Sn. Erdoğan bütün yetki ve tasarrufları tek elde topladı. Bu saatten sonra artık her iş ve eylemden- olumlu ya da olumsuz direkt kendisi sorumludur.

Belediye başkanlarının istifası isteniyor ya!

Üstü örtülü yarı tehdit, yarı rica “Kendiniz ayrılırsanız iyi olur. Bu da bir hizmettir. “deniliyor ya!

Acaba gerçekten de AKP’li seçmen bu işlere ne demekte? Onlar ne düşünüyor?

Etrafımda AKP’li bildiğim kimi akademisyen ve sıradan seçmenlere konuyu: “Siz bu işe belediye başkanlarının istifalarının istenmesine, metal yorgunluğu “gerekçesine ne diyorsunuz diye sordum.

Aldığım cevaplar çok enteresan geldi.

Akademisyenler, emekli öğretmenler konuya Sn. Erdoğan gibi bakmıyorlar. Bir akademisyen( dediklerinin bazılarını yazmamam ricasıyla), “Acaba metal yorgunluğu belediye ve il ilçe başkanlarında mı yoksa bizzat Sn. Erdoğan’da mı?” “ demekteler.

Sıradan seçmen ise, “Canım Erdoğan olmasaydı onlar o makamlara gelecekler miydi? Elbette getiren götürmelidir” diye olaya bakmaktalar. Oysa o insanları, kendi oyları ile oraya getirdiklerini unutmuş gibiler.

Akademisyen arkadaş, “Belediye başkanları dahil AKP’de Sn. Erdoğan’dan izinsiz hangi yönetici bir iş yapabilir ki? Sn. Erdoğan Bayraktar, “Ben her şeyi Sn. Başbakan’ın izni ve haberi ile yaptım. O da istifa etsin” dememiş miydi? Diyerek haklı bir gerekçeye işaret etmişti. Eğer alınması istenen belediye başkanları başarısız idi iseler; şimdiye kadar neden bekletildiler, neden daha önce alınmadılar veya neden ikinci, üçüncü kez aday gösterildiler

Haksız mı?

Akademisyen devamla, “İç ve dış politikadaki, eğitimdeki, ekonomideki, sağlıktaki, tarımdaki başarısızlıklar neden belediye başkanlarına ya da il ve ilçe başkanlarına yükleniyor ki? Irak merkezi hükümetiyle mesafeli, Esat ile kavgalı olan kim? Açılım sürecini belediye başkanları mı başlattı, Barzani’yi alkışlatan başkanlar mıydı?

Siz ne diyorsunuz?

Arkadaş devam ediyor, “Halka rağmen bilmem kaç bin odalı saray yaptıranlar kim? Devlette onca araç ve uçak filosu kuranlar kim? Onca tenkit ve ikazlara rağmen Örtülü Ödeneğin aşırı harcamasını yapan kim?

Apo ve PKK ile Oslo’da Dolmabahçe’de görüşenlere “Gidin görüşün” diyen kim?

Özelleştirme adı altında Cumhuriyetin kazanımlarını elden çıkaran kim? Belediye başkanları mı? Fetö terör örgütüne belediyelerin ve özel idarelerin değerli arsalarını kim, kimlerin oluru ile verdi? Akademisyenin: “FETÖ ile aynı yatakta yatıp 16 Temmuzda kürtaj yaptırıp sonra da, ‘Ben bakireyim’ diye gezenleri bu millet bilmiyor mu?” tespiti muhteşem ve mükemmeldi.

Baktılar ki, seçmen homurdanmaya başladı. Bir kılıf bir gerekçe aradılar, en iyi ve kolay yol; belediye başkanlarının istifasında buldular. Oysa AKP’nin oy patlaması: Belediye Başkanlarının başarısıyla olmuştu.

Kazanı kaynattılar, Haşlanacak adam arıyorlar. Bakın görün bu olay geri tepecek.

AKP ve Sn. Erdoğan umduğunu bulamayacak. Metal yorgunluğu değil, yanlış politika, aşırı israf ve lüksün getirdiği noktadır; bulunduğumuz nokta.

Acaba mı? Zaman içinde göreceğiz.

Esen kalınız.                                                                   

NOT: Soru, başkanlar neden ayrılıyorlar? Yolsuzlukları mı var yoksa bir terör örgütüyle ilişkileri mi? Kamuoyu merak ediyor.