Pandemi salgınının yayıldığı ilk aylarda Türkiye’de Coronavirüs yok denildi. Bizde inandık. Ancak yeni yeni sağlıkçıların itirafından anlıyoruz ki o aylarda da birkaç yerde vaka rastlanmıştı ama gizleniyordu. Nihayet konu saklanamayacak noktaya gelince 11 Mart 2020 tarihinde ilk vakalar Sağlık Bakanı tarafından duyuruldu.

Sağlık Bakanı Dr.Fahrettin Koca’nın o tarihten sonra her akşam Türkiye gündemi şeklinde coronavirüs vakalarını duyurması tüm vatandaşlar tarafından takip edilmeye başlandı. İlk aylarda şahsen bende Sağlık Bakanı’nın verdiği bilgilere inanmıştım. Bakanın o vakur duruşu ve anlatım şekli insana güven veriyordu.

Ancak zaman geçtikçe Ak Partiye inancın sıfırlandığı bir noktada Sağlık Bakanı nasıl doğruları söyelebiliyor diye endişe etmeye başlandı. Ve birçok sağlıkçının son günlerde Bakan Koca’nın verdiği rakamların yanıltıcı olduğu örnekleriyle ortaya konmaya başladı. CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in açıklamaları haberlerde konu olmuştu. Adıgüzel; bugün coronadan ölenlerin sayısı 17 olarak açıklandı. Halbuki Ordu’da aynı gün 6 kişi coronadan vefat etti. Ancak o Sağlık Bakanın açıkladığı sayı içinde Ordu’da ölenlerin dahil edilmediğini biliyoruz diyordu. Hakeza aynı minvalde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nunda açıklamaları olmuştu. Sağlıkçıların feryatları ise ayrı bir konu.

Son günlerde Sağlık Bakanı’nın özverili açıklamaları ve çabaları fayda etmeyince COVİD-19 salgını artık önü alınamaz hale geldi. Hatta Sağlık Bakanlığı, Sağlık Bilim Kurulu üyelerinden birçoğu sözlerinin dinlenmediği gerekçesi ile istifa ettiği haber konusu olmuştu. Şu anda Türkiye Coronavirüs vaka sayısı Nisan Ay’ınn vaka sayısını dahi geçmiş durumda. Artık coronavirüs salgınının önü alınamaz hale geldi.

Ak Parti iktidarı kendi yaptığı toplantı ve uygulamalarında (Ayasofya ve Giresun’da toplanan kalabalıklar) hiçbir hijyen kuralına uyulmadığı ortada iken birde savunmaya geçmeleri işin tuzu biberi oldu. Son artışların ardından yeni radikal kararlar peş peşe alınmaya başladı. Düğünler sadece nikah töreni ve az sayıda katılımcı ile yapılmasına karar verildi. O şaşalı düğün dernek gösterilerine yasak getirildi. Önemli olan o insanların ekmek teknesi olan nişan, düğün ve sair toplantılarda gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayabilmekti. Yasaklamak iki satır genelge ile yapılabiliyor.

Düşünebiliyor musunuz? Bir düğün organizasyonundan onlarca esnaf nasipleniyordu. Şimdi bu esnafları yasakladığınız zaman ona bağlı olarak iş yapan yan kuruluşlarında ekmeği ile oynamış oluyorsunuz. Demem oki 1940 yıllarda MEB’nın şu okullar olmasa bu bakanlığı yönetmek çok kolay olurdu dediği gibi, şu düğün , nişan ve nikah organizasyonları olmasa coronavirüsle çok güzel mücadele ederdik demeye getiriyorlar. Önemli olan bu işyerlerini açık tutarak ama kontrolü elden bırakmadan coronavirüsle mücadele edebilmektir.

Netice olarak Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın halishane çabalarını görüyoruz. Yırtınıyor, çırpınıyor, çok farklı açıklamalar yaparak insanlarımızı coronavirüse karşı uyarıyor. Ancak Sağlık Bakanı’nı göreviyle başbaşa bırakmayan bürokrasi ve biryerlerden! gelen emirle elleri ve kollarının bağlandığını düşünüyorum. Sağlık Bakanı ne kadar dürüst davranırsa davransın. Ona verilen talimat doğrultusunda vaka sayılarının düşük gösterilmesi ama buna mukabil Coronavirüs salgınının tekrar zirve yapması Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı ‘Kırk katır mı, kırk satır mı?’ tercihine getirmiş bulunuyor. Hatta kulis haberlerinden edindiğimiz bilgiye göre Sağlık Bakanı Fahrettin Koca birkaç defa istifanın eşiğinden döndürülmüştür. Tehditle tabii. Bak istifa edersen biliyorsun seninde özel sağlık kuruluşların var. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun başına gelenleri biliyorsun denilerek istifadan döndürülmüş olduğu konuşulmaktadır. Bu keşmekeşe Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bakalım daha fazla ne kadar dayanacağını zaman gösterecek.

NE MUTLU TÜRKÜM VE MÜSLÜMANIM DİYENE, VE DİYEBİLENE