Suriye politikasında yapılan yanlışlar bugün bir beka sorunu olarak karşımızda duruyor. Saygı Öztürk’e konuşan emekli general Engin Alan Türkiye’nin bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğunu,Afrin’e gecikmeden müdahale edilmesi gerektiğini söylüyor. Taha Akyol, Suriye konusunu işlediği 16 Ocak tarihli yazısında aynı düşünceleri paylaşıyor.

Yazılarımızı takip edenler Esat’ın gitmesine odaklı Suriye siyasetinin yanlış olduğunu defalarca yazdığımızı hatırlayacaklardır. Bugün bir beka sorunu varsa sorumlusu yapıcı,uyarıcı eleştirilere kulak asmayan bugünkü yöneticilerdir. Bir ülkede, –merkezi otorite- yok edilince oluşan boşluğu başka otoritelerin dolduracağını bilmek için uzman olmaya gerek yok. Esat gitsin ne olursa olsun demek,bugünkü tabloya davetiye çıkarmaktır.

Bu vahim tabloya rağmen iktidarın hala durumun ciddiyetinin farkında olduğu kanaatinde değilim. Bir yere girilecekse karar verilir ve düşman toparlanmaya fırsat bulamadan girilir. Günlerdir CB Erdoğan Afrin üzerinden – hamaset- yapıyor. Gizli sürdürülmesi gereken bir politika sokağa taşınıyorsa orada ciddi bir samimiyet sorunu var demektir. Ülkenin bekası ile ilgili konularda –sandık politikası- yapılmaz,yapılmamalı. Emekli bir büyükelçi bu tuhaf durumu şu veciz sözlerle ifade ediyor:

“54 yıldır savunduğum bir şey vardır ki o da milliyetçiliğin bir üst kültürel kurum olduğu ve mehter,marş,hamasetten çok daha fazla emek,bilgi,birikim gerektirdiğidir.Milliyetçilik akıl gerektirir.Enver Paşa’da milliyetçiydi ama rasyonel olan Mustafa Kemal Atatürk’tü. O başardı. Mahalle gençliğinden de bilinir.Dayak yiyeceğin kavgaya girmeyeceksin,uygun zamanı,ortamı bekleyeceksin. Bu teslimiyet değil zamanı doğru kullanma yetisidir. Türk çok konuşmaz,Türk sövmez,kahkaha da atmaz ağlayıp, sızlamaz. Gereğini yapacak önlemini alır,zamanı kollar. Milli mücadelede de böyle yapılmadı mı? Savaşçılığımızın gücü aynı zamanda aklımız ile paraleldir. Binlerce yıllık tarihimizin bize akıl mirasını unutmayalım.”

Bu açıklamadan sonra şu soru sorulabilir:Afrin’e girilmeli mi,evet. Risk almaktan korkan bir halk toprağını ve namusunu koruyamaz. Ama bu böyle davul zurna ile ilan edilerek, üzerinde efelik yapılarak olmaz. Karşı tarafı tedbire zorlayan bu tür beyanlar şehit sayımızı artırmaktan başka işe yaramaz. Milli menfaatler –sandığa özgüllenerek- takip edilirse,esas motivasyonun milli çıkarlar değil, sandık olduğu anlaşılır. Bu iş ne kadar uzarsa maliyeti o kadar büyük olur. Ne yazık ki, karşımıza çıkan her dış politika sorununun arkasında –her şeyi bildiğini sanan- ama gerçekte –hiçbir şey bilmeyen- bu siyaset anlayışı yatıyor.

MİLLİ -GAYRİ MİLLİ

Beka sorunu ile karşı karşıyayız diyen bir iktidarın iç politikada daha özenli bir dil kullanması gerekirdi. MHP ile iş birliği milli ve yerli olanların işbirliği olarak ilan edildi. Bu ifadeyi tersinden okuduğunuz zaman geriye kalanların gayri milli ilan edildikleri belli oluyor. Dış politikadaki her başarı içerideki bütünleşmenin gücüne bağlıdır. Paramparça olmuş veya edilmiş bir toplum hiçbir milli çıkarını koruyamaz.

AKP-MHP çerçevesi dışında kalanların HDP-PKK veya FETÖ ile özdeşleştirilmesi ise tam bir faciadır. Suriye’ye PKK’yı süpürmek amacıyla gireceğini söyleyen bir iktidarın daha yola çıkmadan içeriyi bu ihanet örgütüne dahil etmesi tam bir akıl tutulmasıdır. Doğru olan ifade, içeride tek bir cephe vardır o da her partilisiyle milli cephedir ifadesidir. Kimse kimseden daha milli ve yerli olduğunu ispat edemez. Kaldı ki böyle bir iddia ve yarıştan en çok iktidar zarar görür. Düne kadar PKK ile masaya oturan,Öcalan’a övgüler düzen,Kobani’ye selam gönderen muhalefet değildi. Tarımcılığı bitirerek ülkeyi Etini Sırbistan’dan,Fasulyesini Özbekistan’dan,Nohutunu Kanada’dan,Pirincini Çin Halk cumhuriyetinden ithal edecek noktaya getiren bir iktidar başkalarına siz gayri millisiniz diyemez? Ya çocuklarını askere göndermeyip başkalarının çocukları üzerinde millilik taslayanlara ne demeli? Bu ifadeler yanlıştır,parti olarak HDP’yi yönetenler hariç bütün öteki partilerin tabanı milli,yerli ve vatanseverdir. Siyasi rekabet toplumu hasımlaştıracak bir zeminde yapılmamalıdır. Bu, herkese zarar verir.