(Telif Hakları çerçevesinde kul hakkı ve hukukta hak kavramı)

Yaklaşık üç sene önce bir gurup arkadaşla kurduğumuz ve alanının ilk derneği olan Telif Hakları Derneği, kısa sürede güzel projelere imza attı. Öncelikle Telif Hakları Kanunu’nun yazılma projesini başarıyla tamamlayan derneğimiz ikinci olarak Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destekleriyle “Yüzyüze Konuşmalar-Yaşayan Edebiyat” isimli çok güzel bir projeyi de yüz akıyla bitirdi. Elli edebiyatçıyı elli edebiyatçı ile buluşturarak yüz yüze konuşmaların gerçekleştirildiği proje iki cilt halinde kitap olarak hazırlandı ve bu alanda çok güzel bir boşluğu doldurdu.

Derneğimizin 2019 yılında gerçekleştirdiği önemli bir proje de “TELİF HAKLARI SEMPOZYUMU” oldu. “Telif Haklarında Güncel Gelişmeler - Dijital Alanda Telif Hakları” başlığıyla gerçekleştirdiğimiz sempozyumda hem yurt dışından hem de ülkemizden bu alanla alakalı konusunun uzmanı önemli akademisyenler tebliğlerini sundular.

Kültür Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Sebahattin Zaim Üniversitesi işbirliği ile gerçekleştirdiğimiz üç oturumlu sempozyumda Dijital alanda telif hakları konusunu alanında uzman kişiler enine boyuna dijital teknolojilerin ilim, edebiyat, müzik, güzel sanatlar ve sinema alanlarındaki etkilerini, ortaya çıkardığı hukuki sorunları ve bunlara yönelik çözüm önerilerini tartıştı.

6 Aralık 2019 tarihinde gerçekleştirilen sempozyumun önemli bir misafiri ise “İnternet Ortamındaki Telif Hakkı Uygulamalarında Yeni Gelişmeler” isimli bildirisiyle katılan Cambridge Üniversitesinden Prof. Dr. Henning Majid Grosse Ruse-Khan’dı.

Bana göre sempozyumun en önemli gelişmelerinden biri de telif hakları konusunda yıllardır büyük mücadeleler veren Orhan Gencebay’ın verdiği destekti. 9 saat süren sempozyumu baştan sona kadar çok dikkatle izleyen ve notlar alan Gencebay, sempozyumun kapanış konuşmasında da konuyla alakalı çok veciz bir konuşma yaptı.

Telif Hakları Genel Müdürü Dr. Ziya Taşkent, Telif hakları Başkanı Cafer Vayni, İZU Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bulut, İZU Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ateş’in de birer açılış konuşması yaptığı sempozyumda Dr. Cahit Suluk, “AB Dijital Telif Hakları Yönergesi - Dijital Yayımcılara Tanınan Bağlantılı Hak Statüsü”, Prof. Dr. Gül Okutan Nilsson ve Doç. Dr. Yalçın Tosun, “Fikri Hak ve Kişilik Hakkı Boyutuyla Hologram Teknolojisine Dayalı Konserler”, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi Üyesi Dr. Adem Aslan, “Hakkın Tükenmesi İlkesinin Dijital Alanda Uygulanması”, Telif Hakları Genel Müdür Yardımcısı Fatoş Altunç, “Eserlerin Sosyal Medya Üzerinden Umuma İletimi”, Avukat ve emekli hakim Fethi Merdivan: “Sosyal Medyada Telif Temizliği ve Telif Sözleşmeleri”, Emekli Hâkim Uğur Çolak, “Sosyal Medyada Telif İhlalleri ve Hukuki Çareler”, Dr. Ali Demirbaş, “Akıllı Sözleşmeler”, ve Dr. Cannur Ercan ise, “Yapay Zekâ ve Yapay Zekâ Ürünleri Üzerinde Hak Sahipliği” konularında sundukları bildirileriyle sempozyuma değer kattılar.

Böyle bir sempozyumun gerçekleştirilmesi telif hakları konusunda büyük ihlallerin yaşandığı ülkemizde hak kavramını gündeme getirmesi özellikle hakları çiğnenen eser sahipleri için çok önemli bir gelişmedir. Her ne kadar 5/12/1951’de kabul edilen 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunumuz (Resmi Gazete: Tarih : 13/12/1951 Sayı : 7981 - 3 Cilt: 33 Sayfa : 49) olsa da telif haklarının pratikte yerleşmesinin henüz ilk aşamalarında olduğunu söyleyebiliriz.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunumuzun amacı şöyle açıklanır:

Madde 1 – (Değişik: 21/2/2001 -4630/1 md.)

“Bu Kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.”

Aynı kanunun Madde 1/A – (Ek: 21/2/2001 - 4630/2 md.) sayılı maddesinde ise kanunun kapsamı şöyle çizilmiştir: “Bu Kanun, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını, bu haklara ilişkin tasarruf esas ve usullerini, yargı yollarını ve yaptırımları ile Kültür Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluğunu kapsamaktadır.”

Telif Hakları Derneği, “Telif Hakkı Kul Hakkıdır” sloganını kendisine ilke edinmiş ve bu alandaki haksızlıkları gidermek, eser sahiplerine sahip çıkmak için önemli bir misyon üstlenmiştir.

