Başlıktan ötürü kimse kızmasın, zaten kızılacak bir şeyde yok!

Sosyal medyada hemen hepimiz izlemişizdir, Uşak valisi olan hanımefendinin vatandaşa fırça atmasını!

''Toplu durmayın, sosyal mesafeni korusana'' ve hatta ''Dağılın toplanıp durmayın'' tarzı mahalle kabadayısı edasıyla vatandaşa fırça atmasını izledik.
Devamında: ''PTT ve bankaların önüne bariyerler koyun, işi olana izin verin, işi olmayıp gezene ceza yazacaksınız'' diye yanındaki müdürlerine talimatlarını izledik..

Oysaki hükümet henüz sokağa çıkmayın diye uyarıda bulunsa da genel kapsamlı bir 'sokağa çıkma yasağı' ilan edemedi, zira sokağa çıkma yasağında devletin vatandaşına bakma zorunluluğu vardır.
Anladığımız kadarıyla hükümetin kasasında vatandaşına bir kaç ay bakacak kadar parası olmadığı için sokağa çıkma yasağı koyamıyor.

Ancak sayın vali, vatandaşa kafasına göre ceza kesilmesi emri verebiliyor. 65 yaş üstü olmayan hiç kimseye sokağa çıktı diye ceza falan kesemezsin sayın vali!
Anayasa'yı pek bilmediğiniz aşikar, ancak istemeniz halinde size cepte taşınmalık bir anasaya kitapçığı hediye edebilirim.
Boş vakitlerinizde okuyup, mülki idare amiri olarak anayasa'nın size ve vatandaşlara verdiği hakları gözden geçirip bilgilenmeniz hayrınıza olacaktır.

Anayasa kitapçığını baştan sona okumuş ve haklarımı da iyi bilen bir bireyim. mesela ben şuan Bursa’da sokağa istediğim gibi çıkabilirim, kimsede neden çıktın diye hesap soramaz!
Sorabilmesi için devletin benim evimin masraflarını, kirasını, faturasını ödemek gibi bir zorunluluğu oluşur. Malum insanlar Valilerimiz gibi 15-20 bin tl maaş almıyor, halkın büyük bölümü asgari ücret ile geçinmeye çalışıyor ve evine ekmek götürebilmek için de çalışmak zorunda!

Eğer insanların ekmeğini sen vermiyor, faturasını kirasını sen ödemiyor, hayatını garanti altına almıyorsan sokağa çıkan vatandaşa ceza kesemezsin, fırça atıp tersleyemezsin sayın vali!

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Güçlüdür, Türk Milleti Sabırlıdır.

Bu virüs belası geçip gidecek, ancak bugünler de insanlarımıza yapılanlar hepimizin hafızasında kalacaktır!

Geçtiğimiz günlerde yine videosu izlenme rekorları kıran bir olay daha vardı hatırlarsanız, bir polis yaşlı bir amcaya gırtlağı patlayana kadar bağırıyordu.

Gerçi o olayda polisin sonuna kadar haklı olduğunu, amcanın hayatına değer verdiği için onu düşündüğünü biliyorum ancak haklı iken haksız duruma düşmenin de ne demek olduğunu, sinirine yenilerek hepimize gösterdi..

Evet arkadaşlar hepimiz gerginiz, hepimiz tedirginiz, hiç birimiz bu salgından ötürü mutlu veya huzurlu değiliz (Fetö'nün Piçleri Hariç)

Hele hele insanlar Devletinden yardım beklerken, maalesef ekonomik sebepler neticesiyle Devletin vatandaşına el uzatamaması, insanlarda zaten kırgınlığa yol açmış durumda.

Mesela çok kıymetli damadımız (Allah herkese böyle damat versin) Berat bey, geliri 2800 TL altında olan ailelere 10.000 TL kredi verilecek diye bir açıklama yaptı, gerçi 10.000 TL kredi çekmek istersen de 13.000 TL geri alıyor bankalar. Ancak işin ilginç yanı şu: icralık ve kredi puanı yüksek olmayana bu krediyi hiçbir şekilde vermiyorlar, bizzat kendim denedim!

Nasıl bir Devlet desteği ise artık...

Fakirsen kredi yok, durumun iyiyse gel al kredini kardeşim!

İşte bu gibi meseleler sebebiyle halk endişe içinde..

Bir çocuğun dükkanı kapalı, bir çoğu çalıştığı yerden çıkartılmış.

Bazıları ise yıllardır işsiz ve hiçbir geliri yok.

Bu da insanları doğal olarak tedirgin ediyor.

Örneğin sosyal medyada en fazla paylaşılan konulardan birisi

''6 Milyon suriyeli'ye 40 Milyar Dolar Harcıyan Devlet, Kendi Vatandaşına 6 Hafta Sahip Çıkamadı''......

Haksızlar mı? Bence kesinlikle değil...

Vatandaş Devletine yıllardır gıkını çıkarmadan nasıl vergisini veriyorsa, aldığı sigaradan yediği ekmeğe kadar vergi ödüyorsa, evinde kullandığı elektrikten doğalgaza benzine varan kadar büyük bölümü vergiye gidiyorsa, Devlet'te vatandaşına bakmakla yükümlüdür.

Ha Devlet hiçbir şey yapmıyor demiyoruz, elinden gelen herşeyi yapmaya çalışıyor, ancak yeterli mi karar sizlerin!

İşte böyle bir ülkede vatandaşın gergin olması, tedirgin olması çok normal..

Bana görede evet kesinlikle sokağa çıkılmasın, ancak bu yasağı devlet koysun, genel OHAL ilan etsin!

Ama resmi olarak yasak yok ise insanlar sokağa çıkıp işe gidebilir, sokakta bir işini görebilir, veya bir arkadaşının yanına borç almaya gidiyor da olabilir!

Hal böyleyse ne diyelim? ''Çıkmayın Ulan Sokağa'' mı diyelim vatandaşa!

Ümidim odur ki: Sayın İçişleri Bakanı ve Sayın Cumhurbaşkanı da bizler gibi bu videoya denk gelir...

selam ve dua ile...