıntıka temizliği yapıldı.

Sivil toplumda sokağa çıkabilecek, toplumu hareketlendirebilecek, bıçak ucu olabilecek insanlar, tıpkı vatansever ordu mensupları gibi iftiralarla, tertiplerle cezaevlerine kondu.

Kabul edelim ki zamanın CHP genel başkanı Deniz Baykal milli denebilecek bir kişilikti ve o da mıntıka temizliğinin süpürgelerinin altında çöpe süpürüldü.

Sonuçta sahanın temizlendiği zannedildi ve 15 Temmuz’da devlete el koyma girişiminde bulunuldu.

Emperyalizm 15 Temmuz’da başarısız oldu. Oldu da vaz geçti mi?

Tabi ki hayır.

9 Eylül 1920’de İzmir’den denize döküldüler, vaz geçmediler, 28 yıl sonra 1950’de işbirlikçileriyle geri döndüler.

O gün bu gündür de içimizdeler.

Emperyalizmin son hazırlığı, birkaç tanesini saymazsak 4-5 partiden oluşan ve kendisini “Millet İttifakı” olarak niteleyen siyasal harekettir.

Bu cenahta Deniz Baykal’ın CHP Genel Başkanlığından uzaklaştırılmasıyla başlayan mıntıka temizliği, CHP içine alınan ilişkileri, söylemleri, davranışları çok şaibeli insanların karar mekanizmalarına getirilmesiyle sürdü, halen de sürüyor.

CHP’nin İstanbul İl Başkanlığında Atatürk’e Atatürk demekten imtina eden bir hanımefendi var.

CHP’de ulusalcı çizgide siyaset yapan politikacılar vardı. Onur Öymen, Ümit Kocasakal gibi.

Artık CHP’de ulusalcıların esamisi okunmuyor.

CHP üst yönetimi PKKHDP ile iş birliği yapmak isteyen bir gurubun eline geçti.

Son olarak Ulusalcı bir çizgisi olan Muharrem İnce ve milletvekili arkadaşları CHP’den süpürüldü.

Diğer ortak İYİ Parti’de mıntıka temizliği sürüyor.

İYİ Parti Türk milliyetçileri, ülkücüler tarafından kurulmuş bir siyasi parti.

İYİ Parti’de kurucular kurulu yüzde 60 oranında istifa etmiş.

İstifa edenler kim?

İYİ Parti’yi kuran, emek veren milliyetçiler.

İYİ Parti’nin iki numaralı kurucusu Ümit Özdağ partiden ihraç edildi.

FETÖ’cülerin iftiralarla cezaevine koyduğu 10 kurucu tasfiye edildi, süpürüldü.

En son İYİ Parti Genel Başkan danışmanı Vedat Yenerer İYİ Parti’deki mıntıka temizliğinin kurbanı oldu.

Zaten İYİ Parti üst yönetiminde (İYİ Parti tabanı vatansever ve milliyetçidir zaten tezat da buradadır) bağımsızlıkçı, milliyetçi birkaç isim kaldı.

O isimlerinde aparatlığa direneceğini düşünürlerse, onları da süpürmekte imtina etmeyeceklerdir.

İYİ Parti’yi TV’lerde kimlerin temsil ettiğine dikkat edilirse, temsil profillerinin nasıl değiştiği görülecektir.

HDP’de de birkaç mıntıka temizliği yaşandı.

Altan Tan, Ayhan Birgen’in ve onlar gibi, yerli gibi görünen kişilerin tasfiyesinin de, bir HDP içi mıntıka temizliği olarak düşünülmektedir.

DEVA ve Gelecek Partilerinde mıntıka temizliğine gerek yok.

İki partide zaten kendi açılarından mıntıkası temiz partiler.

Biri Büyük Ortadoğu Projesi eş başkanının müdürü, ABD başkanı Obama’nın kendisini parmak şakırdatarak çağırdığı, ülkemizi istila eden 9 milyon Suriyeli göçmenin baş müsebbibi, evinin çatı katı kaçak bir insan.

Diğerinin partisi için “Kraliçenin Partisi” deniyor. Daha ne densin.

Saha epeyce bir zamandır temizlenmeye çalışılıyor.

Sesini çıkarması muhtemel kişilikler iktidar için düşünülen partilerden tasfiye ediliyor.

Milletimiz bir sürpriz yapar mı bu kurguculara…..