Hak ve hukuk kavramları insan hayatı için büyük önem taşır. Hakkın ve hukukun korunmadığı toplumlarda huzur ve barışın sağlanması mümkün değildir.

Hukuk dilinde hak kavramı, “Hukuk düzeninin kişilere tanıdığı yetkilere ve kişilerin hukuk düzeni tarafından korunan menfaatlerine” şeklinde tarif edilir. Bu hakların kazanılmasında sübjektif iyi niyet, hakların kullanılmasında ise objektif (Dürüstlük ilkesi) iyi niyet kuralları geçerlidir. Bunun tesis edilmesi de devletler için önemli bir görevdir.

Bilindiği üzere Hak kavramı Kamu ve özel olmak üzere ikiye ayrılır.

Özel haklar ise ileri sürülebileceği çevre bakımından mutlak ve nisbi olmak üzere ikiye ayrılır.

Mutlak Haklar Sahibine maddi veya gayri maddi mallar üzerinde veya kişiler üzerinde en geniş yetkileri veren ve herkese karşı ileri sürülebilen haklardır.

Hukuk düzeni birtakım nedenlerle korunmaya muhtaç durumda bulunan kimseler üzerinde kişilere bazı mutlak haklar vermiştir. Bunlardan biri de eser sahiplerinin telif haklarıdır.

Telif hakları temel olarak dini literatürlerde de “kul hakkı” olarak geçer ve bu hakkın çiğnenmesi en büyük günahlar arasında sayılır.

İnsanlığa en son indirilen hidayet kaynağı Kur’an’ı Kerim’de hakkın yenilmemesi hususunda çok önemli ikazlar mevcuttur:

“Mallarınızı aranızda bâtıl sebeplerle yemeyin! İnsanların mallarından bir kısmını, bile bile haksız yere yemek için, onları hâkimlere rüşvet olarak vermeyin!” (Bakara, 188)

“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret hâli müstesna, mallarınızı bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda yemeyin…” (Nisâ, 29)

Telif hakkı ortaya konan eserden dolayı ortaya çıkan kul hakkıdır ve bu hakkın yenilmesi tam anlamıyla bir haksızlık ve hukuksuzluktu.

Dini kaynaklarda kul hakkı ile bu dünyadan göçüp gitmenin ahirette çok ağır bir vebali olduğu dile getirilir.

İnsanlara doğru yolu gösteren rehberlerin sonuncusu Hz. Muhammed (sav) de kul hakkı konusunda hassasiyetini şu muhteşem cümlelerle dile getirmiştir:

“Ey insanlar! Kimin üzerine geçmiş bir hak varsa onu hemen ödesin, dünyada rezil rüsvâ olurum diye düşünmesin! İyi biliniz ki; dünyada rezil rüsva olmak ahirettekinin yanında pek hafiftir.”

Allah’ın kullarına bahşettiği bir hakkı çiğnemek veya bilerek yemek insana karşı işlenmiş suçlardandır.

İslâmî kaynaklarda, insanların gereğini yerine getirmekle yükümlü oldukları haklar “Allah’ın hakları” ve “kulların hakları” şeklinde iki kısımda mütalaa edilmiştir.

Kul hakları ise genellikle insanların canları, bedenleri, ırz ve namusları, manevi şahsiyetleri, makam ve mevkileri, dinî inanç ve yaşayışları gibi konulardaki kişilik haklarıyla mallarına ve aile fertlerine ilişkin haklarından oluşmakta ve bunlara yönelik olarak yapılan kötülükler, verilen zararlar kul haklarına tecavüz sayılmakta, bu tecavüz de “mezâlim” kelimeleriyle ifade edilmektedir.

“Telif Hakkı kul hakkıdır” ilkesiyle yola çıkan derneğimizin kısa zamanda büyük işler başardığı açıktır. Ama her şeyden önemlisi insan haklarının alabildiğine çiğnendiği bir zaman diliminde derneğimizin kul hakkı sayılan eser sahiplerinin telif haklarına sahip çıkması takdire şayandır.

Sosyolog Cafer Vayni, Gazeteci Yazar Selim Çoraklı, Gazeteci Yazar Recep Aslan, Gazeteci Yazar Recep İncecik, Prof. Dr. Kadir Canatan, Prof. Dr. Durali Yılmaz, Prof. Dr. Cemal Zehir, Prof. Dr. Abdulkadir Emeksiz, Prof. Dr. Mustafa Tekin, Doç. Dr. Süleyman Doğan, Doç. Dr. Nermin Özcan Özer, Av. Beril Hasdemir, Sosyolog Nazlı Aspay Şener, Sanatçı Ayşe Emine Sultan Çelik, Avukat Cihan Tufan, Matematikçi Serdar Demirci, Gazeteci Fatih Sadırlı, Eğitimci Hasan Baştürk, Eğitimci Mehmet Erdoğan, Yönetmen Mehmet Saygıner, Yönetmen Ekrem Ergüder, Sanatçı Harun Korkmaz gibi bir gurup fedakâr insanın gayretleriyle kurulan ve kısa zamanda önemli projelere imza atan derneğimizin gelecekte de bu alanda önemli çalışmalar yapacağına inanıyorum.