Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin Kurtulmuş, "Hemen seçimden sonra bu konunun gündeme gelmesi biraz erken olur ama bunun bir hazırlık safhasının olması gerekir. Meclis'teki bu diyalog zemininin oluşturulabilmesi için herhalde İçtüzük çalışmasını önce getirmek gerekir. Zira hakikaten köklü bir İçtüzük değişikliğiyle Meclis'i daha demokratik bir hale getirmek ilk iş gibi görünüyor. Arkasından da düzgün yöntemlerle doğru zeminlerde anayasanın tartışılmasına çok uzatmadan başlamak lazım. Yani zaten burada mühim olan Meclis'teki aritmetiğin hazır hale gelmesidir. Yani Meclis, ümit ederiz ki büyük bir konsensüsle bu işi çıkartır. Tabii ki asıl olan açık yüreklilikle anayasa tekliflerini tartışabilmemizdir. Sadece partiler arası bir tartışma olmanın ötesinde, Türkiye'nin tamamına mal edilmiş, bu konularda fikri olan bütün kesimlerin sözünü ifade edebildiği bir çalışma ve tartışma zemininin oluşması… Eğer doğru zeminlerde, doğru yöntemlerle çalışırsak sonuç alınabileceğini düşünüyorum. Bu Meclis isterse, gerekli çoğunluğu bulursa yeni bir anayasa yapabilir. Ama nihayetinde bunun gerçekleşebilmesi bir siyasi ortam meselesi."
Bir gazetecinin, "Sizin tercihiniz sıfırdan yeni bir anayasa mı yoksa daha önce 64 maddede sağlanan bir mutabakat vardı, onun üstünden devam etmek midir?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, "Bu Meclis kurucu meclis değildir, bu Meclis'te sıfırdan bir anayasa yapılamaz." şeklindeki söylemleri yanlış ve sakıncalı bulduğunu söyledi.
Bu tür söylemleri, "Meclis'e hakaret ve demokrasiye karşı bir tavır" olarak nitelendiren Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bu Meclis isterse, gerekli çoğunluğu bulursa yeni bir anayasa yapabilir. Bir kere bunu tespit etmemiz lazım. Ama nihayetinde bunun gerçekleşebilmesi bir siyasi ortam meselesi. Yani partiler nasıl yaklaşacak, tartışmalara nasıl katkı verecek? O zaman eğer böyle mükemmel bir çalışma ortaya konulamayacaksa, ideal olan budur, daha doğrusu mükemmele yakın bir anayasa değişikliği teklifinde partiler arasında bir konsensüs oluşamayacaksa, o zaman hangi konularda birtakım zorluklarımızın, sıkıntılarımızın olduğu gündeme getirilir. Her parti kendisince önemli gördüğü noktaları, alanları ortaya koyar, bunların üzerinden tartışma yapılır ve sonuçta bir çoğunluk elde edilirse yani 400 oy bulunursa zaten sorun yok. Ha yeni bir anayasa yaptınız, ha anayasa değişikliği yaptınız fark etmez. Ama bulunamazsa bile Türkiye'yi referanduma götürecek bir oy bulunduğu takdirde partilerin uzlaştığı konular referanduma gider. Ben yöntem bakımından herhangi bir sıkıntı görmüyorum. Her şey gayet açık."
"MİLLET KİMİN YAPICI OLDUĞUNU, KİMİN DE SON DERECE CİDDİ ŞEKİLDE SÜREÇLERİ TIKADIĞINI GÖRÜR"
Meclis Başkanı Kurtulmuş, yeni anayasaya ilişkin, "DEM Parti ve CHP olmasa da aritmetik olarak nasıl bir sonuç oluşur?" sorusunun yöneltilmesi üzerine, doğru olanın, en yüksek konsensüsü bulmak olduğunu belirtti.
