Bizler gazeteciyiz. Belli bir dünya görüşümüz olabilir. Ama bunu ürettiğimiz haberlere genellikle etik olarak yansıtmamamız gerekiyor. Ancak genel olarak kadınlara yapılan haksız ve çirkin saldırılar karşısında tarafsız kalmamızı kimse beklemesin.

Kadınlarımız erkeklere oranla yaratılış itibari ile fiziksel olarak daha zayıftırlar. Bu ise erkeklerin kadınlara karşı pozitif ayrımcılık yapmalarını gerektiriyor.

Ancak günümüzde siyasilerimiz, başta İktidar partisi yetkilileri olmak üzere kadınlara karşı bırakın pozitif ayrımcılığı, ellerinden gelse bir kaşık suda boğmak istiyorlar.

Diyeceğim o ki İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, 2 yıldır devam ettiği esnaf ziyaretlerinden birisini de Rize ve ilçelerine yapmayı günler öncesinden planlıyor. Ancak partisinin grup toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı tek adamlık ve yaptığı baskıcı uygulamaları açısından İsrail Başbakanı Netenyahu’ya benzetmişti.

Vay efendim sen beni nasıl Netenyahu’ya benzetebilirsin diye küplere biniyor. Bir Karadeniz gelini olarak daha önceden planladığı Rize esnaf ziyaretlerine devam ediyor. Ancak daha önceden hazırlanan kışkırtıcı sosyal medya mesajları, köprülere asılan kışkırtıcı afiş ve pankartlar ve bindirilmiş kıtalar sayesinde Meral Akşener’e herkesin malum olduğu çirkin saldırı yapılıyor.

Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Bir ülkenin tamamının Cumhurbaşkanı olması gereken Sayın Recep Tayyip Erdoğan ne yapıyor? Konuşmaları, tavır ve uygulamaları ile sadece Ak Parti’nin Cumhurbaşkanı gibi davranıyor. Sayın Meral Akşener hakkında neler söylüyordu bir hatırlayalım.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında;

Akşener için "Gelin hanım beni Netanyahu'nun yanına koyuyor, onun ardından memleketim Rize'ye gidiyor. Gelin hanıma gayet güzel bir ders veriliyor" dedi

Burası Rize, sen kalkıp da Rize’nin uşağına bu şekilde hakaret edip onu Netanyahu gibi bebek katillerinin yanına koymaya kalkarsan yapılacak budur. Yine dua et ki gelin hanıma çok ileri gitmeden bir ders verdiler. Bu da Rizelinin edebini, adabını gösterir.

İkizdere yetmedi bir de Çayeli’ne gitti. Orada da zaten gerekeni yaptılar.

Bu daha bir. Daha neler olacak neler. Daha dur bakalım bunlar iyi günler. Her şeyden önce ahde vefa diye bir şey var. Eğer ahde vefa olmazsa bu millet affetmez.

Bu konuşmanın tamamı tehdit ve tahrik dolu. Devenin boynu gibi neresi doğru ki; Bu bir Cumhurbaşkanı konuşması olamaz. Olsa olsa metni yazan danışmanın hatası olabilir. Sayın Cumhurbaşkanı bu kadar da pervasız konuşmaz diye düşünüyorum. Bu kirli dil Türkiye’yi aydınlık günlere değil kaosa, karmaşaya ve anarşiye götürür.

Ne demek, ‘Dur bakalım bunlar iyi günler. Daha neler olacak neler?’ cümlesinin açılımı nedir? Söyleyelim; Senin her gittiğin il ve ilçeyi sana dar edeceğiz. Benim bindirilmiş hazır kıtalarım orada olacaklar. Sen nereye gidersen git seni telin edecekler hatta sana saldıracaklar demektir. Bunun başka anlamı yoktur. TERAZİNİN ŞİRAZESİ KAÇMADI MI? ALLAH AKIL FİKİR VE DE HİDAYET VERSİN.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE VE DİYEBİLENE