Bir önceki yazım ‘’El Etek Öpmek Üzerine’’ beklediğimden çok ilgi gördü. Tüm okurlara teşekkürler. Yazıma gelen yorumlara göz attığımda genel kanının benim düşündüğüm yönde olduğunu gördüm, bu da beni epey memnun etti.

Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek iyi bir dost olmanın şartlarından biridir. Eğer ortada yapılan bir yanlış varsa ve bunu göre göre susuyorsak ciddi problem var demektir. ‘’Aman parti üstleri buna zaten müdahale eder, bizler suyu bulandırmayalım.’’ Hayır efendim, edep ve saygı çerçevesi içinde suyu bulandıralım. İYİ Parti suyu bulandırmayalım diye diye ülkenin kaderini tek şahsın iki dudağı arasında temsil eden zihniyete muhalif olarak kuruldu. Bizler daha şimdiden lidere bağlılığı körlük seviyesine getirirsek, doğruyu yanlışı söyleyemezsek çok işimiz olur !

***

İYİ Parti, merkez yolda Atatürk, demokrasi, adalet, özgürlük gibi kavramları bileşenleriyle oluşturuldu. Kökten CHP’li birey olarak İYİ’ye kaymamın sebebi de buydu. Türk seçmeninin bir sosyolojik yapısı var, bu gerçek kabak gibi meydanda duruyor. Mantıklı ideallere sahip herkes bunu göz önünde bulundurmak durumunda diye düşünüyorum.

***

Türkiye seçmen profili itibariyle muhafazkar – milliyetçi bir çizgide. 24 Haziran sonuçlarına baktığımızda %66 düzeyinde olduğunu görüyoruz. Bu seçmenin çok büyük kısmı maalesef özelikle tek partili dönemden kalma bazı talihsiz olaylardan dolayı CHP, merkez sol, sosyalist gibi kavramlara tabiri caizse ‘’öcü’’ gözüyle bakıyor. Bundan önce parlamenter sistemimizin gereği olarak ve sağ oyların kendi içinde ayrılarak 4-5 başka partiyle temsil edilmesinden kaynaklanan durum gereği mecliste merkez sol partiler belirli formüllerle iktidar yahut iktidar ortağı olabiliyorlardı. Bunun en güzel örneği 1999 seçimlerinden önce kurulan DSP azınlık hükümetidir. Sağ partilerin içlerinden kabul gören bir hükümet çıkaramaması üzerine herkesin liderliğinde uzlaşacağı, ülkeyi seçime taşıyacak 4.Ecevit Hükümeti kuruldu. Bülent Ecevit başbakan olduğunda DSP 72 milletvekili ile meclisin 4’üncü partisiydi, önceki seçimden de %14 oy alarak çıkmıştı.

***

Fakat bugün sistem çok farklı. İktidar olabilmek için %50+1 yeter oya ihtiyaç var. Bu şartlar içinde siyasi konjektürümüzde CHP köklü değişimler geçirmeden veya başka bir merkez sol parti ortaya çıkmadan sol bir adayın veya partinin gerekli oyu sağlaması çok zor. Bugün HDP ve CHP’nin toplam oyu %33 ediyor. Kaldı ki HDP’nin içinde belirli oranda muhafazakar Kürt seçmen oyu da var. Kısacası Türkiye Cumhuriyetini idare edecek kadro hem Atatürk’le, insan haklarıyla, demokrasiyle, özgürlükle hem de muhafazakar seçmenin milli değerleriyle barışık olmalıdır…

***

Kökten bir sosyal demokrat olarak söylüyorum ki başarıya ulaşabilmek için sağ seçmene hitap edecek formüller düşünülmek zorunda. Muhalefet bloğunda kalacağız ama farklı adımlar atmayacağız, bildiğimizden vazgeçmeyeceğiz düşüncesinde olanlara saygı duyuyorum çünkü bu da bir idealdir, kitle partisi olma ideali dünyada pek çok örneğe de sahiptir. Ama hem değişiklik için yanıp tutuşan hem de bunun tek başına sol hareketle başarılabileceğini düşünenleri anlamak güç.

***

İYİ Parti içinde değişiklik isteyen sağcıyı da solcuyu da buluşturacak üçüncü yol bir organizasyon olarak tanıtıldı. Dolayısıyla bu hareketin içinde memnuniyetle bulundum çünkü ben değişiklik isteyen, değişiklik için farklı adımlar atılması gerektiğini düşünenlerdenim. Ama bugün geldiğimiz noktada İYİ Partinin pek ‘’İYİ’’ gitmediğini söylemeliyim.

***

Bir kere en önemli sorun parti içindeki disiplinsizlik. Meral Akşener’in işi zor çünkü parti içinde farklı köklerden gelen çok üye grupları var. DYP, ANAP, DSP, CHP, MHP hatta BBP bile. Böyle bir hareketin liderliğini yapmak tabii ki öyle kolay iş değil ama Meral Akşener’in bunu başarabilmesi gerekiyor, cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyasında üzerinde en çok durduğu konulardan biri ‘’tecrübeydi.’’ Dolayısıyla bu tecrübeyi kullanıp parti içi çekişmelerin önüne geçebilmesi gerekiyor, teşkilatlar nasıl olsa Koray beyin vazifesi deyip konudan uzaklaşmaması gerekiyor.