Yeni anayasaya yönelik henüz bir metin yokken "Hangi parti bu metni kabul ediyor, hangi parti kabul etmiyor." şeklinde bir tartışmayı, lüzumsuz ve zamansız gördüğünü ifade eden Kurtulmuş, "Şu anda 'Partilerin hangisi nereye kadar işbirliği yapabilir.' farazi bir şeydir. Önce bir metin çıksın, Meclis'in üzerindeki temel sorumluluk... En azından hangi alanlar tartışılıp olgunlaştırılacak, bunlar ortaya çıksın. Bunların çok zor olmadığını düşünüyorum. Nihayetinde sayı yeter, olur; yetmezse de olmaz. Millet bu tartışmaları da bir kenardan seyreder, kimin yapıcı olduğunu, kimin de son derece ciddi şekilde süreçleri tıkadığını görür." diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, TBMM İçtüzüğü konusunda hangi başlıkların ele alınması gerektiği konusundaki değerlendirmesinin sorulmasına karşılık şunları kaydetti:
"Zihnimde aşağı yukarı bu konuyla ilgili olgunlaşmış kanaatlerim var. Ama benim bunları söylememin de bu aşamada doğru olmadığı kanaatindeyim. Özellikle ele almamız gereken konuların başında komisyonların etkin çalıştırılması, Meclis'in çalışma sürelerinin gözden geçirilmesi, ihtisas komisyonlarının aktif hale getirilmesi, yasa yapım süreçlerinin kalitesinin arttırılması gibi birtakım temel meseleler var. İçtüzük konusunda Meclis'teki müzakereler olgunlaştırılarak daha rahat sonuç alınabileceğini düşünüyorum. Ben kendi fikrimi söylemiyorum, bu saygısızlık olur. Milletvekili arkadaşlar, siyasi partilerin grupları çalışıyorlar. Benim de fikirlerim, tespitlerim var. Bunları zaman zaman arkadaşlarla paylaştık, paylaşıyoruz. Zaman zaman milletvekillerinin, siyasi parti gruplarının tamamına yakını Meclis'in çalışma düzeninden şikayet ederler. Hadi o zaman buyurun. Başkası gelip bunu düzenlemeyecek."
"KİMSENİN REJİMİ DEĞİŞTİRMEK GİBİ BİR NİYETİNİN OLMADIĞI AÇIK"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, "Yeni anayasa hayal. Olmayacak." şeklindeki söylemler anımsatılarak, değerlendirmesinin sorulması üzerine, "Partilere sorsak, 'Şu andaki sistemin nerelerde tıkandığından şikayet ediyorsunuz?' desek, aşağı yukarı benzer şikayetleri dile getirdiğini göreceğiz. Anayasa yapım meselesinin bir teknik tarafı var, doğru. Ama esas bir de siyasi atmosferle ilgisi var. Anayasa yapmaktan daha önemli olan, o siyasi atmosferi oluşturmaktır. Bu atmosferi oluşturmak için ben Meclis Başkanı olarak katkıda bulunurum ama bütün siyasi partilerin de burada olumlu bir yönelim içinde olması lazım." ifadelerini kullandı.
Bu konuda daha önce siyasi partilerle görüştüğü hatırlatılarak, partiler arası bir görüşme olup olamayacağının sorulmasına Kurtulmuş, "Olur tabii… Yöntem belirlenir. Ben işin yönteminin, kolay kısmı olduğu kanaatindeyim. Siyasi atmosferin ve o siyasi atmosferi kuvvetlendirecek niyetin çok daha önemli olduğunu düşünüyorum." karşılığını verdi.
Numan Kurtulmuş, başka bir gazetecinin, "Muhalefetin genel endişesi şu; 'Rejimi değiştirecekler.' Bu konuda değerlendirmeniz ne olur?" şeklindeki sorusunu yanıtlarken, çocukluğundan beri bu söylemi duyduğunu dile getirdi. Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu artık eski Türkiye'nin siyaset tarzı içerisinde kaldı. Kimsenin rejimi değiştirmek gibi bir niyetinin olmadığı açıktır. Bu anlamda Türkiye'deki anayasal sistem içerisinde eksiklerimiz neyse ele alınması lazım. Zaten şimdiye kadar bu anayasanın çok sayıda maddesi değişmiş. Biz de diyoruz ki sadece mesele maddelerini değiştirmek değil, gelin şu anayasanın ruhunu değiştirelim. Ruhu hala orada duruyor. Hala 1960 darbesinin, hala 1980 darbesinin 'Ola ki siviller üzerine bir tahakküm kurarız.' diye anayasanın metinleri içerisine yerleştirdikleri o tuzaklar duruyor. Bunları biliyoruz. Yani bunları da ortadan kaldırmak gerekir. Yoksa ben hiç kimsenin bir rejim değişikliği niyeti içinde olduğunu zannetmiyorum." (NTV)