Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'nda düzenlenen ilk duruşmada, Taksim bombacısı olarak bilinen Ahlam Albashir,önceki ifadesini değiştirdi. Cezaevinden siyah bir kot pantolon ve bluz giymiş, başına siyah bir örtü örterek duruşmaya katıldı. Yüzünde makyaj yoktu ve biraz kilo aldığı görüldü.
Hürriyet Gazetesi'nin haberine göre, duruşmaya Ahlam Albashir'in de aralarında bulunduğu 13 tutuklu sanık katıldı. Diğer 13 sanık ise SEGBİS (Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi) ile cezaevinden duruşmaya bağlandı. Ahlam Albashir, sağında ve solunda birer asker eşliğinde en ön sıraya oturtuldu. Diğer dört kadın sanık ise yan yana bir arka sırada yer aldı. Albashir, duruşma salonuna girerken ve duruşma başlamadan önce diğer sanıklarla göz göze gelmedi ve konuşmadı.
İfadesini değiştiren Albashir mahkemede şunları anlatt:
Sınırdaki duvarın üzerinden atlayarak Türkiye’ye geçtik. Bomba yanımızda değildi. Daha önce bombayı Suriye’den getirdiğimizi söylemiştim. Ancak öyle bir şey olmadı. Bombayı İstanbul’da teslim aldık. Bilal teslim aldı. O gün bir 2 saat ortalıktan kaybolmuştu. ‘Adamın yüzünü dahi görmedim, bırakıp ortalıktan kayboldu’ dedi. Hacı bana ‘Bir süre sonra ben de Türkiye’ye geleceğim’ demişti. Bunların hepsi Irak üzerinden geliyorlardı. Telefonuma her şeyi kaydediyordum. Ama telefonumun takip edildiğini bilmiyordum. WhatsApp’ımı silmiştim. Kaçacağımı hissettiler. Hacı bana, ‘Annenin karnında bile olsan seni buluruz’ dedi. Atölyeye gittiğimde çivi getirmiş eşyalarımın üzerine koymuştu. Benden çivi almamı istedi. Nereden alacağımı sordum, Türkçe konuşmayı da bilmiyordum. Musab dışarı çıkmıştı. Bilal onu arayarak ‘Eşimle atölyede kalacağım. Biraz geç gelir misin?’ dedi. Ben merdivende oturuyordum.
Bilal orada bantların üzerine çivileri yapıştırıyordu. Bilal 2 gün sonra Musab’a tekrar ‘Eşimle olacağım, dışarı çıkar mısın?’ dedi. Musab çıktıktan sonra hamur gibi bir şey yoğurmaya başladı. Hacı ile görüntülü konuşmaya başladı ama Hacı’nın görüntüsü ekranda görünmüyordu. Konuşurken‘Daha önce yaptığım gibi mi yapayım?’ diye sordu. Hazırladı, her şeyi tamamladı, çantanın içine koydu. ‘Eğer biri sana bir şey sorarsa Bilal, Almanya’ya gidecek dersin’ dedi. Vakit geç olduğu için o gün Taksim’e gitmedik. Ertesi gün gittik.
Bilal çantayı Taksim’de birine götüreceğini söylemişti. Bilal arka koltukta oturuyordu. İndim çantayı bana verdi. ‘Herhangi bir yere otur’ dedi. O gün de bir şey yememiştim, simit aldım. Makyaj dükkânına uğradım. Daha sonra gidip oturup beklemeye başladım. Çantayla oynuyordum, bombayı görünce polisi aradım ama Türkçe bilmiyordum. Hacı bu esnada ‘Yürü arkana bakma, çantayı bırak’ dedi. Bilal’i sordum, ‘Bilal’i boşver’ dedi. Hacı ile Bilal benim yanımda çok Arapça konuşmazlardı, Türkçe konuşurlardı. Esasen bombayı ben götürmeyecektim, Bilal götürecekti. Taksiye bindim. Hacı bana ‘Esenler’de Suriyelilerin lokantası var oraya git’ dedi. Bilal araba ile neden geri döndü hiç bilmiyorum. Benim kimseye zararım olmadı.”
Mahkeme sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşması erteledi.