25 Şubat 1907 doğumlu yazarımız, yalnız olmanın ne demek olduğunu öğreten bir hayat yaşamış, eserlerini okurken ''ne şanslı biriymiş be'' dedirtip hemen ardından bu düşünceleri tam tersine çevirecek şeyler yaşamış olduğunu görürüz. 41 yıllık kısacık yaşamına  Kuyucaklı Yusuf, Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Yarım Kalmış Bir Ankara, Markopaşa, gibi her okunduğunda insanın ruhuna dokunan eserler sığdırmıştır. Almanya'da eğitim alma şansı yakalamış olan Sabahattin Ali bu şansı en iyi şekilde değerlendirmiştir fakat İkinci Dünya Savaşı'na neden olan nazi akımından o da zarar görüp Türkiye'ye geri dönmüştür.

Sabahattin Ali, girdiği her ortamda gerek kıyafeti, gerek seçtiği kelimeler, mimiklerine kadar dikkat çekici bir özelliğe sahipmiş. Çok sayıda dostu olmasına rağmen dostundan fazla düşmanı da olmuştur. Sebebi ise siyasi görüşü... Sabahattin Ali insanca yaşam için yandaş olmadan bir şeyler kanıtlamaya çalışmış lakin hiçbir zaman anlaşılmamış ve çok yakınları tarafından bile ötekileştirilmiş. Hapishaneye girdiği zamanlar yine verimli geçirmiş vaktini ve Kuyucaklı Yusuf'u, Mahpushane  Türküsünü yazmıştır. 4 yıl mahkum edilen Sabahattin Ali, 4 yıldan daha az bir süre hüküm giymiştir. Hakkında davaların aleyhine işleyen dönemde Türkiye'den gitmek isteyen Sabahattin Ali, kendisine rehberlik eden Ali Ertekin tarafından vurularak öldürülmüştür.

Editör: TE Bilişim