Binlerce yıl birçok Medeniyeti üzerinde yaşatmış, birçok farklı milletlerin karnını doyurmuş.

Cumhuriyet'in başlarında toprak reformu ile geniş ve verimli bir araziye sahip olan, tarım ve hayvancılıkla rahat bir hayat düzeni geçiren.

Anadolu'nun insanları Cumhuriyet değerlerine sadık, inanç dünyaları daha berrak ve saf, misafirperver, çalışkan, temiz duygulu, mülayim, geleneklerine, örf, adetlerine sadakatli bir yaşam sürdürüyorlar.

İleri tarihlerde Ailelerin büyümesi, toprakların bölünmesiyle geçim sıkıntıları ve Göçler başlar.

Amasya'nın Taşova ilçesi Mercimek köyünden DURMUŞ GENÇ de bunlardan biri.

Köyünde geçimini sağlamanın, karın doyurmanın ailesine bakmanın zorluğunun farkında idi, çünkü artık Toprak yorgun düşmüş eski verimi yoktu, yeni evlenmiş iki çocuklu küçük bir aile olan MEVLÜDE ve DURMUŞ GENÇ çiftine bakacak takati kalmamıştı toprağın.

Soyadı gibi genç olan

DURMUŞ GENÇ sadece eşi ve çocukları için değil, annesi babası ve hatta akrabalarının umudu olarak kendini feda eder, bedel ödemeye hazırdır.

Nasırlı ve toprak kokan elleriyle, alın teri ve helalinden rızkını kazanmak için gurbete çıkmaya karar verir.

Gurbette kaderin ona neler yaşatacağını, nelerin onu beklediğini bilmesi mümkün değildi DURMUŞ'un.

Yolculuk önce her gurbetçinin yaptığı gibi İstanbul'a oradan da. 1970 Ekim ayında hiç bilmediği maden işçisi olarak Almanya - Recklinghausen'a gelir.

Kader ağını örmeye devam eder 1973 sonrası işsizlik nedeni doyasıya, köylülerinin isteği üzerine Solingen'de araba cant sanayide çalışır.

Eşi Mevlüde hanımı 1973 yılında Solingen'e getiren Durmuş Genç.

3 çocuğunu köyde annesi, babasının yanında bırakır.

Amaçları karı koca çalışıp o mütevazı, saf temiz, küçük dünyalarında ki ; küçük istekleri bir kaç tarım aletlerini, belki bir ev parası yapıp dönmek.

Lakin kader mi ? Şartlar mı ? Bitmeyen istek ve arzular mı? Onları bırakmıyor.

Bir taraftan çocukların hasreti, anne, baba akraba özlemi o kadar ki ; köyde ki her şey burunlarında tütüyordu.

Nihayetinde 1975 yılında çocukları da Almanya'ya getirdiler.

7 çocuklu Genç ailesi büyümüş, geçim için gece gündüz çalışıyorlardı.

Solingen'de yıllar birbirini kovalıyor refah düzeyleri yükseldikçe istek ve arzuları bitmiyordu.

Bütün gurbetçiler gibi aile mütevazı hayat yaşamı ile kendi geçimini sağlıyor.

O yıllar bütün gurbetçiler küçük ucuz evler, savaşta yıkılmış mahallelerde, ikinci el mobilyalar eşyalar bunların hepsini tasarruf için yapıyorlardı.

Baba bir tekstil fabrikasına işe başlamış, anne birden fazla temizlik işleri yaparak memleketteki köylerindeki, akrabalarına para gönderiyorlar.

Bazen acil bir ameliyat için, bazen bir yeğenin düğünü, başka bir zaman un, şeker almaları, belki ev yapmak için çimento, demir, belki bir arsa, tarla parası.

Gurbetçi çok zaman annesinin babasının, kardeşinin cenazesine katılamaz çok zaman öldüğünü 3 - 5 yıl sonra ki izinde öğrenir.

Genç ailede bütün birikimi ve tasarrufunu memleketlerine gönderir.

Çevrelerinde yardımları ulaşmamış, dokunmamış kimse yoktur gibi.

Bütün gurbetçilerin yaptığı gibi evlenen yuva kuran, askere giden, ev yapan, Kurban parası, fitre, zekât Türkiye'de gurbetçinin para olarak yardım etmediği, kursağında gurbetçinin lokması geçmeyen çok az insan olduğu kanaatindeyim.

Genç ailesi nüfus kalabalığı dolayısıyla kiralık ev bulmakta bayağı zorlanır.

Bir köylüsünün teklifi ile kader ağ örmeye devam eder ve Genç ailesi ev sıkıntısını aşmak için Solingen'de müstakil bir ev alırlar.

Herkes kapı arkasında bavulu hazır her an Türkiye’ye döneceklermiş gibi hazır bir hayat yaşarken.

Genç ailesi ev almış, toprak edinmiş, bağ, bahçe ile uğraşıyor burayı vatan yapma emareleri gösteriyordu.

Bundan dolayı çevrede Türkler arasında anlamsız, imalı bakışlara, hatta çok zaman gâvur olmakla itham edilirler.

29 Mayıs 1993 yılına kadar Genç ailesi kalabalık bir nüfusa sahip iken, ekonomik refahı yakaladık derken.

27 yıl önce bu gece Genç ailesinin evi kundaklanır.

Hunharca saldıran Irkçı Faşist Alman gençleri evi ateşe verir aile 5 ferdini yanarak kayıp eder.

Saime Genç

Hülya Genç

Hatice Genç

Gülistan Öztürk

Gürsin İnce

İki kızı, iki torun, bir yeğen.

Almanya'da ekmek kazanmanın bedeli ağır olmuştur.

Mevlüde Genç anamızın ifadesi ile : " Türkiye'de doğdum, burada doydum " evet insanlığın karın doyurma serüveni, bedeli hep zor, ağır olmuştur.

Gurbette para kazanmak büyük bedeller ödetiyor Batı Avrupa Türklerine.

İzinde şu sözler aklıma geldikçe hep hüzünlenir, duygusallaşırım.

" Size ne var bozdurun Euro'yu çarpın 7 - 8 ile alın istediğinizi hayat size güzel "

Şunu unutmayın gurbette kazanılan her Euro'nun buna benzer hikâyeleri vardır.

Batı Avrupa Türkleri para ile alamayacakları bedelleri ödüyorlar.

Avrupa'da Türk olarak yaşamanın zorluğunu ve ağır bedeller ödendiğini bilmenizi isterim.

Türkiye Solingen'i bıçakları ile tanır, yaşam keskin Solingen bıçağı üzerinde yaşamak gibidir Avrupa'da.

Hiçbir gurbetçiyi cebindeki Euro ile değerlendirmeyin.

Gurbetçi duygusal, vicdanlı, vatansever; bedeni Avrupa'da ruhu, beyni, aklı hep ülkesinde memleketinde.

Kalın sağlıcakla

Almanya Köln 2020

[email protected]