Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı Erhan Arıklı Kıbrıs Genç TV’de Baykan Gürses’in hazırlayıp sunduğu Merhaba Yenigün programına katılarak gündemi değerlendirdi.

Arıklı protokol ile ilgili sorulara genel bir değerlendirme yaptı. Arıklı protokolün  imzalanması toplulumuz ve ülkemiz adına büyük bir kazanç olur fakat bana göre imzalanma ihtimali çok düşüktür dedi. Başbakanın protokol ile ilgili verdiği tarihi ise tam bir acemilik olarak gördüğünü belirten Arıklı protokolün nisan ayında hazırlanıp mayıs ayında imzalanacak demesi kendi adına bir talihsizlik olduğunu söyledi. Arıklı ortada henüz mutabık kalınmış bir protokol yok ve bu konuda sürecin biraz daha uzayacağı kanısındayım. Son şekline getirildiğinde ise imzalanmayacağını bir kez daha söyleyebilirim  ve bu süreç sayın Erhürman’a siyaseten pahalıya patlayacağı aşikardır çünkü günün sonunda bu protokol imzalanmazsa başbakana istifa etmek düşer dedi.

Protokolün neden bu kadar uzadığı sorusuna ise Arıklı şöyle cevap verdi: Tamamen hükümetin gönülsüzlüğünden dolayı uzamıştır. Bunu bir çok kez dile getirdim bir çok kez daha söylemek gerektiğini düşünüyorum . 2016-2017 yılındaki ekonomik protokolde imzalanan fakat uygulanmayan  maddeler burada aynen devam edecek.

Türkiye kalkıp da orada ki maddeler için tamam siz bunları yapamıyorsunuz biz istemiyoruz yada değiştiriyorum demez .Eğer derse şöyle bir kanı doğar demek ki Türkiye burada ki hükümete göre muamele yapıyor. Bununda mümkün olmayacağını söyleyebilirim dedi. Arıklı Türkiye’nin bu protokol konusunda baskı yapmasını halkımızın yanlış anlamaması gerektiğini söyleyerek  konuya örneklendirdi. Arıklı  Türkiye ekonomik bir sıkıntıya düştüğünde gideceği yerlerden biride İMF ‘dir .İMF yardımda bulunmadan önce Türkiye’nin önüne bir reçete koyar ve uygulamanız koşulu ile desteğimizi veririz der ve uygulanmasının da takipçisi olur.

Aynı olayın Güney Kıbrıs’da yaşandığını ve Troykanın olaya bu şekilde müdahil olduğunu söyledi. Arıklı protokolde ki en büyük engelin özelleştirmeler olduğunu düşünüldüğünü ve Türkiye’nin bu konuda baskı yaptığı kanısı yaygın. Fakat elektrikte ki özelleştirme Türkiye’nin kriteri değil  Avrupa Birliğinin kriteridir. Avrupa Birliği Güney Kıbrıs’a dedi ki elektrik kurumunu birimlerine ayıracaksın özellikle üretim ve dağıtım ayrı olacak.

Bizim de yapmamız gereken olay bu. Biz ise ısrarla bundan kaçınıyoruz çünkü  oradaki baronlar öyle istiyor, elsen öyle istiyor orayı bir rant kapısı olarak görmektedirler. Onlar için bu protokolün hiçbir önemi yoktur ister imzalansın ister imzalanmasın mantığındalar. Bu konuya tamamen kendi şahsi çıkarları doğrultusunda bakıyorlar ve buda son derece üzüntü verici bir olay.

Bakın bu bakanlar kurulu o kadar sıkıntı içerisinde saatlerce konuştu ve sonunda diz çökerek Elektrik kurumunun istediği dört adet jenaratör için ihale hazırlığı yapıldı. Yakın zamanda da Uluslararası bir ihaleye çıkılacak. Bu yapılan tamamen gereksiz bir harcama olduğuda herkes tarafından bilinmektedir. Sonuç itibarı ile protokolün önünde ki en büyük engelin bu olduğunu Sayın Akansoy’da dile getirdi.

Bilindiği gibi CTP ve TDP bu özelleştirme olayını özerkleştirme ile karıştırarak halkın önüne koyuyor. Özerkleştirme şu an ki statükonun devamından başka bir şey değildir. Bir taraftan Avrupa birliği diyecekseniz bir taraftan da Avrupa birliğinin kriterinin işinize gelmediği için ben bunu uygulamam diyeceksiniz. Sonuç olarak şunu söyleyebilirim hazırlanan protokol metni Türkiye tarafından ciddiye alınmamıştır ve kısa bir süre daha bekliyerek bu işin sonucunu hep birlikte göreceğiz dedi.

Editör: TE Bilişim