Uluslararsı bir vakıftan fon aldığı iddiâ edilen KADEM, bir açıklama yaparak suçlamaları reddetti. Açıkçası, bu konu hakkında bir fikrim yok. Almadım diyorsa almamıştır.

İşin o tarafında değilim. KADEM’in basın açıklamasındaki şu cümleye takıldım:

“İlk kampanyamızdan beri ‘herkese karşı her türlü şiddete son’ dedik.”

KADEM’in bilmem nereden fon almadığı doğrudur; fakat “herkese karşı her türlü şiddete son” sloganına uyduğu yalandır.

Meselâ; Meral Akşener’e kaset iftirası atıldığı zaman ses vermedi.

Meselâ; Sâre Davutoğlu’nun konferansı, sırf soyadı sebebiyle iptal edilince sustu.

Meselâ; Semih Yalçın, Meral Akşener’e hakâret ettiğinde yine ses vermedi.

Bu isimler, ilk anda aklıma gelenler. Araştırsam arkasının geleceğinden eminim.

“Kadın ve erkek arasındaki adaletin kökleri ise Yaratıcının emir ve yasakları ile şekillenmiş, temelleri bizzat Hz. Peygamber tarafından atılmıştır. Onun öğretileri ve pratiğini hayata geçirmiş olan kadın ve erkek sahabiler, bu alanda bizim rol modellerimizdir.” diyen KADEM Başkanı Sâliha Okur, bu ayrımcılıkta hangi sahâbeyi rol model aldıklarını açıklamalıdır.

KADEM, “herkese karşı her türlü şiddete son” sloganını değiştirmeli ve “bâzı kimselere karşı her türlü şiddete son” demelidir.

Ayrıca, kınama vazîfesini bâzı kadınlardan esirgeyen KADEM, hoş-kadem olmasa gerektir.

“Alnımız açık, yüzümüz ak!” diyen KADEM’i destekliyorum.

Alnızınız açık, yüzünüz AK!

Böyle devam edin!