Asırlardır Çin Türklere düşmandır ve korkularından Türklere karşı Çin Seddini oluşturdular. Şimdi güçlendiler ve Doğu Türkistan’ı işgal ettiler Türkleri katlediyorlar soykırıma uğratıyorlar.

Rusya 16. Yüzyıla kadar ormanlarda yaşayan çapul bir topluluktu, Timur Han’ın hatası Altınordu devletini yıktı ve Türkler bölündüler. Kazan ve Kırım Türkleriyle Ruslar savaştılar, hep yenildiler. Ruslar kurnazlık yapıp Kazan Türklerini Kırım Türklerine karşı kışkırttı ve Kazan Türkleri Ruslar ile birlikte Kırım’ı işgal ettiler. Rusya o zaman doğdu düne kadar tokatladığımız Ruslar artık büyüdü Türk Ülkelerini işgal etti sömürdü ve emperyalist bir güç oldu.

Komünist ihtilal de Lenin Emperyalizme karşı mücadelede Türkiye’ye yardım etti ve iyi ilişkiler içinde bulunuldu.

Lenin öldükten sonra Stalin, ne kadar muhalifi varsa hepsini yok etti. 1944’te Kırım ve Ahıska Türklerini yurtlarından etti sürgüne gönderdi katletti.

Osmanlı döneminde Sürre alayları göndererek, ne vergi aldık ne de askere aldık, altın mücevherler hediyeler verdiğimiz Araplar din kardeşi, Peygamber soyu diye ve hatta Kavm-i Necip diye sevip övdüğümüz Araplar İngilizler ile iş birliği yapıp Türkleri arkadan vurdular. Filistin Suriye keza Yemen’den dönen yorgun yaralı Türk askerlerinin karnını deştiler, İngilizlerin: “Türklerin karınlarında altın var” sözleriyle Türk askerlerini katlettiler. Ama bir avuç Yahudiye ülkelerini sattılar şimdi o bir avuç Yahudi onları iyi bellemekte. Yine de bizler Filistin diye hançeremizi yırtarak onlara yardıma koşuyoruz.

İran’da Farslar küçük bir zümreydi, fitne konusunda mahir olan Farslar İslam’ı zorla kabul ettiler, önceden ateşperest idiler. Türklerin birlik olmamasından dolayı Türkleri şimdi Farslılaştırmaya başladılar, Türkleri yok etmeye, kimliklerinden uzaklaştırıp Farslılaştırıyorlar. Osmanlı Ermenilere Milleti Sadıka dedi, vatanımızı bölüp Rus ve Fransız gibi emperyalistler ile birlikte Anadolu’da ve Asya’da Türkleri katlettiler.

Osmanlı’yı kuran irade Bektaşiliktir. Osman Bey’in gerçek ismi de Ataman Bey’dir. 2.ci Beyazid’e kadar bu iradeyle yönetildi. Araplardan saraya alınanlardan Ebussuud Efendi (Şafi’dir) Yavuz Sultan Selim zamanında göreve getirildi onu İdrisi Bitlisi takip etti (Said’i Kürdi’nin köyündendir, Şafi’dir) ve Yavuz Mısırı fethettikten sonra Halifeliği aldı. Ebussuud Padişaha: “Efendim Araplar sizi tanımıyorlar, Halifeliğinizi kabul etmiyorlar, Arapların ileri gelenlerini buraya getirin taltif edin sizi dinlerler” dedi. Bunun üzerine Yavuz iki bin kadar Arap Şeyhi, Hocası, İleri gelenlerini İstanbul’a getirdi, köşklerde yaşattı, çalışmadılar devletin kasasından sefa sürdüler, maalesef Araplar yine Halifemiz demediler.

Yavuz’un halifeliğinde akıl hocası Ebussuud ve İdrisi Bitlisi idi, Bunlar güya Sünnilik yapıyorlardı. Asıl gayeleri Türkleri yok etmekti.

Padişah bunlara uydu ve Anadolu’da Türkmen katliamı başladı. Türkmenler Türk olan Şah İsmail’e sığınmaya başladılar. Katliamlar durmuyordu. Kaçanlar çoktu. Bunun üzerine bu iki Türk düşmanının teklifiyle sınırlara Kürtler yerleştirildi. İdrisi Bitlisi Kürt ve Şafidir, Saidi Kürdi ile aynı köyden çıkmadır, Saidi Kürdi de aynı mantıktadır. Şah’a giden Türkmenleri sınırda yakalayan Kürtler katlettiler.

O zamana kadar mezhepçilik falan yoktu Türkler arasında. Bunu başlatan Kürt İdris ve Ebussuud denilen Arap kökenli olduğu söylenir. O kadar Türk düşmanıydılar ki, Ebu Hanife’yi katleden zihniyetin devamıdırlar. Emevi mantığı. Fıkıhta Ebu Hanife (Türk) İtikatta İmam Maturidi (Türk) Türkmenlerin yaylalarda gezenlerine Alevi denildi. Yerleşik Türkler ise Bektaşi iken İmam Maturidi ve Ebu Hanife’nin içtihatlarına göre amellerini yaptılar ve buna da Hanefi Mezhebi denildi. İtikattaki Mezhebi Maturidi kormadı, onun talebeleri yolundan gidenler sonrasında Maturidi olarak anıldılar. Abu Hanife fıkıh konusunda uzmandı mezhep kurmadı ama onun Fıkhına uyanlara da fıkhi mezhep olarak Hanefi denildi.

Türkler Yezid’i sevmezler ve Peygamber evlatlarını severler onların izinden giderler. Ehli Beyt sevdalılarıdırlar.

Günümüzde Kırım halen işgal altında. Kırım Tatarları hala sürgün vatanlarına çok az bir kısmı gelebildi. Kırım Tatar Meclisi’ni Ruslar Kırım’a sokmuyorlar. Kırım davasına destek olduğumdan şahsımda Kırım’a alınmayacaklar listesindeyim.

Ahıska Türkleri de Kırım Türkleri gibi 1944’te sürgüne gönderildi, Kırım gibi onların yurları da başkalarına Ruslar tarafından peşkeş çekildi.

Kırım davası ve Ahıska davası için samimi olarak mücadele verenlerin yanında kendilerini güya Kırım ve Ahıska davasını savunuyormuş gibi yapan Rus’un emrinde çalışanlar maalesef günümüzde ana davaya ihanet etmektedirler. Ayrıca Türkler arasına Arabistan tarafından sokulan Selefi ve Vehhabilik yaygınlaştırılmaktadır.

Bunlarda maalesef onların etkisiyle Türklüğü yok sayarak Müslümanız diye. (Vehhabilir ve Selefilik ne kadar İslami?) kutlu davayı sekteye uğratmaktadırlar. Daha da ileri giderek dincilik maskesi altında İslami Cihad diye Türk gençlerini zehirleyip kirli emelleri için kullanmaktadırlar.

Türklük ne zaman uyanacak?

Türk Birliği inancı ne olursa olsun mezhebi ne olursa olsun birlik sağlanıldığında oluşacaktır ve Turan’a doğru yol alınacaktır.