Uluslararası Cerrahlar Konferansı bittikten sonra bir Amerikalı, bir İngiliz, bir de Türk cerrah birlikte bir şeyler içmeye giderler.

İngiliz başlar anlatmaya; "Geçen gün iş kazası geçirmiş birini getirdiler. Adam presin içine sıkışmıştı. Sadece sol küçük parmağı vardı. Bizim elemanlarımız öyle iyi çalıştılar ki, önce parmağa bir el, sonra kol, sonra da vücut yaptılar. Adam taburcu olunca o kadar verimli bir işçi oldu ki onun yüzünden 5 işçi, işsiz kaldı."

Amerikalı söz alır; "Bana ise geçen gün saç getirdiler. Adam nükleer reaktörün içinde kalmış. Sadece saçı vardı. Oldukça iyi bir çalışma ile önce saça bir baş, sonra vücut vs yaptık. Adam taburcu olduğunda o kadar verimli oldu ki, onun yüzünden 20 kişi işsiz kaldı." 

Türk söz alır; "Yıllar önce yolda gidiyordum. Bir de baktım, yerde bir yüzük vardı ve kendi kendine parlıyordu. Hemen yerden alıp çantama koydum. Laboratuvara gidip önce o yüzüğe uygun bir parmak, o parmağa uygun bir el ve kol,  sonra o ele ve kola uygunda bir vücut yaptık. Ortaya bir adam çıktı. O kadar verimli oldu, o kadar verimli oldu ki, bütün ülke onun yüzünden şimdi işşiz kaldı" demiş. 

Bizim hikayemiz de tam böyle işte. Bir zamanlar yüzüğünü gösteren bir Belediye Başkanı vardı. O yüzüğünden başka bir şeyi olmadığını, eğer bir gün olursa, hakkında ne isterseniz demenizi söylüyordu. Şimdi sarayları, köşkleri ve uçakları var. Hatta "onlar devletin malı, yarın başkasının olacak" diyen koyunları bile var. 

Fıkra gibi bir olay yaşadık... 

Bir siyasi partinin ilçe başkanı, afişler hazırlatmış ve izinlerini aldığı tabelalara astırmış. O afişlerde bir soru var; 128 milyar doların ne olduğu soruluyor. Bir savcı çıkmış ve Cumhurbaşkanı'na hakaretten soruşturma açmış. Ayrıca tüm pankartları da toplatmış. Ben Cumhurbaşkanı olsam, savcıyı görevden alırdım. İlçe başkanının sorduğu soruyu, koskoca Cumhurbaşkanı'na yakıştıran ve bir nevi itiraf gibi alınabilecek soruşturma açan savcı, Cumhurbaşkanı'nın düşmanı olmalıdır. Ancak bir başka açıdan bakınca; babasının sadece bir yüzüğü olan çocukların şimdi gemileri, vakıfları, hanlar, hamamları olduğunu düşününce de, savcıyı anlayabiliyorum. 

Sonuç olarak, sizleri bıktırana kadar yazacağım; bu ülkenin gelirlerinde bir sorun yok. Belki de, dünyada en fazla geliri olan devletiz. Tek sorunumuz, basiretsiz yöneticiler ve israf! Sorunun çözümüne de en fazla iki yıl kaldı.