***

Bir diğer önemli sorun taban, teşkilat ve yönetim uyumsuzluğu. Öyle bir durum cereyen ediyor ki parti teşkilatındaki üstlerin bazıları İYİ sanki MHP’nin güncelleme almış yeni modeliymiş gibi takılıyor. Halbu ki İYİ Partiye oy veren üyelerin ciddi bir kısmının ülkücülükle pek alakası yok. Evet tabii ki parti kurucuların ülkücü geçmişi var bu hissedilecek ama bunun ölçüsü kaçmış durumda. İYİ ‘’hiçbir yerin devamı değil, yeni bir partiyiz.’’ İddiasını kanıtlamak için icraat yapmalıdır. Aldığı oylara baktığımızda daha çok Atatürkçü seküler milliyetçilerin teveccühünü görmüş İYİ bu tür ufak görünen büyük sıkıntılarla kan kaybediyor. Gönüllüler İYİ’nin hiçbir partinin kuzeni, kardeşi, devamı olmadığını anlatmaya çalışırken MHP sempatizanlığından ölecek idareciler var.

***

Seçimden sonra beni en büyük hayal kırıklığına uğratan mesele ise İYİ’nin ısrarla özeleştiriden kaçması oldu…

Evet ben de şahsi olarak millet ittifakının doğru ittifak formülü olmadığını çok çok önceden söyledim. CHP’nin içinde bulunduğu ittifaka sağ seçmenden gelecek oy oranı kısıtlı olur dedim. Zira öyle de oldu beklenilen oy geçişleri yaşanmadı anketlerde %6’larda görünen MHP %11 oy aldı, AKP’den MHP’ye kayma oldu.

***

Ama ‘’Bu bir iktidar yürüyüşüdür !’’ iddiasıyla çıkılan yolda umulan netice alınamadığında tüm suçu CHP’ye yıkıp kenarı çekilmek yanlıştır, yakışıksızdır, nahoştur…

CHP ve İYİ bellli ilkeleri savunarak seçim ortaklığı oluşturmuş, 24 Haziran sürecinde aynı çizgide yol yürümüş iki partidir. CHP Ana muhalefet partisi olmanın olgunluğunu göstererek İYİ’ye nezaketle elini uzatmış, destek vermiştir. Seçim biter bitmez İYİ üstlerinin oturup bir muhasebe yapıp bunu merakla açıklama bekleyen 5 milyon seçmene anlatmak yerine faturayı seçim ortaklarının üzerine yıkıp fındık kabuğunu doldurur başka şey söylememeleri fevkalade manasızdır, profesyonellik dışıdır ve bana göre emek verenlere de saygısızlıktır.

***

Bana soracak olursanız millet ittifakının etkisi varsa da partinin taktiksel hataları da azımsanacak boyutta değildir. Bugün Ali paşanın istifasını sunarken beyan ettiği bir konu çok dikkatimi çekti. ‘’FETÖ Mağdurları süs için kullanıldı.’’ Maalesef bu çok doğru. Sadece FETÖ diye bakmayın Seçmenden ilgi gören onlarca isim süs olarak kullanılıp listelerde doğru düzgün yerlere koyulmadı. Kocaeli’de tüm Türkiye’nin ilgiyle takip ettiği Ali Türkşen komutanımız ikinci sıraya koyuldu, seçilemedi. Kocaeli’de partinin kuruluşundan itibaren emek sarf eden ve ilde sevilip sayılan Ruhittin Sönmez bey dördüncü sıraya koyuldu, seçilemedi. Bu örnekleri yaşadığım kentten bizzat tecrübe ettiğimden misal olsun diye verdim ülke genelinde bu hatalar hep yapıldı. Teşkilatlar genel itibariyle çok başarılı değildi. Meral Akşener’in attığı yanlış adımlar vardı…

***

Ben Meral Akşener’in çıkıp bir lidere yakışır şekilde ‘’Burada, şurada, orada hata yaptık kardeşim ama onlarca engelle mücadele ettik elimizden bu kadar geldi. Bu sorumluluk bana aittir, yeni yol haritamız da şöyle şöyledir; kimse umudunu kaybetmesin durmak yok İYİleşene kadar devam.’’ Açıklaması yapmasını beklerken parti kurmayları olur olmadık açıklamalarda bulunuyor, Meral Akşener kamera karşısına bile geçmiyor, hem de kadın olarak yola çıkıp %10 oyla meclise 43 vekil göndermeyi başarmasıyla başını eğmesine hiç gerek yokken, çok üzücü…

***

İYİ Parti acilen kendini tahlil edip 81 il dahil olmak üzere tüm teşkilatlanmasını baştan aşağı çözümlemediği, net bir yol haritası benimsemediği, Meral Akşener’in liderliğini yeniden kuvvetlendirmediği ve de MHP’nin kardeşi olma sempatizanlığından vazgeçmediği takdirde verilen emeklere çok yazık olacak, çok…