Şurası kesin bir gerçektir ki, Siyonizm’in, Yahudi halkıyla hiç bir tarihsel, duygusal ve maddi ortaklığı yoktur. Siyonizm, Yahudi halkını ve onun trajedisini kendi işgalci amacı için kullanmıştır hepsi bu.

21 Haziran 1933’de yani Hitler Rejimi iktidar olduktan hemen sonra Almanya Siyonist Federasyonu Hitler Rejimi Partisi’ne yolladığı destek mesajında şöyle diyordu:

“Irk ilkesini hayata geçiren yeni ( Hitler Rejimi ) devletinin temelleri üzerinde kurulacak yapı içerisinde bizler de kendi topluluğumuza ayrılacak alanda Babayurdu (Fatherland) için elimizden gelen her türlü verimli faaliyeti sürdürmeyi umuyoruz.” (Lenni Brenner, Zionism, S. 48)

Ve Dünya Siyonist Örgütü Kongresi 1933’de Hitler´e karşı eylem çağrısını 43’e karşı 240 oyla geri çevirdi. Bununla da kalmadı, Alman ekonomisinin dar boğazda olduğu bir dönemde Hitler Almanyası’na yönelik Yahudi boykotunu kırma kararı aldı. Dünya Siyonist Örgütü, Yahudi boykotunu kırarak Alman mallarının Ortadoğu ve Kuzey Avrupa’da dağıtımını üstlendi.  Siyonistlerin Hitler Rejimi dostluğunun karşılığı olarak SS Güvenlik Servisi’nden Mildenstein, Siyonizm’e destek olmak için altı ay bolunca Filistin’de kaldı.
Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels 1934’de Der Angriff’e (Hücum) Siyonizmi öven on iki bölümlük bir rapor yazdı ve bununla da yetinmeyip bir yüzünde gamalı haç, öteki yüzünde de Siyonist David yıldızı bulunan bir madalyon sipariş etti.
1935 Mayıs’ında SS Güvenlik Servisi Başkanı Heydrich tarafından Yahudiler iki kategoriye ayrıldı; iyi Yahudiler, kötü Yahudiler. Siyonistler iyi Yahudiler kategorisinde bulunuyordu ve Heydrich Siyonistlere ilişkin şöyle diyordu:

“Kendilerine iyi dileklerimizle birlikte resmi desteğimizi de sunuyoruz.” (Lenni Brenner, Zionism, S. 85.)

Siyonistler, “kurulacak olan devletin zulme uğrayan Yahudiler için bir sığınak olacağını” ileri sürdüler ama bu bir yalandan ibaretti.
Çünkü Hitler Rejimi tarafından toplama kamlarına götürülecek Yahudilerin listesi Siyonist Dünya Örgütü’nün rehberliğinde hazırlanmıştır.
Hitler Rejimi ile koordineli çalışan ve Dünya Siyonist Örgütü tarafından kurulan sözde “Yahudileri Kurtarma Komitesi” bir taraftan çeşitli ülkelerde Yahudilere sığınma hakkı verilmesine yönelik çağrılara karşı çıkarken, bir taraftan da Hitler Rejimiyle birlikte kendi Siyonist planlarına uygun olmayan Yahudilerin listesini hazırlayarak onların ölüm kamplarına götürülmesine yardımcı olmuştur.
Örneğin Budapeşte’deki “Yahudileri Kurtarma Komitesi’nden Dr. Rudolph Kastner, Adolf Eichmann ile Macaristan’daki “Yahudi sorununu çözümlemek” üzere gizli bir anlaşma imzalamıştır. Anlaşmaya göre kendilerinin ihtiyacı olan altı yüz Yahudi’ye yaşama hakkı verilmesi karşılığında geri kalan Yahudilerin yazgısı konusunda sessizlik sağlanacaktı.
Dünya Siyonist Örgütü, Hitler Rejimi zulmü altındaki Avrupa Yahudilerinden yalnızca küçük bir azınlığı kurtarmıştır; bu küçük azınlık, mesleki bilgisi olan yetişkin elamanlar ve kapital sahiplerinden teşekkül etmekteydi.
Siyonist İşçi Davar gazetesi editörü Berel Katznelson Siyonizm’in ölçütlerini şöyle açıklıyordu:

“Alman Yahudileri Filistin’de çocuk doğuramayacak kadar yaşlıydılar, Siyonist bir sömürge oluşturmaya yetecek kadar mesleki bilgileri yoktu, İbranice bilmiyorlardı ve Siyonist değillerdi.”

Berel Katznelson’un açıkladığı ölçülerden dolayıdır ki, 1933’den 1935’e kadar göçmen kâğıdı almak için Dünya Siyonist Örgütü’ne başvuran Alman Yahudilerinin üçte ikisi reddedildi.

Özcesi; Siyonist İsrail Devleti, Hitler Rejimi tarafından katledilen Yahudilerin mirasçısı değil, Yahudi jenosidinin ortağıdır. Çünkü kurucuları, milyonlarca Yahudi’nin ölüm kamplarına götürülmesinde Hitler Rejimiyle işbirliği yapmıştır.

Rosza Roz

Editör: Muharrem Kılı